Sayfalar

15 Kasım 2018 Perşembe

URLA İSKELE'DE..    (İZMİR)
Kasım ayının sonlarında bir başka İzmir güzeli Urla İskele'deyiz.
Bu gün güneş yüzünü gösterse de Ege'nin fırtınaları Urla'ya uğrar olmuş..Sakin ve huzurlu Urla; rüzgarlı ve soğuk günlerin başlamasıyla daha bir sakin ve daha bir güzel olmuş..
Sahilinde yürümek, tarihi sokaklarında dolaşmak ve Tanju Okan'ı, Yorgo Seferis'i, Necati Cumalı'yı da anlamanın ve anmanın tam zamanı..
İzmir'e yakın ama uzak Urla'da olmak bize hep keyif verir.
Urla bakmanın güzel olduğu yerlerdendir..
Urla'nın tarihi M.Ö. 2000 yıllarına kadar uzanıyor. O devirlerdeki adı '' Klazomenai ''.12 İyon kentinden biri olan Klazomenai, inanılmaz bir tarihi barındırıyor.
Vriula ve Vuria isimleriyle de anılan Urla, tarihte çok sayıda filozof ve düşünüre ev sahipliği yapmış.



Urla, Ege Denizi'nin bilinen en eski limanlarından biri olarak kabul edilmekte. Urla'da ticaret eski dönemlerde çok yaygınmış. Piri Reis, bu suların korsan yatağı olduğundan bahsetmektedir.
   Urla İskele'den Çeşmealtı'na doğru adım adım yürüyoruz...


Heredot bir anlatımında ; '' Panionionda toplanan İonlar, kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü altına ve en güzel iklime sahip yörede kurmuşlar '' demekte.Bu durum şimdiki zamanda da aynı gibi..
  Aynı gökyüzü, aynı deniz, aynı iklim, aynı zeytin, aynı tad, aynı duyguyla Urla bugünde bizi kucaklıyor.




Deniz çoğunlukla dalgalı oluyor.Çok güzel binalar ve hafif melankolik bir hava var.




Sabah saatlerinde balık mezatına denk geldik.Urla denizinin çeşit çeşit balıkları kısa sürede satıldı..





Atatürk, Urla'yı yakın çevresiyle gördüğü 5. ziyareti sonrasında 30 Haziran 1926 tarihinde Urla'ya gelmiş.
Belediye Başkanı Adil Bey bir konuşma yapmış ve Türk Milletinin Atatürk'e olan sevgisini dile getirmiştir.
Atatürk bu konuşmadan çok etkilenerek '' Urlalılar, siz hepiniz belediye başkanı olabilirsiniz, bu genç adamı Ankara'ya gönderin '' demiştir.





Türk müzik tarihinin en önemli sanatçılarından olan Tanju OKAN bir Urla aşığıdır..
Sanat yaşamı boyunca gezdiği onca şehir ve ülke arasında Urla'ya yazdığı şarkıda da belirttiği gibi;
 '' Gecenin, Egenin, İzmirin, denizin cenneti... ''
olarak anlattığı Urla'ya yerleşmiş ve yine aynı eserde ;
 '' Melek yüzlü gülen insanlar sevgisiyle sana koşarlar... ''
dizelerindeki güzel dostlarla burda buluşmaya devam etmiş..
Tanju OKAN Urla da inzivaya çekilmemiş üretmeye ve Urla'nın kimliğine katkıda bulunmaya devam etmiş.
Kadınım adlı teknesi, güler yüzü, hoş sohbeti ve unutulmaz sesiyle ' Gerçek bir Urlalı ' olan Tanju OKAN Urla'ya yerleşip ömrünün son yıllarını burada geçirmiş.



Ünlü Yunanlı şair, yazar, çevirmen ve diplomat ' Yorgo Seferis ' de aslen İzmirli. 19 Şubat 1900 yılında Urla'da doğmuş. 1. Dünya savaşının çıkmasıyla birlikte ailesiyle Atina'ya dönmüş.
18 yaşında Paris'e hukuk okumaya gitmiştir. İzmir, Urla ve İskeleyi hiçbir zaman unutmayan Yorgo Seferis İzmir'in yakılması olayından da büyük üzüntü duymuştur.
Meslek olarak diplomatlığı seçen Seferis çeşitli ülkelerde görev yapmış. 1940 - 1950 yılları arasında Ankara'da, Yunan Büyükelçiliği'ne müsteşar olarak atanmış..
Yorgo Seferis Yunan Edebiyatında ' Simgeciliğin ' öncüsü olmuş.
1963 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi olmuş..
Edmund Keeley Princeton ile 1968 yılında yaptığı bir söyleşide şairliğinde geldiği noktayı, İzmir günlerine ve yazlarını geçirdiği Urla'ya bağlamış..
Onun o çok ünlü ' Yadsıma ' şiirini, rüzgarlı Urla sahilinde hatırlamakta fayda var...
    Bir güvercin gibi ak,
    O gizli kıyıda susadık öğle üzeri,
    Ama tuzluydu sular,
    Sarı kumların üzerine adını yazdık onun,
    Ama bir rüzgar esti denizden ve silindi yazılar...
    Nasıl bir ruh, nasıl bir yürek, nasıl bir istek ve tutkuyla yaşadık...
    Yanılmışız,
    Değiştirdik öyle yaşamayı,
İskelede bulunan doğduğu ev Yorgo Seferis sokağında ve bugün otel olarak işletiliyor.






Necati CUMALI'nın çocukluğu ve ilk gençliği Urla'da geçmiş.
Tütün Zamanı, Nalınlar, Mine, Susuz Yaz, Boş Beşik, Adı Vasfiye... Onun kitapları, oyunları, filmlere yansımış eserleri gölgesinde Urla İskele gezisine devam etmek çok keyifli...
   1963 yılında Metin ERKSAN tarafından filme çekilen ' Susuz Yaz ' 14. Uluslararası Berlin film festivalinde '' Altın Ayı'yı '' kazanmış ve Türk sinemasında çığır açmış..
Eserleriyle Urla'yı ölümsüzleştiren sanatçının Urla'daki evi, ' Anı ve Kültür Evi ' olarak hizmet vermekte.















Urla İskele'de geçen uzun ve güzel zamanlardan sonra Urla merkeze doğru yürümeye başladık.
Bu yol yaklaşık 6 km ve düz bir şekilde Urla merkeze doğru uzanıyor.Sağlı sollu portakal, mandalina, limon, enginar bahçeleri, üzüm bağları, çiftliklerle harika görüntüler sunuyor.

Urla'nın gerçek merkezinde gezimize başlıyoruz. Yani Yukarı Mahallede..
Mimari çok güzel. Restore edilen evlerin bir bölümü restorasyon ödülleri almış. 14. ve 15. yüzyıllardan kalma Osmanlı yapılarına da rastlamak mümkün.
 Sanat Sokağı görüntüleri..


Bu gezilerde sizlere iki lezzet durağı tavsiyesinde bulunacağım.
İlki;  Urla İskele'de   ' Ünal Kardeşler Katmer Salonu '


Bloğumda, 25 Mart 2016 tarihli yazımda Ünal Kardeşler Katmer Salonu'nu çok detaylı yazdım.
Mümkünse katmerin nasıl yapıldığını izleyin. İnanılmaz bir el becerisi gerekiyor..
   İkinci lezzet durağı Urla Merkezde ' Beğendik Abi '
Efsane bir Lokanta.. Bir aile işletmesi.
Enfes Ege tatları, otlar, zeytinyağlılar ve artık yok olmuş yemekler sizi bekliyor.
Urla güveci ve tatlıları da mükemmel..
Beğendik Abi de yemekler yendiğine göre hemen karşısında bulunan ' Malgaca Pazarı ' nı gezmeye başlayabiliriz..










Malgaca Pazarı'nın hemen üstünde 16. asırda yapılmış olan Hacı Turhan Kapan Camii mimarisi ve görüntüsü ile etkileyici..



Şadırvanın üzerindeki resimler çok güzel..

Sonbaharın sonlarında, kışın başlarında bize güzelliklerini sunan Urla'yı geride bırakıyoruz..
Başka zamanlarında başka mevsimlerinde yine Urla'da olacağız...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder