Sayfalar

6 Mart 2022 Pazar

 ERUH'UN KIŞINA ÇIKIP GİDİVERMEK     (ERUH / SİİRT)

'' Rüzgarlar gibidir hayatımızın imkanları, yine de insan neden cesaret etmez ki yelken açmaya ?  Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile - acı, ümitsizlik, suç, her şey ama her şey boşluktan daha iyidir ! '' diye ifade eder Max Frisch, '' Sessizliğin Yanıtı '' kitabının bir bölümünde..
Eruh'a yelken açmak cesaretin de ötesindedir bir çoğumuz için. Eruh, acı ve trajedilerle yıllar öncesinden zihnimizin bir köşesindedir. Bu muhteşem ve uzak yer, paylaşılamayan toprakların olduğu yerdedir. Çirav Dağı'na sırtını dayamış gibi duran Eruh'u, Botanik Park girişindeki bu noktadan izlemek çok güzel.
Karşımda bembeyaz Çirav Dağı ve hemen kuzeyde uzanan Herekol Dağları. Topraklarının büyük bölümü dağlarla kaplı ve engebeli bir yapıya sahip Eruh coğrafyasında olmak alışkanlık yapıyor. Böylesine iz bırakan yerlere en güzel yerlerinden bakarken sevdiğim müzikler eşliğinde izlemek doyumsuz oluyor. İlk bakışta buranın müziği ne olabilir ? diye soruyorum kendime. Bu durum keyifli bir oyuna dönüştü.. Eruh'un müziklerini de böyle seçtim.(videoya çift tıklarsanız Eruh ve müziği gelecek)

Topraklarının büyük bir bölümü dağlarla kaplı olan Eruh'un arazileri dalgalı ve engebeli bir yapıya sahip. Eruh İlçesi, güneyinde ve kuzeyinde Güneydoğu Torosları'nın uzantısı olan sıra dağlar arasında bulunuyor. Bu dağlar güneyden ve kuzeyden Şırnak ve Hakkari dağları ile birleşiyor.
'' Gün olur, alır başımı giderim, Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda... Şu ada senin, bu ada benim, Yelkovan kuşlarının peşi sıra. '' der Orhan Veli : İşte öyle alıp başımı gittiğim yerlerden Eruh.. Eruh yazısının ardındaki güzellikler bazen göstermiyor kendini, bazen yazının ardından bir sürü çıkıp geliveriyor aniden, bazense alabildiğine kendini gösteriyor Eruh...


İnternette, ya da yazılı kaynaklarda hakkında pek bilgi bulunmayan Eruh'u, Eruh yazısının ardından bakışlarla ve müziği ile seyrettikten sonra keşfe başlamaya ne dersiniz ? (video çift tıkla açılacak...)
İlçenin en yüksek dağı 2265 metre yüksekliğindeki Tarti (Terazın) ve 2100 metre yüksekliğindeki Tünek (Aval) dağları. Herekol Dağları ise daha kuzeyden bakar Eruh'a..



Eruh'un kuzeyinde bulunan Tarti (Terazın) dağında Terazın ve Çirav, Cevizlik vadisinde Geri ve Kısa Çeşme yaylaları var ve bu yaylalar hayvancılık açısından çok önemli. Eruh'a yaklaştığımda Çirav Dağları'nın görkemi daha belirginleşiyor.
Siirt ve Şırnak İllerini birbirine bağlayan anayolun (98 km) ortasında yer alan Eruh; doğusunda Şırnak, batısında Siirt, kuzeyinde Pervari, güneyinde Güçlükonak İlçesi ile çevrili. 1125 metre rakımda bulunuyor.

Herekol, Kato, Cudi ve Gabar Dağları ise Eruh'u çevrelemiş. Alan; yüksek dağ, orman ve nehir ekosistemlerini birlikte barındırıyor. Uçurumlar ve dik vadilerle birbirinden ayrılan dağların yamaçları kayalık ve mağaralarla kaplı.
 
Şehir merkezinden çıkıp Çırav Dağları'nın ardına Güçlükonak istikametine sarkmaya çalıştım. Çetinkol Köyü yakınlarında '' Köylü Milletin Efendisi'dir '' sözünün tam karşılığı olacak bir insanla karşılaştım. Araçtan indim oradan buradan onunla konuşmaya çalıştım. Bu saf ve temiz insan, dağlardan ve bahçesinden dönerken hayvanları için yeşil dalları eşeği ile götürüyordu. Anadolu İnsanı işte. Kılığı kıyafeti, ayakkabıları hep aynı. Hep aynı saflık...
  
Buraları ilkbahar aylarında da görmek gerek mutlaka..

Dağların orta kesimlerinde meşe ormanları, vadilerde ise yaygın olarak menengiç ve bıttım ağaçları görünüyor.
Dağların yerleşim yerlerine uzak kesimleri çok yaşlı meşe ormanlarını barındırıyor. Siirt'in küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde Eruh ön sırada..

Manzaralar olağan üstü. Dağların arasında uzun süre yol aldım. Sık sık durdum, fotoğraf çektim.
Sonra '' Zorava Nehri '' kıyısında yürümek için Zorava Köprübaşı'na gittim. Artık kullanılmayan tarihi köprüyü bir süre izledim ve nehir kıyısına inerek yürüdüm yürüdüm...

Şubat ayında karlar erimediği halde Zorava coşkun akıyordu.


Nehrin nerdeyse ortasına uzanmış gibi duran yüksek ve üzeri düz kayalığın üzerine çıktım. Ayaklarımı kayadan sarkıttım, nehrin sesini dinledim. (video çift tıkla görünür olacak)



Siirt fıstığının % 40'lık bölümü Eruh'da yetişiyor. Bulunduğum kayalığın üzerinden fıstık bahçelerini görüyorum. Ayrıca dört bir yanım bağlarla çevrili. Bölgenin üzümleri de lezzetleriyle ün yapmış. Eruh'un verimli topraklarında yetişen üzümleri bölge halkı kendi evlerinde pekmeze çeviriyor. Bu ev yapımı pekmezlerin tadına Siirt de bulunduğum bu günlerde sık sık bakıyorum..


Eruh'un dağlarından gelen temiz sular; Mezopotamya düzlüklerine ulaşmak için Botan, Dicle ve Fırat nehirleri ile buluşacağı yere doğru Zorava Nehri ile uzun yol katediyor.
Eruh, nüfusu 10720 olan şirin bir ilçe. Her bir tarafından dağ manzaraları ile çok güzel görüntüler veriyor.



Eruh'un kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, M.Ö. 1000 yıllarından itibaren Urartu, daha sonra Med, Pers, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetinde kalmış.


Siirt İlinin en eski İlçelerinden.


Atatürk Parkı'ndan doyumsuz manzarayı izledim.





Çevreyi kirleten ne bir endüstriyel tesis ne de kaynak var. Yüksek dağların zirvelerinden gelen temiz hava esintileri, sessizlik ve huzuru içime çektim.
Eruh'da güvenlik şartları sağlanmış, eski zamanlardaki trajediler çok gerilerde kalmış.


Günün sonuna doğru tekrar Botanik Park'a geldim. Burası Siirt yönünden gelenlerin Şırnak ya da Hakkari'ye giderken Eruh'u ilk gördükleri yer ve uğrak noktası.


Nereye baksam unutulmaz görüntüler..





Eruh, yazının arkasında onu keşfedecekleri bekliyor ve çok şeyler sunmaya hazır.
Biraz cesaret... Ama daha çok; hesapsız, plansız, öncesiz, sonrasız, öylesine çıkıp gidilesi Eruh...



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder