Sayfalar

9 Ekim 2018 Salı

İNCİTMEYECEK KADAR UZAK, ÜŞÜMEYECEK KADAR YAKIN OLMAK...
(BİR KİRPİ HİKAYESİ)
2006 yılında duydum ilk defa bu hikayeyi...
O zamandan bu yana hep aklımdadır...
'' Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler.
Ama en çok kayıp veren kirpilermiş.
Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri var.Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış, çözüm aramaya başlamış.
Tartışa tartışa, nihayet gece olunca tüm kirpilerin bir araya toplanmasına, birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş.
   Böylece kirpiler birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak, aralarındaki hava akımını önleyerek donmaktan kurtulacaklarmış.
İlk geceki deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler.Fakat bu seferde başka bir problem çıkmış ortaya. Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla yaklaştıklarından yaralanmalar gerçekleşmiş.

Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerine uzak durmuşlar ama bu seferde donmalar meydana gelmiş. 
Ne var ki, her gece bazen uzaklaşa bazen de yakınlaşa, deneye yanıla, soğuk havadan korunacak kadar yakın, birbirlerini incitmeyecek kadar da uzak, mesafeyi bulmayı öğrenmişler. ''

Bizim de uzun dikenlerimiz var.
Bunlar hayata karşı filtrelerimiz.
Bazen faydalı, bazen de zararlı
Çoğu zaman, kimseleri yaklaştırmıyoruz yanımıza.
Filtrelerimizden elemeden kimseleri sokmuyoruz hayatımıza
Ne var ki, sıcaklık ancak yakınlaşmakla mümkün.

Birbirini incitmeyecek kadar uzak, hayatın soğuk zamanlarında üşümeyecek kadar da yakın olmayı öğrenenlerden olabilmek dileğiyle..
Aynen kirpiler gibi...












Hiç yorum yok :

Yorum Gönder