Salda Gölü'nde baharı karşılama düşüncesiyle uzun süredir plan yapıyordum.Nihayet hazırlıklarımı tamamlayarak 19.03.2016 günü saat 20.30 civarında aracım ile İzmir'den yola çıktım.Aslında Kütahya'dan iki dostum ile bu yürüyüşü yapacaktık ancak son anda işleri nedeniyle gelemedikleri için tek başıma yola koyuldum.
Aydın,Denizli,Serinhisar yolunu takip ederek, Serinhisar çıkışından sonra kuzeye doğru ayrılan 35 km lik Salda yolu ile 20.03.2016 Pazar gece yarısı 00.15 civarında Salda Gölü kenarındaki Sultanpınarı Restoran'ın otoparkına aracımı park ettim.Yol yaklaşık 4 saat sürdü,mesafe ise 305 km.Çadırımı aracın bitişiğine kurdum.
Sıcaklık 2 derece idi.Uyku tulumuna girerek, Salda'nın muhteşem gün doğumuna eşlik edeceğim saatte kalkmak üzere güzel bir uykuya daldım.
Sabah 05.00 da uyandım.Hava hala karanlıktı.Çadırımı ve uyku tulumumu topladım.Termos içinde hazır olan ılık!! çayımı yudumlayarak ve birkaç parça börek yiyerek kahvaltımı yaptım.Tan yeri ağarırken göl kenarına inerek 05.45 civarında saat istikametinde beyaz ve derin dünyada yürüyüşüme başladım.Daha önce göl tam turunu 5 defa yaptım.Yürüyüş mesafesi 33.2 km.
Yaklaşık yarım saat sonra üstteki görüntüyü adım adım izleyerek doyumsuz manzaraya ve huzur veren Salda'nın gün doğumuna bir defa daha şahit oldum.
Önce Orman plajına ulaştım.Gözüm daha önceki yürüyüşlerimde bu plajda bana eşlik eden köpekleri aradı.Ancak bu defa dostlarım yoktular.Görüntüdeki Kalker adaları, gölün Kocaburun mevkiinde ve kıyıdan yaklaşık 200 m açıkta çok ilginç oluşumlar.Alttaki iki resimde Kocaburun bölgesinden.
Güneş bu yürüyüşümde bulutların arasından kendini ara sıra gösterdi ancak bulutların farklı tonlardaki renkleri çok güzeldi.Alttaki görüntü Kocaburun'dan sonraki uzun plaj.Daha önce burada göle girdim.Ama yaşam çizgisine dikkat ederek.
Doğanbaba köyünün plajına yaklaşırken..
Plajda Mayıs ayı başlarında açılan bir Cafe var.Yürüyüş sırasında burada soluklanabilir hatta bir şeyler içebilirsiniz hatta pide çeşitleri ve diğer lezzetlerle açlığınızı giderebilirsiniz.Mayıs 2015 deki yürüşümde mekanın sahibinin o zaman küçük olan kangal köpeği Efe eşlik etmişti.Bu defa onun bölgesine girdiğimi düşündüğüm anlarda (Efe artık büyümüştür.Bunu da tahmin ediyorum) Efe'yi kolladım.Ancak o da yoktu.Belliki o da Mayıs'ta gelecek.Olmadığına üzüldüm desem.!!!!!
Çiçek açmış türlü ağaçlar bu güzel yola her an eşlik etti.Bu bölgede küçük üzüm bağları da var.
Mütevazi yemek molamı yol kenarında soğuk dağ suyunun aktığı çeşme başında verdim.Burada piknik masasında bir şeyler yerken tanık olduğum göl manzarası muhteşem.El ve ayaklarımı serinleterek mola sonrasındaki yürüyüşüm için adeta yenilendim.
20 dk moladan sonra yola tekrar devam..
Dünyanın en berrak ve en temiz 2. gölünün bu görüntülerini çene hizamdan seyrettim!!!
Aracımın başına saat 13.10 da geldim.Yorulurken dinlenmek bu olsa gerek..
Bu anı bir çok şeye değişmem.Salda'da bir yürüyüş biterken bir daha ne zaman gelirim diye de düşünüyorsunuz.
Salda Kayak merkezini merak ediyordum.Yola koyuldum.Yol yaklaşık 30 km.Sezon bitmiş ama hala kar vardı.Kayakseverler için çok güzel bir alternatif.Kayak merkezinden inerken Salda Gölü'nün kadraja sığmayan panaromik görüntüsüne ise ilk defa tanık oldum.
Salda Gölü çevresinde 61 familyaya ait 301 sucul ve karasal bitki bulunuyor.
Göl,beyaz kumsalı ve berrak yapısıyla Maldiv'lere benzetiliyor.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder