Sayfalar

11 Temmuz 2020 Cumartesi

MİSYA YÜRÜYÜŞ YOLU ROTASINDAN BALLIPINAR - KİRAZLI MANASTIRI - DÜZLER YÜRÜYÜŞÜ 25-26/06/2020     (ERDEK-BALIKESİR)
İki hafta önce aynı bölgedeydim ve Kapıdağ Yarımadası'nın Kuzeyinden güneyine uzun bir rotada yürümüştüm. Bu defa daha farklı rotadan başlayarak aynı yürüyüşü yapmayı planladım.Ballıpınar- Şahinburgaz karayolundan yaklaşık 1.5 km devam edince Misya Yürüyüş Yolu (Ballıpınar- Kirazlı Manastırı) tabelasını gördüm.
Bu defa mavi ile işaretlediğim rotadan Ballıpınar Köyü üzerinden Kirazlı Manastırı'na ulaşacağım. Rota uzunluğu 9.4 km.


Bu defa Ballıpınar Köyü'ne nasıl ulaştım ?... (Köyün dolmuşu ile yolculuk anılarda yer alacak bir deneyim oldu..)
    Ballıpınar Köyü, Kapıdağ Yarımadası'nın en kuzeyinde ve Bandırma'ya yaklaşık 65 km uzaklıkta. Köyün tek dolmuşunun öğlenden sonra saat 15.00 da Ballıpınar'a hareket ettiğini öğrendim. Ballıpınar'dan ise saat 08.00 da hareket ediyormuş. Yani sabah Bandırma'ya geliyor öğlenden sonra dönüyor..
Yolcular Ballıpınar Köyü'nün sakinleri..


Yolculuk, Aşağı Yapıcı-Tatlısu-Karşıyaka Çakıl Kavşağına kadar deniz kenarından ve yine birbirinden güzel koy manzaraları ile devam ediyor. Tatlısu da güzel ekmekler yapan bir fırın önünde duruyoruz. Ekmek alma molası veriyoruz.. Araç içinde bulunanlar birbirlerini tanıyorlar, çok samimi bir ortam var.
Hiç acelemiz yok gibi..
Sonra araç Çakıl Kavşağı'ndan Kapıdağ içlerine devam eden yoldan devam ediyor, bu defa ormanlar ve nefis bir doğa içinden geçerek önce Şahinburgaz'a sonra da Ballıpınar'a geliyoruz. Yol 65 dk sürdü..
Bu küçük köyün nüfusu sadece 470. 1924 Mübadelesinden sonra Selanik Kavala'dan gelen Türklerin yoğun olarak yerleştikleri bir köy olmuş. Kapıdağ Yarımadası'nın en kuzeyinde bu harika koyda bulunan köyde balıkçılık ve tarım yapılıyor.
Hava bu defa sıcak. Ballıpınar Sahiline doğru yürüdüm. Artık alışkanlık yapan Ballıpınar Beach Cafe'ye geldim.
   Burası Ballıpınar Köyü için bir buluşma yeri ve sosyal nokta.
Sahibi, Akdeniz Üniversitesinde Turizm Lisans Eğitimi görmüş, Turizm sektöründe çalışmış ve sonra Köyünde Orman İşletmesi'ne ait eski binayı 30 yıllığına kiralamış ve bambaşka bir ortam yaratmış..



Ballıpınar'ın bu buluşma noktası bir aile işletmesi ve Hanımların ellerinden çıkan çok güzel lezzetleri var..
Ben de bu güzel yerde yerimi aldım.


Kitabımı okudum, çiçek ve deniz kokulu Köyün güzel ve canlı görüntülerini izledim.
Güneşin batışını seyrettim. Burada güneşin batışı bile bir başka..


Çadırımı neredeyse denizin kenarına yine kurdum..






Akşam yine köyün insanları ile sohbet ettim. Tabiki kekikli tostlarından yedim..
Güzel bir uykudan sonra saat 06.00 gibi uyandım. Çadırın kapısını açtığımda olağanüstü görüntülerle karşılaştım. Yine sahilde ve köyün içinde yürüdüm.




Deniz ile arasında sadece bir yol olan köy okulu. Belliki uzun süre önce kapatılmış. Umarım bu güzel yerdeki okulda Beach Cafe örneği gibi değerlendirilir.




Artık yürüyüş zamanı. Saat 07.00 da yola çıktım. Ballıpınar Köyü'nü giderek arkamda bırakarak, Misya işaretli yolu başlangıç noktasına doğru karayolundan eğimli bir çıkış ile yürümeye devam ettim. 




Ballıpınar'dan başlayarak Kirazlı Manastırı'nda biten Misya Yürüyüş yolunun bu rotası toplam 9.4 km. Rotanın başlangıç yüksekliği 5 metre. Bitiş yüksekliği ise 182 m. En yüksek noktası ise 366 m.
Ballıpınar -  Kirazlı Manastırı rotası orta zorlukta bir parkur. Orman yollarından ve patikalardan devam ederek Kirazlı Manastırı'nda sona eriyor.
Bu tabela ile karayolundan ayrılarak yürümeye başladım.
Ağaç tünelleri hemen başladı..


Arkama dönüp baktığımda Ballıpınar Köyü ve sahili görünüyor..
Çok hoş geçit ve kapılardan geçtim..






Her adım ile başkalaşan bir dünya adeta..






Bazen bitmesini istemediğiniz yollar olur.. İşte tam da böyle bir yolda yürüyorum..






Burası çok güzel bir bölüm. Buradan içerilere girip orman içinde yürümek istedim ancak zaman kaybetmemek için devam ettim..








Kirazlı Manastırı farklı bir açıdan görüş alanıma girdi bile..


Manastır, Kyzikos'un ardındaki Didumus Dağı'nda (Dindymon Dağı) Ana Tanrıçaya adanmış, Ortodoks geleneğine göre de manastır eski bir tapınağın yerinde kurulmuş.




1923 yılında Mübadeleden sonra terk edilen Manastırın, 1895 yılında inşa edilmiş 99 odalı görkemli binasından geriye yüksek duvarlarla, büyük oranda yıkılmış bir kilisenin kalıntıları günümüze ulaşmış.
Eskiden yöredeki Rumların dini merkezi olan Manastır, Havari Lukas'ın eseri olduğuna ve mucizeler yarattığına inanılan Panagia Faneromeni (Faneromeni Meryem'i) ikonasından medet uman binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyordu.
Şimdiyse bu ünlü ikona İstanbul'da Fener Rum Patrikliği'nin Katedralinde sergileniyor.












Kirazlı Manastırı çevresindeki doğanın güzelliği, hemen yanından geçen suyun ve doğanın güzel sesleriyle birleşince sanki oraya özgü müzik çalıyormuş duygusu uyandırmakta, rengarenk çiçeklerin süslediği Manastır ve çevresinin ahenkli güzelliği, belki de insanların yüzlerce yıldır orada ibadet etmelerinden kaynaklanan ve gezenlerde huzur ve değişik duygular uyandırmasına neden oluyor.





Fener Rum Patriği Bartholomous'un her yıl değişik tarihlerde ziyaret ettiği Manastır da yine Patrik liderliğinde her yıl Ağustos ayında yapılmaya başlanan ayin törenleri büyük ilgi görüyor.






Kirazlı Manastırı, Kapıdağ Yarımadası'nın kuzeydoğu sahiline yakın bir yerde Yukarıyapıcı ile Ballıpınar köyleri arasında bir yükseklikte, Ballıpınar köyünün 7.5 km batısında yer alıyor.


Manastır bölgesindeki doğa hayranlık uyandırıyor..
   Doğanın uzak yerlerine, tam ortasına, dere kenarlarına, ormanın derinliklerine, bazen metrelerce yüksekliğe, arınmak, dünyanın sıkıntılarından uzak kalmak için Kirazlı Manastırı öylesine muhteşem bir yere yapılmış ki burada kaldığım sürede geçmişin havasını solumak, suyun fısıltısını dinlemek yine çok iyi geldi. Tıpkı iki hafta önce yine buraya geldiğimde olduğu gibi..




Manastır, Kirazlı Yayla'da bulunuyor. Kirazlı Yayla'da yürüdüm. Güneş bu defa ara sıra da olsa kendini bulutların arasından gösteriyordu..






























Kirazlı Manastırı'nı da arkamda bırakıp, Yukarı Yapıcı Göleti'ne yürüyüşe başladım. Bu etap da loş evrende yürüyor hissi uyandıran olağanüstü manzaralar sunuyor..



















Kaybolunası bir dünya adeta..














Ve yine o dağ sularından birisi daha.. Mustafa Köse Hayratı.


Yukarıyapıcı göletine ulaştım. İki hafta önce göletin batı yakasındaki göl kıyısına yakın yola giden ayrımı kaçırmış ve göle daha uzak bir yoldan Yukarıyapıcı Köyü'ne gelmiştim. Bu defa işi şansa bırakmadım. Göl kenarını takip ederek, çok sık ve zorlu alanlardan geçerek yolu buldum. Göle yakın yürüyerek muazzam görüntülere şahit oldum..




Yukarıyapıcı göletinin yapımı 1995 yılında tamamlanmış.




Gölet su kalitesi, derinlik ve soğukluk bakımından aynalı sazan üretiminde kalite standartları yüksek olduğu için balıkçılığa oldukça elverişli.












Orada öylesine güzel, yakın ama uzak, olağanüstü bir coğrafya var..




















Bu defa Yukarıyapıcı köyüne farklı bir yerinden girdim..






Yukarıyapıcı Köyü ile Belkıs Köyü arasındaki yol..
Belkıs Köyü üstlerinden Bandırma..




Belkıs Köyü'nden Düzler'e inerek bu farklı rotadan geçen yürüyüşü bitirdim.Aynı bölgede farklı rotalardan iki yürüyüş..
Bir üçüncüsü olur mu ?
Daha fazlası da olur gibi...



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder