Sayfalar

3 Ocak 2022 Pazartesi

 PERVARİ BEĞENDİK'TEN NURS'A GİDEN YOLDA...    (SİİRT / BİTLİS)

Pervari hayranlık duyduğum bir coğrafya. Geçit vermeyecek gibi duran yüksek dağlar; ıssızlık, sessizlik ve bilinmezlik içeriyor. Ötesinde coğrafya daha zor hale geliyor. Daha ötede Beğendik var. Kendi zamanını, kendi halinde yaşayan... Peki bu çok zor coğrafyanın daha ilerisinde ne var. Beğendik'te geçirdiğim zamanları ve daha ilerisini anlatan bir yol hikayesine ne dersiniz ? 
Pervari İlçesi'ne bu defa girmeyip, güzel ilçeyi karşıdan izleyip yola devam ettim. Pervari, karayolu bağlantısı olarak yalnızca Siirt İl merkezine 1971 yılından beri 96 km'lik bir yolla bağlı. Kış aylarında yağan kar yağışı nedeniyle zaman zaman kısa süreli de olsa ulaşım aksıyor. Pervari İlçesi, Van İl merkezine 150 km mesafede ve Siirt'in kuzeydoğusunda yer alıyor. Kuzeyini Hizan ve Bahçesaray İlçeleri, doğusunu Çatak ve Beytüşşebap İlçeleri, güneyini Şırnak İli ve Eruh İlçesi, batısını ise Tillo ve Şirvan İlçeleri çevreliyor.
İlçe son derece dağlık, sarp ve derin vadilerle ayrılmış kompartımanlar halinde. Vadilerin ayırdığı bölümlerde çeşitli yükseltilerde ova, plato ve dağlara rastlanıyor. İlçe merkezinde rakım 1380 m.
En önemli dağları Herekol (2953 m) (Yazlıca) ve Körkandil (2759 m) dağları. Herekol Dağları, Siirt de bulunduğum süre içinde mutlaka gitmek isteğim bir dağ. Herekol Dağları'nın yaylalarından biri olan '' Çamikare Yaylası '' özellikle ilgimi çekiyor. İlçe'nin en önemli akarsuları doğu batı yönünde akan Botan Çayı ve Müküs Çayı.

Pervari her anlamda yolun sonu izlenimi veriyor. Girişi var da çıkışı yokmuş gibi.. Adını yıllardır terör olayları ile duyduğumuz adeta keşfedilmemiş bir Cennet...
Pervari' nin uzaklarına doğru yolculuğum devam ediyor. Pervari'yi arkamda bıraktım. 25 km sonra Pervari deki favori yerim '' Beğendik '' uzaktan göründü..
İnternet de Beğendik'i araştırıyorum. Detaylı bilgiye ulaşamadım. Böyle olağanüstü bir yer yalnızca yakın çevresindeki insanlar tarafından biliniyor. Siirt' den konuştuğum bir çok dost bile Beğendik' e hiç gitmemiş. Ya da doğrusu gidememiş...


Beğendik önünde '' Botan Çayı Beğendik Köprüsü '' dikkat çekici.

Bitlis'in Hizan İlçesi ile Siirt'in Pervari ilçelerini birbirine bağlayan Botan Çayı köprüsü 11 Temmuz 2020' de hizmete girmiş.
450 metre uzunluğu, 165 metre yüksekliği ve 14 metre genişliği ile Türkiye' nin en yüksek köprüsü.

Köprüyle Van-Pervari yolu 5 saatten 2 saate düşmüş. Proje, terör örgütünün bölgede faaliyet göstermesini engelleyeceği için terör örgütü tarafından tehdit ve eylemlerle engellenmeye çalışılmış. Köprü yapılmadan önce, Beğendik beldesinde hastası olan bir vatandaş katır sırtında hastasını saatler sonra Pervari'ye ulaştırıyormuş.
Köprüden yüksek debili Botan ve Müküs derelerinin hayat verdiği yeşil belde Beğendik ne kadar muhteşem görünüyor. İnsan eliyle bozulmamış, doğal kalabilmiş topraklardayım...

Beğendik' i gördüm göreli sık sık uzaklardaki bu yerin görüntüsü gözlerimin önüne geliyor..

Lezzeti ve kalitesiyle aranan bir bal olan '' Pervari Balı '' Osmanlı Sarayında da tüketilen bir bal olarak biliniyor. Siirt Pervari yöresinde üretilen Karakovan Çiçek Balı, eski zamanlardan bu tarafa haklı bir üne sahip. Pervari balını diğer ballardan ayıran en önemli özelliği, geleneksel yöntemlerle karakovan ve örme sepetlerde üretiliyor olması. Diğer suni peteklerden farklı olarak, arıların içini doldurdukları temel petek de arılar tarafından yapılıyor. Bu nedenle karakovan balının peteği de rahatlıkla yenilebiliyor ve sağlığa yararlı. Pervari Balı diğer birçok yöremizde üretilen sarı renkli ballara göre daha beyaz renkli.. Kalp, karaciğer, bağırsak, mide, tansiyon, kan dolaşımı ve damar hastalıklarına iyi geldiği biliniyor. Bu bölgeye gelirseniz karakovan sepetlerini çok yerde göreceksiniz..
Benim araç ile çıkmaya ve inmeye cesaret edemediğim ünlü Zik Zak yollarımızdan biri de daha yükseklerdeki Karşıyaka Köyü ve diğer köylere ulaşımı sağlıyor.

Dikkatli bakarsanız beyaz bir araç bu tehlikeli yoldan inmeye çalışıyor.
Beğendik içine girerken gördüğümüz bu küçük adamın görüntüsü tebessüm ettirdi.

Belli ki ona düşen görev de hayvanları için taze dalları eşeği ile toplayıp getirmek. Ama mutluluğu her halinden belli. Çünkü Beğendik gibi bir coğrafyada yaşıyor. Beğendik içinde çok dostça karşılandık, '' Çay içelim '', '' Bize gidip misafirimiz olun, yemek yiyelim '' davetlerine teşekkür ederek Botan ve Müküs Dereleri'ne yakın olmak için Beğendik altına yürüdük.
Dere kenarına yaklaştığımızda suyun iki yanında geniş bahçelerinin olduğunu öğrendiğimiz ve bizi ısrarla misafir etmek isteyen dostum Bahattin Okur'a konuk olduk.
Yazın sıcağına rağmen etrafına serinlik veren derenin kenarında Bahattin Okur ve ailesi ile çay içip, ikramları tadarak sohbet ettik, yöreyi ve karakovan balını anlattı. Kendisinin de 450 karakovanı varmış ve mevsiminde Pervari'nin, Çatak'ın, Bahçesaray'ın yüksek yaylalarına çıkıp Kasım ayı başında elde ettikleri ballarla birlikte Beğendik'e dönüyorlarmış.
Eşi, oğlu Kasım, kızları ikramlarla bizi çok memnun ettiler. Orada zamanın nasıl çabuk geçtiğini anlamadık. 2 saat sonra vedalaşıp ayrıldık. İletişim bilgilerimizi alıp verdik. Artık Beğendik' te bir dostum var. Pervari'nin ünlü karakovan balını onlardan güvenerek sipariş veriyoruz ... Teşekkürler dostum Bahattin Okur...
Beğendik' ten Hizan'a doğru 5 km de öylesine bir köy ve manzarası var ki her defasında bu manzarayı uzun uzun seyrediyorum.
Karşılarınızda , '' Hacımehmet Köyü ''

Hacımehmet Köyü bir yağlı boya tablodan çıkarcasına en güzel yere kondurulmuş. Tam orada bir köy var uzakta.... gibi.

Beğendik yakınlarında, Hacımehmet Köyü altından geçen Bahçesaray Çayı'nın kenarında ise ne güzellikler saklı. 


Bu güzellikler karşısında zaten kayıtsız kalıp öyle araç sürüp gitmek mümkün olmuyor. Çok yüksek dağların olduğu bölgede bir yerden bir yere giderken zaman tahminleri hiç tutmaz. Tahminleri 2-3 katı ile çarpmak iyidir. Birde böyle sık sık durursanız hiç tahmin yapmayın daha iyi. Ben, ''yolun gittiği yere yolculuk'' dediğim bu gezilerde zamansız hareket ediyorum. Belki bir daha gelemeyeceğimi düşünerek doğayı dinliyorum... 

Kim bilir kimlerin bahçeleri...

Temmuz-Ağustos aylarında bile coşkun akan nehirler başka nereler de vardır... ?
Hizan Yolu'na doğru devam ederken '' Sağırlı Bucağı '' civarında arkaya dönüp baktığımda gerilerde kalmış Beğendik ve  Pervari'nin doğası ve onlarında ardında Herekol Dağları'nı görüyorum.


Böyle zamansız, mekansız gezilerden birinde (ama Hizan'a gideceğimi biliyorum...) Beğendik'ten 50 km sonra bir tabela dikkatimi çekti. NURS yazıyordu... Ayrımdan girerek Nurs Köyü'ne doğru devam ettim. Daha ötelerdeki yüksek dağların '' İhtiyar Şahap Dağları '' olduğunu biliyorum. İhtiyar Şahap Dağları'nın belli ki güneydoğusu' nda bir yerlerdeyim..


Yol beni cennet benzeri vadilerin içinden geçirdi.


Nereye bakacağımı, nereyi görüntüleyeceğimi şaşırdığım yerlere geldim.

Çok ilerilerde İhtiyar Şahap Dağları'nın zirveleri ve o zirvelerin arkasında Van coğrafyası... Bahçesaray ve Çatak...

Ağaçta bir tabela göründü... '' Nurs Ziyaret Yolu ''   Durum daha ilginç bir hal alıyor, Nurs, ziyaret, yol ??
Bakımlı bahçeler, fasulyeler, başka sebzeler ve meyve bahçeleri...

Bir süre sonra bir tabela daha: '' Nurs Köyüne Hoş Geldiniz ''
Köyün meydanını bulmak için köyün içinden ilerliyorum.


Sadece bir tabeladan içeri girip, gördüklerim karşısında hayranlık duyarak devam ederken geçtiğim onca tabelanın ilerisinde neler vardır diye düşünüp duruyorum...


Sonunda geniş bir meydan.. Meydan da köy ahalisi ve gençler. Her zamanki dostça karşılama, selamlaşmalar. İki köprü...
Köprülerden geçince, Nurs Köyü için devlet desteği ile yapılan yoldan yürümeye başladım. Tabi ahaliden yolun nereye gittiği hakkında detaylı bilgi aldım. Üç küçük çocuk rehberimde var yanımda. Yürüyüş boyunca eşlik ettiler ve anlattılar. Yolun nereye çıktığını size orada anlatayım. 
Bu yol tam da köy yaşamının içinden geçip gidiyor...


Bazen yolda köy sakinleri ile karşılaşıp, selamlaşıyoruz..


Said Nursi, 1878 yılında bu köyde dünyaya gelmiş. Tarihte Nors / Nurs isimleriyle yer alan yerleşimin adı 1960' ta Kepirli olarak değiştirilmiş. Köy sakinlerinin talebi üzerine 2012 yılında İçişleri Bakanlığı onayıyla yeniden ''Nurs'' adını almış. 
Bu yol ve küçük rehberlerim beni Said Nursi'nin doğup büyüdüğü evin önüne kadar getirdi..
Ev, önceki yıllarda yapılan kısmi restorasyonlarla orijinalliğini koruyarak bugüne ulaşmış.


Yükseklerdeki Nurs Köyü'nün rakımı 2135 metre. Nüfusu sadece 759 kişi.
Evin geniş pencereleri, Bitlis ve Siirt İl sınırları arasında kalan bu köyün doğasına açılıyor. 


Nurs Köyü; Bitlis İl merkezine 101 km, Hizan İlçe merkezine 50 km uzaklıkta ve Hizan İlçesine bağlı. 
Said Nursi' nin dua ve ibadet etmek için gitmekten keyif aldığı yerler olan ''Ent Tepesi'' , ''Ava Berxan Yaylası'' ve 7-8 yaşlarındayken ilk derslerini almak için gittiği '' Tağ Medresesi' de '' ziyaret edilen yerler arasında.
Said Nursi, 1960 yılında Urfa' da vefat etmiş.

Nurs Köyü' nde yeni bir cami yapılmış.


Said Nursi'nin bir zamanlar namaz kıldığı eski Cami de yine olduğu gibi korunmuş. Eski Cami' nin aslı korunmuş ancak yeni Cami eskinin üzerine yapılmış.

Eski Cami yaklaşık 400 yıllık.
Eski Cami, ziyaretçilere açık. 2020 yılında köyü yaklaşık 80 bin yerli ve yabancı ziyaret etmiş. Köy yapılan çalışmalarla inanç turizmine hazırlanmaya çalışılıyor.
Nurs Köyü'nün inanç turizmi altyapısının hazırlanması için Doğu Anadolu Kalkınma Ajansınca finanse edilen, Hizan Kaymakamlığı ile Bitlis İl Özel İdaresince yürütülen restorasyon ve genel çevre düzenlemesi çalışmaları devam ediyor.
Caminin çevresinde ve köyün içinde bir süre dolaştım.

Aynı güzel yoldan köy meydanına doğru dönüşe geçtim.


Bu defaki yoldan çıkış, Nurs Köyü'nü görmeme ve tanımama neden oldu...

Köyün çıkışına yani Hizan-Bahçesaray-Pervari kavşak noktasına geldim. Görüntülerdeki coğrafyada bu defa hedeflediğim yerlere doğru yola devam ettim..



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder