Kış demek benim için birazda bozadır.
Bozada yağ oranı sıfırdır.Obeziteye karşı tavsiye ediliyor.Bir bardak bozanın üzerine leblebi koyarak içmek tok tutuyor.Üzerine tarçında çok yakışır.
Bozayı Vefa Bozacısında içmek,sur içinde tarihi atmosfer içinden yürüyerek mekana gitmek ayrı bir keyif.
Hacı Sadık Bey, 1870 yılında Arnavutluk Prizren'den İstanbul'a gelir.O yıllarda bozanın sulu kıvamlı,esmer renkli ve ekşi lezzetli biçimde,şehir halkından 200'e varan esnaf tarafından yapılıp satıldığını görür.O dönemde farklı bir yöntem dener ve bugünkü haliyle yeni koyu kıvamlı,açık sarı renkli henüz yeni mayalanma kabarcıklarının oluştuğu andaki çok hafif ekşimsi lezzeti bu markanın ilk imzası olur.
Zamanın saraylı,aristokrat aileleri ile bürokratlarının oturduğu İstanbul'un en nezih semtlerinden biri olan Vefa'da 1876 yılında boza ürününün dünyadaki ilk resmi ticarethanesini açar.
Duvardaki çiniler ve girişte yılların yürümekle aşındırdığı mermer giriş dikkat çekici.
Atatürk'ün zaman zaman gelip boza içtiği bu mekanda kendisinin özel bardağı da korunarak sergileniyor.
Vefa bozası; başak ürün olan darı irmiği,su ve şekerden mamul mayalı ve faydalı gıda bakterilerinin yaşadığı bir içecek.
Üzüm,elma ve balzamik sirke üretimi ve satışları da var.
Boza bir çeşit büyük mermer kazan içinden servis ediliyor.
ADRES:Vefa Cd. No: 66 Fatih / İstanbul
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne çok yakın..
Tel: 0.212.5194922
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder