Sayfalar

17 Nisan 2022 Pazar

 ŞIRNAK' TA CUDİ VE GABAR DAĞLARI'NIN MELTEM ESİNTİLERİNİ HİSSETMEK

Hakkari'ye geçişin, Mezopotamya düzlüklerine inişin köşe başında, Bereketli Hilal'in yanıbaşında, Cudi ve Gabar Dağları'nın coğrafyasında, Nuh Tufanı'nın ve Nuh'un gemisinin olduğu yerde Şırnak'tayım. Cizre gezisinden sonra Cudi ve Gabar dağlarının esintilerini hissetmek için geldiğim Şırnak, ilk anda bende film setleri için oluşturulmuş sokakları, kovboy filmlerinin çekildiği kasabaları hatırlattı. Siirt'den Şırnak'a ulaşmak için önce Eruh'dan geçiyorum. Herekol Dağları'nın güneyinden devam ederek Gabar Dağları'nın kuzey bölümlerinde bu yalnız ama olağanüstü coğrafya'da ilerliyorum. Şırnak'a 10 km kala Eruh'lu bir dostumun tavsiyesi ile '' Kaymakam Çeşme '' köyünde mola vermek iyi oluyor.
  

Köy ile aynı ada sahip '' Kaymakam Çeşme Tesisi '' sıra dışı bir yer.

Girişteki tabela da ; Şırnaklılar'ın 1926 yılında Kaymakam Çeşme'de '' Hasan Şevket Bey'i '' karşılamalarını gösteren eski fotoğraf var.
Bu tesis gökyüzüne yakın olacak kadar yüksek rakımda, temiz suların ve havanın bulunduğu yerde bir huzur adası gibi..
Bu tesiste buraların deyimiyle '' uzun oturulacak (rahat oturulacak, uzanılacak...) alanlar oluşturulmuş. Kamışlardan paravan, ağaç dallarından tavan yapılmış. Doğal ortam bozulmamış. 
Kahvaltı yapılabilecek, güzel yemek yenebilecek, ya da sadece bir şeyler içmek için durulabilecek bilindik mola tesislerine hiç benzemeyen bir yer. Alışkanlık yapacak türden. Kışın buralardan geçtiğimde kapalı olduğunu görünce ilkbahar, yaz, sonbahar hallerini bildiğimden açık olduğu zamanları sabırsızlıkla bekliyorum...


Artık Kaymakam Çeşme' de uzun oturmalı bir mola verdiğimize göre yenilenmiş Şırnak'a doğru yola devam edebiliriz.
2015-2016 yıllarında yaşanan sokak kalkışmasından sonra yıkılan eski Şırnak yerine Avrupa ülkelerindeki şehirleşme anlayışından eksiği olmayan mimarinin ve altyapının ön planda düşünüldüğü örnek bir kent ortaya çıkmış ve bu çalışmalar da devam ediyor.
Birbirine paralel uzun bulvarlar, bu caddeler arasında görsel bütünlük sağlayan merdivenler, yeşil alanlar, spor alanları ve elinizin altında gibi duran kamu binalarını görmek beni çok şaşırttı. Şırnak keşfi için uzun uzun yürüdüm, notlar aldım.
Bu durum sosyal yapıyı da olumlu etkilemiş belli ki... Görüntülerdeki detaylardan sizler de fark edeceksiniz...


Şırnak aynı zamanda bir kömür havzasıdır. Kömür ve emeği konu eden çok güzel heykeller gördüm.
Tabi ki, geleneksel ortamlarda çay buluşmaları da göze çarpıyor.
Modern şehrin sınırlarının hemen dışında hafızalarda kalan Şırnak sokaklarında çocukların güvercinlerini uçurmalarına tanık oldum. Onların umut ve heyecanlarını görmek benim için çok güzel anlardan oldu. Şırnak'ta nereden bakarsam bakayım Cudi ve Gabar Dağları hep vardı.
Şırnak, Nuh'un gemisi kalıntılarının olduğu öne sürülen Cudi Dağı'nın kuzeyinde '' Şehr-i Nuh '' adıyla kurulmuş, önceleri '' Şerneh '' , daha sonraki yıllarda ise '' Kürdara Şırnak '' adıyla anılmış. Şehir nüfusu 65000 kişi ve yüksek rakımda, 1400 metrelerde bulunuyor.





Kafelere, restoranlara, buluşma mekanlarına bakar mısınız !....
Bu modern ortamda olmaktan mıdır bilinmez; bu defa hiç yöresel lezzet arama isteğinde olmadık.. Ortamına bayıldığımız bu pizza markasının yeni açılan mekanı bizi kendine çekti.
Dört peynirli pizzanın ve diğer lezzetlerin en iyi yorumlarını bulduk.


Burada oturduğumuz ve yaşamın içinde olduğumuz bu köşe ve masa bundan sonraki gelişlerimizde de bizim köşemiz oldu..
Buraya ilk gelişimizde hissettiğimiz ve sonralarda da bizi çeken enerji yakındaydı. Yöre insanının heyecanları ve misafirperverliği ile işini sevgi ile yapan genç çalışanlar burayı çekim merkezi haline getirmişler. Yörenin genç insanları işlerine sevgi katıyorlar ve bu durum standartın üzerinde bir lezzet ortaya çıkarıyor ...

Favorimiz her zaman Şırnak şubesi olacak..
Mekanın duvarlarındaki sloganlar.. Duruma uygun ve tebessüm ettiren yazılar..
Bu hoş anlardan sonra Şırnak caddelerinde adımlamaya devam. Evet burası Şırnak... Biraz daha yürüyelim. Bakalım sizler nerelere benzeteceksiniz Şırnak'ın bu hallerini ?..



Balkabağı satan satıcının önündeki kalabalığı ve alışveriş hallerini izledim..
Kovboy kasabası benzetmesinde haksız değilim sanırım.. '' Texas Döner Tantuni '' ... 
Arka plan olmaya aday bir Şırnak merdiveni daha.
Binaların yeşil alanlarında ya da parklarda her türlü sosyal ve spor alanları oluşturulmuş.  


Binaların arasından batan güneşin kızıl ışıklarının yansıdığı Cudi Dağı'nı gördüm.
Biraz sağıma döndüm Gabar Dağı'nı gördüm. Akşamın serinliği ile Cudi ve Gabar'ın serin meltem esintisini hissettim. Duru ve tertemiz bir esinti...
Şırnak akşamına tanık olmak üzereyim.

Öğlen saatlerine dönmek istiyorum. Şırnak Üniversitesi'ni duymuştum. Üniversite kampüsüne gittim.

Kampüste Cudi Dağı'na ne kadar da yakınım.
Üniversite'nin logosu çok dikkatimi çekti. Araştırdım.. Bölgeye yakışır bir anlam ile karşılaştım.
T.C. Şırnak Üniversitesi yazısı, 2008 yazısı, Bilim Ateşi, Hz. Nuh'un Gemisi, Cudi Dağı ve Dicle Nehri sembollerinden oluşuyor.
 Bilim Ateşi ; aydınlık ve uygarlığı sembolize ediyor.
 Hz. Nuh'un Gemisi , güven duygusu ve kenetlenmişliği sembolize ediyor.
 Cudi Dağı ; aydınlık ve uygarlık düzeyini sembolize ediyor. 
 Dicle Nehri ; kuvveti, kararlılığı, sürekliliği ve çalışkanlığı sembolize ediyor.
Bilim Ateşi, Hz. Nuh'un Gemisi, Cudi Dağı ve Dicle Nehri sembollerine birlikte bakıldığında beliren Semazen figürü ise evrenselliği sembolize ediyor.



Birçok üniversite kampüsünü biliyorum. Sizce de çok farklı ve özgün değil mi ?



Orada bir yer uzakta, orası Şırnak. Gitsek de kalsak da orası da bizim yerimizdir... (bu söz Şırnak için böyle oluversin)



Şırnak Merkez'de yerel satış dükkanlarını daha çok gezdim. Bu yeni ve güzel kente yörenin dağlarından, yaylalarından, platolarından her türlü organik ve doğal ürün geliyor. Sadece bir örnek yeterli olacaktır.




Yine Şırnak'ın akşamına dönelim...



Işıl ışıl ve parlak bir Şırnak çıktı bu defa karşıma. Gece ile birlikte başka başka mekanlar açık.






Anlamlı ve konulu meydanlarından biri daha. Şehir planlamacılarını ve mimarlarını tebrik etmek gerek mutlaka...

Sadık Künefe, bu bölgenin ünlü markası. Bulunca tatlılarından tatmamak olmazdı.
Burada bütün tatlılar bir imza yapıttır. Bu defa fıstık sarma ve dondurma denedim. Enfesti...
Diğer tatlıları ben denemedim tabii ki. Anılarda kalsın diye görüntüledim.

Terası da Cudi ve Gabar Dağları manzaralı. Kahvemi burada yudumladım. Bulutlar da bu gece ne kadar güzeldi. Ve ay ışığı. Daha başka ne isterim ki...

Sadık Künefeler'in hepsi böyle kaliteli, özel, özgün oluyorlar. Şırnak şubesi bana, bir başka güzel göründü o gece.

Şırnak'ın gündüzüne gecesine tanık olup zamanı unutunca neredeyse saat, gece yarısına yaklaşmıştı. Siirt'e 2 saatlik yolum var. Hem de ne yol ama. Eruh'dan geçecek. Issızlıklardan, bilinmezliklerden, az da olsa risklerden geçen bir yol... Vedalaştım Şırnak ile.
Yol kavşağına geldim.
Ne manzara ama. Ay ışığı beni oralara çağırıyor.
Uludere-Beytüşşebap- Hakkari ve daha ötesi..  Ya da,
Cizre- Mardin-Şanlıurfa...  Seçim yapmak zor.
Ancak mecburi yön Eruh-Siirt...
Ana yol kavşağında parlayan bir gemi. Nuh'un gemisi sembolize edilmiş.
''Şehr-i Nuh'' yani Şırnak'ın tarihi zalim ve putperest İnsanoğlu'nun yok edildiği inanan insanların ise kurtuluşunun gerçekleştiği Nuh Tufanı'na dayanıyor. Rivayetlere göre; Cizre, tufandan sonra ikinci kez Nuh ve oğulları tarafından inşa edilirken, sıcaktan korunmak için ise Şırnak yazlık ve yaylak olarak kullanılmış.
Nuh Peygamber'in tufanın ardından indiği kara parçası, Kuran-ı Kerim de Cudi Dağı olarak anlatılıyor. Şırnak ile Silopi arasında yükselen Cudi Dağı, bu anlamda dinler tarihinin de kutsal zirvesi. Nuh Peygamber'in gemisinin dağın doğusundaki Ziyaret Tepesi'ne indiği yönündeki inanışta oldukça kuvvetli. Sözkonusu tepede  bu tezi doğrulayan bir geminin izleri de net olarak görülebiliyor. Adını haber bültenlerinde sıkça duyuran Cudi Dağı, 2144 metre yüksekliğinde. İsminin kökeni tartışmalı. Bazı kaynaklar ''Kürt Dağı'' anlamına geldiğini aktarırken bazı kaynaklarda ''cömertlik'' anlamındaki ''cüd'' kökünden geldiği belirtiliyor. Sümer yazıtlarında ''Gudi'' ve Babil yazıtlarında ''Kurti'' olarak geçiyor. Geçmiş yıllarda araştırmacılar ''Austen Henry Layard'' ve ''L. King'', bu dağın zirvelerinde çivi yazısıyla hazırlanmış Asur yazıtlarına rastlarlar. Kuran'da geminin Cudi Dağı'na oturduğu söyleniyor. Hud Suresinde; '' Ey yeryüzü ! Yut suyunu. Ey gök ! Tut suyunu '' denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cudi'ye oturdu ve '' Zalimler topluluğu Allah'ın rahmetinden uzak olsun ! ''  denildi şeklinde anlatılır.
   Nuh Peygamber, Peygamberler arasında en çok yaşayan ve en çok sıkıntı çekenmiş. Peygamberlerin soyu, Adem'den sonra '' Baba '' olarak ondan türemiş olup Mezopotamya'daki insanlık ondan ve 3 oğlu Ham, Sam ve Yafes'ten türemiş. Nuh Peygamber'in asıl adı Abdulgaffar olup; Nuh, Noah, Nova, Utnapiştim olarak da değişik dillerde anılıyor.

Yaklaşık bir saat sonra Eruh'a ulaştım.
Durmadan yapamadım. Geceyi içime çektim...


Bir gün yolunuz Şırnak'a düşerse daha gelişmiş, daha iddialı bir kent ile karşılaşacaksınız eminim. Bu da benden bir Şırnak Hikayesi.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder