Sayfalar

29 Mart 2018 Perşembe

SAKIP SABANCI MÜZESİ'NE DOYUMSUZ GEZİLER   EMİRGAN / İSTANBUL
Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul'da Boğaziçi'nin en sevdiğimiz yerlerinden ve en eski yerleşimlerinden Emirgan'da bulunuyor.
İlk defa 2017 yılında ziyaret ettiğimiz müze, İstanbul gezilerimizde programımız içinde zaman ayırıp gitmek istediğimiz yerler arasında.
Biz, Sakıp Sabancı Müzesini 'Yaşayan Müze' olarak tanımlıyoruz.
Yazının devamında ve görüntülerden sonra sizlerde böyle düşüneceksiniz..
Hatta bu müzeyi gezerseniz bizlere daha çok hak vereceksiniz.
Dış giriş kapısı, Emirgan Sahilinde ve Boğaz ile neredeyse bitişik.
Kapıdan girdiğinizde bir zamanlar, Sakıp Bey'in yaşam alanı olan Atlı Köşke adını veren ünlü At Heykel'lerinden biri ile karşılaşıyoruz ve devamında muhteşem bir bahçeden geçerek Köşk önüne kadar geliyoruz.Bu bahçenin her yerinde Sakıp Bey'in Sanata düşkünlüğünü görebildiğimiz değerli sanat eserlerini ve heykelleri görüyoruz.
Müzenin ana binası olan villa, 1925 yılında Mısır Hidiv ailesinden Prens Mehmed Ali Hasan tarafından İtalyan mimar Edouard De Nari'ye yaptırılmış ve Hidiv ailesi tarafından uzun yıllar yazlık konut olarak kullanılmış.
1951 yılında Adanalı sanayici Hacı Ömer Sabancı tarafından Hidiv ailesinden satın alınan köşk, aynı yıl satın alınarak önüne yerleştirilen Fransız heykeltraş Louis Doumas'ın 1864 yapımı at heykelinden dolayı ''Atlı Köşk'' olarak anılmaya başlamış.
Atlı Köşk'ün arazisi içindeki ikinci at heykelinin ise, 1204 yılında 4. Haçlı Seferi sırasında Haçlı kuvvetlerince yağmalanan İstanbul Sultanahmet meydanından alınarak, Venedik San Marco kilisesi önüne yerleştirilen 4 attan birisinin dökümü olduğunu öğreniyoruz.








1966 yılında Hacı Ömer Sabancı'nın vefatından sonra aile büyüğü olan Sakıp Sabancı tarafından sürekli konut olarak kullanılmaya başlanan Atlı Köşk, uzun yıllar Sakıp Sabancı'nın zengin hat ve resim koleksiyonunu barındırmış, 1998 yılında da Sabancı ailesi tarafından içindeki koleksiyon ve eşyalar ile müzeye dönüştürülmek üzere Sabancı Üniversitesi'ne bağışlanmış.
Modern bir galerinin eklenmesiyle 2002 yılında ziyarete açılan Müze'nin sergileme alanları 2005 yılındaki düzenleme ile genişletilerek, teknik düzeyde uluslararası standartlara kavuşmuş.



Atlı Köşk de çok zengin bir hat koleksiyonunun yanı sıra; Tanzimattan Cumhuriyete Türk Resmi -  Sakıp Sabancı Müzesi Resim Koleksiyonu, erken dönem Türk resminin seçkin örnekleri ile Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde İstanbul'da çalışmış yabancı sanatçıların eserlerinden oluşmakta.
1850-1950 yılları arasında yoğunlaşmakta olan koleksiyonda Raphael, Konstantin Kapıdağlı, Osman Hamdi Bey, Şeker Ahmet Paşa, Süleymen Seyyid, Nazmi Ziya Güran, İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Fikrat Mualla gibi yerel sanatçılar ile, Fausto Zonaro ve Ivan Ayvazovski gibi yabancı sanatçıların eserleri bulunuyor.
   Her ziyaretimizde başlangıcı Atlı Köşk'ün kapısından girerek buradan yapıyoruz.
Beraberce kapıdan girerek Atlı Köşk'ü keşfe ne dersiniz ?




















Müzede bir mağazada bulunuyor.Buradan Sabancı Müzesine özel bir çok objeyi,yayını,hediyelikleri satın alabilirsiniz.

Atlı Köşk'ün 2.katında, eşsiz Osmanlı Kitap ve hat sanatı örneklerinin sergilendiği koleksiyon var.Saatler geçirebileceğiniz ve tekrar tekrar görmek isteyebileceğiniz bir koleksiyon..
   Sakıp Sabancı, başta ünlü hattatların güzel yazı (hüsnühat) örnekleri ve Kuran nüshaları olmak üzere sanatlı elyazma kitaplar koleksiyonu yapmaya Sultan II. Mahmud'un (h. 1808-39) yazmış olduğu bir levhayı satın alarak başlamış.
Sakıp Sabancı Koleksiyonu 1980'lerde satın alınan özel koleksiyonların da katkısıyla zenginleşmiş.
Koleksiyonun 1989'dan itibaren yurtdışındaki önemli müzelerde sergilenip büyük ilgi görmesi, Sakıp Sabancı ve ailesinin koleksiyonu geliştirme ve müze oluşturma düşüncesini güçlendirmiş.

Atlı Köşk, 1998'de müzeye dönüştürülmek üzere Sabancı Ailesi tarafından Sabancı Üniversitesi'nin kullanımına tahsis ediliyor ve 2002'de Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi adıyla ziyarete açılıyor.
Hat Koleksiyonu'nda, 14. yüzyıl sonlarından 20. yüzyıla kadar uzanan sürede hazırlanmış sanatlı elyazması Kuran-ı Kerim nüshaları ve dua kitapları, Osmanlı hattatlarının ayet,hadis ve güzel sözleri farklı hat karakterleriyle yazdıkları kıt'a, murakkaa ve levha halindeki hüsnühatları, Osmanlı padişahlarının tuğraları ile donanmış, kimisi tezhipli resmi belgeler ve hattatların yazı araçları yer alıyor.

Müzenin çok katlı modern sergi bölümünde 2007 yılındaki İstanbul gezimizde,  Feyhaman Duran resim koleksiyonu sergileniyordu.Bu çok geniş koleksiyonda, Osmanlı'nın son dönemlerinde yetişmiş ve Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte eserler vermeye devam etmiş değerli ressamın eserleri arasında adeta kaybolduk.
2018 Mart ayındaki gezimizde ise; Porselenin Osmanlı - Çin ilişkilerindeki rolünden esinlenen Ai Weiwei'nin İstanbul'daki bu ilk ve ilginç sergisini gezdik.
   Serginin sunumu, sanatçının yaşam öyküsüne, ayrıca el sanatları geleneği ile sanat tarihine yaklaşımına dayanıyor ve çalışmalarında tekrar tekrar beliren  ''kendine mal etme'', ''yeniden üretme'' ve ''putları kırma'' gibi kavramlara yoğunlaşıyor.










Porselen ile neler yapılabileceği ve daha da önemlisi, bu eserler ile nasıl evrensel mesajlar verilebildiğinin bir çok örneğinin olduğu bu sıradışı ve enfes sergiden sonra Emirgan sahilindeki boğaz yürüyüşümüzü ihmal etmedik...



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder