Sayfalar

18 Ekim 2025 Cumartesi

 KARAVAN İLE İLK GEZİM BANDIRMA'DAN BAŞLADI ...  KARAVAN GÜNLÜKLERİ

Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak , ne hoş !
Dünle beraber gitti cancağzım,
Ne kadar söz varsa düne ait 
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım ...
   Ne güzel söylemiş Mevlana ... Bir yerden bir yere göçmek, her gün yeni bir yere konmak, yaşamdan keyif alarak yeni hikayelere doğru heyecan ve umutla yol almak. Her gün farklı bir manzaraya uyanmak, akşam gün batımını başka bir ufukta karşılamak, daha uzaklara gidebilmek, sayısız anı biriktirmek, doğada olabilmek, doğanın sesini duyabilmek, doğayla uyumlu bir yaşam sürmek, sessizliğin sesini duyabilmek ...  Bu güne kadar uzun yürüyüşlerle, bisiklet ile gidebildiğim coğrafyalara ve daha uzaklarda olabilmek için düşündüğüm karavana 17 Eylül 2025 tarihinde sahip oldum. Farklı bir yaşam kültürü olan karavanın bana, benimde karavana alışabilmem için bildiğim bölgelere bir tur düzenlemeye karar verdim. Güney Marmara bu gezi için en iyi alternatif olacaktı.
5 Ekim 2015 Pazar günü akşam saatlerinde İzmir'den yola çıktım. Gece yarısından önce Bandırma'ya geldim. Karavanı sahilde Şehir Restaurant yakınına park ettim. Sabah günün ilk ışıkları ile Kapıdağ Yarımadası manzarası ile uyanacağımı çok iyi biliyorum. Yıllar sonra Bandırma'ya tekrar gelmenin heyecanı ile gece yarısı yürüyüşü yapmaya başlıyorum.
İçinden yol geçen '' Eski İskele Binası '' gece ışıkları ile ne kadar hoş görünüyor.
Eski İskele Binası, Cumhuriyet sonrası ülkenin yeniden inşa edilmesi kapsamında 1925 yılında yapılmış. Eski zamanlarda denizin kıyısında olan yapı yakın dönemde denizin doldurulması ile denizden uzaklaşmış.  '' Milli Mimarlık Akımı '' nın en güzel örneklerinden biri olarak Bandırma'ya renk katıyor.
Cumhuriyet Meydanına yöneliyorum. Bandırma gece yarısına doğru bile canlı ve hareketli. Bandırma Palas, göz alıcı güzelliği ile dikkat çekici. Duyun-ı Umumi Binası (Osmanlı dış borçlarını denetleyen kurum) olarak 19. yy başlarında inşa edilen mimari yapı tarihe tanıklık etmiş ve bir çok tarihi olaya ev sahipliği yapmış. Göz alıcı kubbeli odasında iki defa kalmış olmanın hazzını hala duyuyorum.
Saatler gece yarısını geçti. Bir saate yakındır Bandırma Cumhuriyet Meydanı etrafında dolaştım. Şimdi uyuma vakti. Sabah güne erken başlayacağım ve Bandırma içinde uzun nostalji yürüyüşü yapacağım. Karavana döndüm. Huzur içinde karavanda ilk gecenin uykusuna daldım ...
Güneş ilk ışıklarını göstermeden uyandım. Bandırmanın merkezinde anlamlı ve güzel bir yerdeyim.
Özen Börek den börek ve Lider Simit den simit alıp geldim. Karavanda ilk kahvaltımı keyif içinde yapıyorum.

Aldığım enerji ile Bandırma yürüyüşüne artık hazırım... Bandırma'nın minyatür boğaz köprüsü ya da Bandırmalıların verdiği isimle '' Aşk Köprüsü '' üzerinden geçtim.

Bandırma Palas'ı karşıdan seyrettim.
Emekli olmadan önceki son 3 yılım Bandırma'da geçti. BAGFAŞ (Bandırma Gübre Fabrikaları A.Ş.) de görev yaptım. Tahsis edilen lojman, Bandırma merkezindeydi. Ünlü yokuşundan yürüyerek iki bloktan oluşan BAGFAŞ Lojman binalarına doğru yürüdüm.

Bagfaş Lojman binalarının manzarası o kadar güzeldir ki : Kapıdağ Yarımadası, Bandırma Körfezi ve Liman gözler önünde gibidir. Binanın önündeki küçük parktan sabah işe giderken ya da dönüşte mutlaka bu güzel manzarayı seyrederdim. Yine öyle yapıyorum.

Bandırma'da bir parkurda yürümek isterseniz, Türkiye'de özellikleri bakımından bir benzeri olmayan bir alanda yürüyüş yapma şansına sahipsiniz. Sık sık yürüdüğüm '' General Balcı Çamlığı Sağlıklı Yaşam Alanı '' na gidiyorum. 
135.000 m2 alana kurulu çamlığın mülkiyeti ve denetimi 6. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda. Yakın döneme kadar Üs Komutanlığı vatandaşların gelip yürüyüş ve spor yapmalarına izin veriyormuş.

Bandırma Paşakonak Mahallesi'ndeki General Balcı Çamlığı Yaşam Alanı'nın kullanım hakkı, 6. Ana Jet Üs Komutanlığı ile yapılan protokol gereği iki yıllığına Bandırma Belediyesi tarafından alınmış. Süre uzatımı ve devamlılığı için Hava Üs Komutanlığı'nın şartı; bu alana betonarme bina yapmamak, ticari işletme kurmamak, ağaçlara zarar vermemek, kuruyan ağaçların bakımını yapmak, çevreyi korumak ve halka açık olması olmuş.
Balcı Çamlığı yürüyüş parkurunda en uzun etapta bir tur yürüdüm. Eski günlerdeki gibi olduğunu görmek beni mutlu etti.
General Balcı Çamlığı'na, Bandırma Belediyesi tarafından yeni yürüyüş yolları ve bisiklet yolları açılmış. İki ayrı çocuk parkı, fitnes aletleri konulmuş. Alan ışıklandırılmış. Spor alanında ise çim futbol sahası, tenis kortu, basketbol ve voleybol sahaları yapılmış. Binlerce yeni ağaç dikilmiş.
Bandırma'nın tarih kokan sokaklarından biri olan Atatürk Caddesi, şehrin tam kalbinde ve nostaljik bir atmosfer sunuyor. Bandırma çarşısında birçok lezzet durağı var. 1935'li yıllarda, dedesi, Bandırma'da yoğurtçuluk yapan Celal Dönmez 1958 yılında işinin başına geçer ve ünlü yoğurt markasına ismini verir. Aslında bu markanın ismi Celal Dönmez'in soyad-isim kombinasyonundan oluşmuş. DÖNCE Yoğurtları beyaz üzerine turuncu-mor ambalajıyla dikkatleri çekerken, yoğurt yanında Bandırma'da ayranda da bir klasiktir. En küçük yoğurt ambalajını alıp, ayak üstü tadarak bu enfes lezzetle özlem giderdim.
Namı İstanbul'a da yayılan ve ismi Yoğurtçular Kralı'na çıkan Celal Usta'nın sloganı ; '' Yoğurt yoğurtçu'dan alınır ''. Karavandaki ilk kahvaltımda masada yerini alan '' Özen Börek '' in böreği de Bandırma'nın en eski ve hiç değişmeyen lezzetlerinden. 60 yılı aşan geçmişi olan Özen Börek, Bandırma'ya gelirseniz tavsiyemdir.
Bandırma'da yaptığım uzun yürüyüşlerde favori bakış noktalarım var. Bunlardan birisi de; Levent Mahallesinde, Şahinler Apartmanının hemen karşısında, Limana inen yolun başlangıcındaki bankta oturarak Bandırma'yı bu açıdan seyretmektir. Bu bank aradan neredeyse 6 yıl geçmesine rağmen yine aynı yerinde. Umarım hep de burada kalır. Banka oturup, yaptığım uzun yürüyüşün ödülü sayılabilecek manzarayı seyrederken aynı zamanda da dinleniyorum...
 
Cumhuriyet Meydanı, Bandırma'nın Kurtuluş Savaşı sonrası yeniden yapılanma sürecinde kentin sosyal ve kültürel yaşamının merkezi haline gelmiş. Her zamanki gibi hareketli...


Bandırma'nın bir '' Cumhuriyet şehri '' olarak kimlik kazanmasında, meydanın ve adını taşıyan caddelerin önemli bir rolü var. Meydan, Atatürk Caddesi ve İsmet İnönü Caddesi gibi kentin diğer ana yolları ile birlikte Bandırma'nın tarihsel ve toplumsal belleğinde özel bir yere sahip.

Cumhuriyet Meydanı, yıl boyunca çeşitli kültürel etkinliklere, törenlere ve kutlamalara ev sahipliği yapıyor. Meydan da yakın zamanda yapılan düzenlemelerle, yaya öncelikli bir kent yaşamına daha fazla entegre olması sağlandı. Araç trafiğinin olmadığı, Bandırma'nın aydın insanlarının olduğu meydanda ve sokaklarda olmak bana keyif veriyor.


17 Eylül 1922'de işgalden kurtulduğunda yıkık halde bulunan Bandırma günümüzde çok gelişmiş bir ilçe.
Cumhuriyet öncesinde bir ihracat liman kenti olan Bandırma, Cumhuriyet dönemi içinde de liman inşaatının yapılması, kentleşmenin artması, Bandırma - İzmir demiryolu hattı ve Bandırma - İstanbul feribot taşımacılığı gibi etkenlerle birlikte bir ihracat limanı ve Türkiye'nin önemli ulaşım merkezlerinden birisi olma özelliğini arttırarak sürdürüyor.


1830'da Erdek Kazası'nın Kapıdağı Bucağı'na bağlanmış, Tanzimat'tan sonra ayrı bir ilçe olmuş.1874'te büyük bir yangın geçiren Bandırma, 1877 - 78 Osmanlı Rus Savaşı'ndan sonra Kırımlı ve Rumen göçmenlerin gelmesiyle kalabalıklaşmış.

Yörenin ünlü kelle peyniri ile diğer süt ürünlerini satan dükkanların vitrinleri bu görüntülerle çok göz alıcı. Zeytin ve zeytinyağının en güzellerini de Bandırma'da bulmak mümkün.
Balık Pazarı ise denizden yeni çıkan balıklar ile yine ışıl ışıldı.
 
'' Karlahan '' ın özlediğim lezzetleri ile güzel bir öğle yemeği yedim.

Karlahan aynı zamanda bir kasap ve özel burgerleri ile de çok iyi bir mekandır.
Karlahan'dan sonra Cumhuriyet Meydanı ve denizi gören ve olmaktan çok keyif aldığım mekanın tarihi  binasının üst katından,  sonbahar güneşinin yumuşak ışıkları altında manzarayı seyrederken bir şeyler içtim. Hem de yıllar sonra aynı masadan...
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Samsun'a hareket ettiği Bandırma Vapuru, Bandırma ismiyle Türkiye Cumhuriyeti tarihinde simgesel bir yere sahip. Bu olay Bandırma'nın tarihi kimliğini güçlendirmiş.


Akşam ışıklarının, Eski İskele binasındaki yansımaları büyüleyici bir ortam yaratıyor...
Tarihi binaları kentin bir çok yerinde görmek mümkün.
Gece geç saatlere kadar Bandırma'da gezdim. Baktım, dinledim, hatırladım ve her anından keyif aldım. Meteoroloji uyarılarına göre; Bandırma'nın da olduğu Güney Marmara bölümünde gece yarısı başlayacak fırtına ve şiddetli yağış uyarısı geliyor. Karavanım ile bir gece kaldığım Bandırma sahilinden biraz yukarıları gidiyorum. Yıllar öncesinde Bandırma'da yaptığım uzun yürüyüşlerde mutlaka uğramaya çalıştığım '' Hürriyet Parkı '' nın girişindeki otoparka geldim.
Yolculuk boyunca okumak için aldığım kitabımı okurken yağmur yağıyordu. Çok güzel başlayan gün harika devam etti ve aynı şekilde sona erdi....
Sabah, Hürriyet Parkı'nın  70'leri yansıtan ortamında uyandım. Gece boyunca devam eden fırtına ve şiddetli yağış sonrası dingin ve güzel bir gün başlıyor.
Çokta uzakta olmayan bir fırından aldığım simit ve dün aldığım kelle peyniri ile kahvaltımı yapıyorum.
Hürriyet Parkı'nın spor alanındaki yürüyüş parkurunda yürüdüm. 
Bandırma, Çınarlı Mahallesinin bir yerel parkı gibi olan Hürriyet Parkı; eski zamanlardaki gibi güzel, temiz, huzurlu ve deniz esintili. Benim için özel olan bu parkta öğlene kadar kaldım.


Kitap okudum ...
İlerleyen saatlerde açılan kafesinin önünde doğal ortamın altında oturup çay içtim...

Bir çoğumuz gibi ben de Bandırma'dan ; İstanbul'dan İzmir'e dönerken feribot ile gelip devam ettiğim ya da Bursa'dan Çanakkale'ye geçerken kullandığım bir transit güzergah olarak geçip gittim bugüne kadar. 2018 yılında Bagfaş da çalışmaya başlayıp, Bandırma'yı ve çevresini tanımaya başladıkça çok şey kaçırmış olduğumu gördüm. Hürriyet Parkının huzurlu ortamında otururken şunları düşündüm :
   Bandırma ve Bandırmalılar dünyanın en zengin tarihi mirasına sahip bölgelerden birinde yaşıyorlar. Geçmişe gidebilsek ve gördüklerimiz neler olabilirdi ?
Manyas Gölü'nün kenarına kurulmuş, yabani kuşları seyreden bir Pers valisini  ya da Karadeniz'e altın postu aramaya giden Yunanlı denizcileri görebilirdik... Ardından İskender'in ordularının geçişine veya Pontus Kralı Mithradates'in Kyzikos'u kuşatmak için donanmasını Bandırma Körfezi'ne demirlemesine tanık olabilirdik.
Roma tapınaklarının Bizans manastırlarına, tanrıların azizlere dönüşmesine tanıklık edebilirdik. Bizans'ın mağrur başkentini fethetmek için gelen Arap donanmasının kampına uğrayıp kuşatma coşkusunu ve ardından yenilginin acısını izleyebilirdik. Haçlıların yıkımlarını, Türk akınlarını ve Süleyman Şah'ın Edincik'te yeni bir tarih yazmaya karar verdiği anı gözlerimizle görebilirdik.
Ardından Osmanlı asırları boyunca Bandırma'nın bir liman kenti olarak yükselişini, İtalyan Türk, Rum Ermeni tüccarların rekabetini, kavgalarını, barışmalarını izleyebilirdik. Modern dönemlere yaklaştıkça yelkenli gemilerin buharlı gemilere dönüştüğünü, deve kervanlarının yerini demir yolunun aldığını, limandaki telaşın nasıl arttığını görebilirdik. Yunan işgalini, Kurtuluş Savaşı günlerini ve yıkık bir şehrin yeniden nasıl canlandırıldığına da tanık olabilirdik ...

Hürriyet Parkı'nda geçirdiğim güzel anlardan sonra Bandırma'ya veda etme zamanı yaklaşıyor. Ancak 4.5 yıldır bekleyen bir görevim var... Bandırma Şehir Mezarlığına gittim.
2018 yılında Bandırma'da BAGFAŞ (Bandırma Gübre Fabrikaları A.Ş. ) da çalışmaya başladım. Daha öncesinde telefon ile arayıp beni görüşmeye davet eden '' Alpaslan ŞEN '' ağabeydi. Görüşme için Bandırma'ya geldiğimde beni BAGFAŞ'ın ana giriş kapısında karşılamış ve o dünya tatlısı yüzü ve sesiyle '' Hoş geldiniz, yolculuğunuz nasıl geçti ? '' demişti. Alpaslan Ağabey, Bagfaş da Personel ve İdari İşler Müdürüydü. Emekli olana kadar 2.5 yılda bir ağabey kardeş ilişkisi ile çalıştık... Ben emekli olup Bandırma'dan ayrıldıktan 10 ay sonra Korona virüse yakalandı ve yenik düştü. Bir kaç hafta Bursa'da hastanede mücadele etti, ama olmadı... 31 Mart 2021 de Bandırma Mezarlığında toprağa verildi. O günlerde Siirt de çalıştığım için törene katılamadım...

Alpaslan Ağabey emekli Albay dı. Futbolun içindeydi. Uzun yıllar futbol hakemliği ve gözlemciliği görevlerini de yürütmüştü... 

Gecikmiş bir görevi yapmanın verdiği huzur ve mutluluk ile Alpaslan Ağabeye veda ediyorum. Benim için Ağabey özelliklerine sahip insanların çok azaldığını her zaman söyler dururum. Alpaslan Ağabey de tam onlardan birisiydi. İyiliği, iş ciddiyeti, sohbeti, yardımseverliği, ağabeyliği ile anılarımda önemli bir yere sahiptir...
Bandırma'nın 1960'lı yıllarını anlatan gerçek bir olaydan yola çıkılarak yapılmış bir filmi önermek isterim. Belki de bu filmi izlemişsinizdir... Yaklaşık 70 yıl önce, dünyayı kasıp kavuran bir merak vardır; Uzay. O dönemde, bir grup lise öğrencisi ve arkadaşları benzer bir meraka kapılıp Bandırma'da bir kulüp kurarlar. Bu grubun hayali, uzaya roket göndermektir.
1957'de Balıkesir'in Bandırma ilçesindeki Şehit Mehmet Gönenç Lisesinde kurulan '' Bandırma Füze Kulübü '' , Türk roketçiliği ve uzaycılığının ilk örneklerinden birisi. Sovyetler Birliği'nin, dünyanın ilk yapay uydusu olan Sputnik 1'i uzaya göndermesi ile birlikte roketçilik ve uzaya merak salan 5 liseli genç, okullarında roketçilik ve uzay hakkında bir bilinç oluşturma amacıyla Füze Kültür Kulübü'nü kurarlar. Kulübü kuran gençler; atom enerjisi, roketler, füzeler ve uzay hakkında konferanslar düzenlemek gibi faaliyetlerin ardından 1959 'da liselerinden ayrılarak Füze Kültür Kulübü ismiyle resmi derneklerini kurarlar. Ekibe o zamanlar İTÜ 'de akademisyen olarak görev yapan '' Kirkor Divarcı '' da katılmış.
Tüm zorluklara rağmen uzun uğraşlarla beraber TSK' nın da desteğiyle 30 Ağustos 1962'de Marmara 1 füzesi ateşlenir, 920 metre yüksekliğe ulaşır ve Türk tarihine '' gökleri zorlayan ilk Türk yapımı füze '' olarak geçer. Marmara 1 den günler sonra ateşlenen başarılı füzeler Marmara 2, Hürriyet 1 ve Hürriyet 2  Derneğin ününe ün katar. Marmara 3 ve daha sonra Marmara 4'ü tasarlarlar ve bu roket 5415 metreye çıkarak büyük bir başarı sağlar. Dünya 3. olurlar. Bandırma Füze Kulübü, 1960 yılında '' Türkler uzayı istilaya hazırlanıyor '' adıyla The Washington Post dergisine haber olur ve dünyanın dikkati Bandırma Füze Kulübü'nün üzerindedir. Kulübün bazı genç üyelerinin NASA' da çalışmaya başlamaları ... Muhteşem bir yaşam yolculuğu...
Bandırma şehir merkezinde balık ekmek ile atıştırma yaparak çok da uzak olmayan, 25 km ilerideki Erdek'e doğru yola çıktım.
Bandırma'yı bir yazıyla ya da yazılarla tam olarak anlatabilmek mümkün değil. Bandırma'da çalıştığım yıllarda, Bandırma ve Kapıdağ Yarımadası'nda yaptığım kamplı yürüyüşlerim ile ilgili bloğumda (Balıkesir ili yazıları içinde) fazlaca yazım var. 
















Hiç yorum yok :

Yorum Gönder