Sayfalar

12 Şubat 2023 Pazar

 ANKARA'DA CİNNAH YOKUŞU YÜRÜYÜŞLERİ...  VE CİNNAH 19 HİKAYESİ...

Yıllar önce bir mimari yayında, Ankara'da Cumhuriyet'in ilk yıllarında yapılan özgün binalar ile ilgili bir makaleyi okurken '' Cinnah 19 '' isimli yapı dikkatimi çekmişti. Yıllar sonra Ankara'ya geldiğimde, Cinnah Yokuşu'nu yürüyerek çıkmayı ve bu binayı bulmaya karar verdim. Gittiğimiz yerlerde ve hatta yaşadığımız kentte, yürüdüğümüz sokaklarda belki de yanından geçtiğimiz ve hiçbirimizin fark etmediği öyle yapılar ve bu yapıların o kadar etkileyici hikayeleri var ki... Üzerinden yıllar geçtikten ve tanıkları da bu hayattan ayrıldıktan sonra tarihte yerlerini alıveriyorlar. Bu türden yapılar, kentlerin hafızaları ve dönemlerinin tanıkları... Geçmişle kurduğumuz ilişkide artan bir şekilde hissettiğimiz yabancılaşma duygusu, yüzyılın karakteristik özelliklerinden biri olan sürekli değişimin bir sonucu. Öncesi ve sonrası olmayan gelip geçici şeylerle özdeşlik kurmaya çalışırken geçmişle kurduğumuz bağı yitiriyoruz. Oysa zamanda ve elbette mekanda bir yer edinmeye; geçmişle, geçmişimizle bağ kurmaya ihtiyacımız var. Neyse ki, geçmiş bir şekliyle bugüne izler bırakıyor. İster belge ister kurum isterse yapı olsun geçmiş ''arşiv'' ler olarak bugüne kalıyor. Bu ilginç hikayeyi geçmişteki yerinden çıkarmak için 1957 yılına gidelim. Projesi mimar '' Nejat Ersin '' tarafından çizilen binanın yapımına 1954 yılında başlanmış ve üç yılda tamamlanmış. İnşa edildiği dönemin en başarılı modern mimari örneklerinden birisi kabul edilen bina, sık sık Fransız mimar '' Le Corbusier'in '' ünlü yapıtı '' Unite d'Habitation ile kıyaslanıyor. Tasarımında kullanılan üslup bakımından da '' Oscar Niemeyer '' , '' Lucio Costa '' ve ''Durrel Stone '' gibi önemli modernist mimarların eserleriyle benzerlikler taşıdığı kabul ediliyor. 

1 Şubat 2023 Çarşamba

ŞEMDİNLİ / HAKKARİ,   KALBİMİN SAĞ ALT KÖŞESİ,  30 YILLIK ÖZLEM...
Beklemek, bir şeyleri umut etmektir. Herkes bir şeyler beklemeli, umut etmeli hayattan... 30 yıl önce son bir defa bakarak, veda ettiğim Şemdinli'ye olan özlemim hiç bitmedi. Yıllar geçse de aklımdan hiç çıkmayan bu görüntüyü tekrar görebilmek için ne kadar da çok beklemişim... Bir yıldan daha fazla yaşadığım, nefes aldığım, her tarafını neredeyse karış karış bildiğim '' Benim için uzakların en birincisi Şemdinli '' geleceğimi de belirledi... Mücadele, sınırları zorlamak, dağlar, tırmanmak, yürümek, koşmak, alın teri, anlamak, farkına varmak, değerler, dostluk, enerji, onur, gurur, vatan, gerçek kahramanlar, acılar, sevinçler... Şemdinli ile birlikte daha farklı bakışla yaşamımı etkiledi. İyi ki de böyle oldu. Ben en zor anlarımda, Şemdinli yıllarımı hatırlayarak hep çıkışı ve doğruyu buldum.