Sayfalar

14 Ekim 2018 Pazar

GAZİ PORSUK AHMET (ERSÖZ) EFE VE EMET'İN KURTULUŞU (EMET / KÜTAHYA)
Gazi Porsuk Ahmet (Ersöz)  Resimde sağda göğsünde İstiklal Madalyası var.
Anneanne ve Dede tarafından Kütahya'nın Emet İlçesi'ndeniz.

Emet; Dağlar ve ormanlar ile çevrili, termal kaynaklarca çok zengin bir ilçedir.
Emet'te köklerimiz olmasına rağmen bu güne kadar 10-15 defa gitmişimdir. Emet ile ilgili anılarım çocukluk yıllarımda kalmış gibidir.
Emet aklıma geldiğimde canlanan en büyük hatıra Porsuk Dede'dir.
Kütahya'da ailelerin soyadları olduğu gibi bir çeşit lakapları ve ünvanları da vardır. Şimdilerde bu ünvanlar pek kullanılmıyor ancak bilenler bilir.
Anneanne tarafından Porsuklar'danız. Porsuk Dede Anneanne'min babası.
Porsuk Dede; her daim şık, hep takım elbise giyen, kıravatla tamamlayan, fötr şapkalı, uzun boylu, ciddi görüntüsü ile aklımda kalmıştır.
Benim tanımlamam; Diplomat gibi insan...olmuştur hep.
Ben 7-8 yaşlarında iken vefat etti.
Yakın dönemde bir arkadaşım: ''Siz Emet'ten kimlerdensiniz ? '' diye sorunca ''Porsuklar'danız'' dedim.
''Siz Emet'in kurtarıcısı Porsuk Ahmet'in torun'larından mısınız ?'' diye devam edince bir çok detayı bilmediğimi farkettim.
Porsuk Dede ile ilgili bilgilere ulaşmak için araştırmalara başladım.Emet'ten akrabalarımız ile görüştüm.
Sonunda Emet Ecdad derneğine ulaştım.Dernek Başkanı Ali Duyan Bey ile tanıştım.


(ECDAD Emet Ceviz Dere Araştırma Derneği ecdad.org.tr )
Kendileri, yöre tarihi ile çok önemli ve güzel çalışmalara imza atıyor.Porsuk Dedem ile ilgili görsel ve yazılı metinleri yakın ilgi göstererek gönderdi.Kendisine öncelikle çok teşekkür ediyorum.
Bu araştırmam kendilerinin bundan sonra da olacağına inandığım katkıları ile güncellenerek devam edecektir.Her bir detayı ile hayretler içinde kaldığım bu büyük yaşam hikayesine birlikte başlayalım...
     01.07.1902'de Emet'te dünyaya gelen Porsuk Ahmet çocukluk ve gençlik yıllarını Emet'te geçirir.Ülkenin kötü gidişatını görerek yurdun değişik yerlerine dağılan genç tıbbiyelilerden Dr.Fazıl Bey'in Emet'e gelerek başlatmış olduğu Emet Milli Mücadele hareketine katılan Porsuk Ahmet daha sonra Dr.Fazıl Bey'in Emet'ten ayrılması üzerine görevin kendilerine düştüğüne inanarak arkadaşlarıyla birlikte vatan için neler yapabileceklerini düşünmeye başlar.Ülkenin büyük bir kısmında olduğu gibi Emet'in de Yunan işgaline uğramasıyla ileride girişilebilecek taarruza hazırlık amacıyla Garp Cephesi Kumandanlığı'nca Emet'e gönderilen Mülazım-ı Evvel (Yüzbaşı) Ahmet Ragıp, Mülazım-ı Sani (Teğmen) Şakir ve beraberlerinde bulunan on erle birlikte teşkilatlanma ve eğitim çalışmalarına katılır.
20 Nisan 1922'de Değirmisaz'da altı Yunanalının öldürülmesiyle başlayani 24 Nisan 1922'de ise Emet Hükümet Konağı baskını ve burada kırk Yunanlının öldürülmesi ile daha da alevlenen olaylarda bu birliğin rolü büyük olur.Bu olaylar üzerine bunların intikamını almak üzere Kütahya'dan bir tabur Yunan askerinin Tavşanlı üzerinden Emet'e doğru yola çıktığı haberi gelir.Emetliler için iki seçenek vardır.Ya Emet'i ve köylerini boşaltıp dağlara kaçacak, ya da Yunanlılara karşı koyacaklardır.Poyrazların Hüseyin,Sakaların Halil,Karababa Hasan,Çerkezin Halil ve Porsuk Ahmet gibi gençler halkı galeyana getirip karşı durmak kararındadırlar.Zaten kaçmaya ve bütün köyleri boşaltmaya da pek vakit yoktur.
Alınan karşı durma kararıyla birlikte 26 Nisan gecesi Cevizderesi'nin bulunduğu yerde yine Yzb. Ahmet Ragıp, Tğm. Şakir, 7.Tümen'den gelen erler, Eğrigözlü Seymenler, Sülye Balalı ve Emet'li efeler toplam 50-60 kişi mevzilenirler.Silah sesi gelmeden kesinlikle ateşe başlanmayacaktır.Dar bir vadide bulunan bu bölge pusu için en uygun yerdir.
27 Nisan günü öğle vaktine doğru (bazı kaynaklara göre 200, bazılarına göre ise 350 kişilik) Yunan taburu Cevizderesi'ne girer.Pusunun baş tarafında Sülyeliler,ortasında Eğrigözlüler ve 7.Tümen'den gelen subaylar ile erler,sonunda ise Emetliler bulunmaktadır.Yunanlılar sayıca çok olduğu için tamamı pusunun içine girmez.Dolayısıyla pusunun baş tarafında bulunanlar pusu gerçekleşmeyecek diye yavaş yavaş açılmaya başlarlar.Ama o anda bir mucize olur.Yunan komutanı derenin aktığı yere geldiğinde atından iner ve atını sulamaya başlar.Pusunun sonunda bulunan Porsuk Ahmet uyuyup kaldığı siperinden atların ayak sesleriyle uyanır ve Yunanlıları büyük bir dikkat ile izlemeye başlarYunan komutanı tekrar atına bindiğinde herhalde askerlerine üçerli sıraya geçmelerini söylemiş olmalı ki sayıca fazla olan Yunanlıların tamamı pusu kurulan bölgenin içine girmeye başlarlar.Tabi bu sırada pusunun baş tarafı yavaş yavaş açılmış haldedir.Yzb. Ahmet Ragıp,açılan bu pusuyu gördüğü, belki de Yunanlıların tamamının pusunun içine girmesini beklediği için ilk atışı bir türlü yapmamıştır.Yunan Komutanı,Porsuk Ahmet'in siperine yaklaştıkça yaklaşmış ama bir türlü ilk atış gerçekleşmemiştir.
Porsuk Ahmet kendi ifadesinde bu olayı şöyle anlatmaktadır; '' Benim sipere yattığım yer hemen yolun altında,kayaların arasında bir yerdi.Karşımdan gelen Yunanlıların beni görmelerine imkan yoktu.Ancak benim yanımdan geçerlerken bir tanesi başını sola çevirse beni görecek ve öldürecekti.O anda kafamdan birçok şey geçti. ''Nasıl olsa beni görecek ve öldürecekler.En iyisi ölmeden öldürebildiğim kadar Yunanlı öldüreyim.'' diyerek ani bir kararla başlarındaki komutana nişan aldım ve ateş ettim.Kurşun komutanın atının başına isabet etmişti.Atın vurulması sonucu yere düşen komutan atından silahını almaya yeltenirken ikinci atışımı yaptım ve komutanı alnından vurdum.Ondan sonra mermiler havada uçuşmaya başladı.Benim silahımın patlamasıyla diğer arkadaşlarım da ateşe başladılar.Ortalık anacı babacı günü olmuştu.Seksen beş tane mermim vardı.Bir tanesini bile boşa atmadım.Mermim bir tane kalınca vurduğum Yunan komutanın silahını gözüme kestirdim.Onu almaya giderken bir Yunanlının silahını bana doğrulttuğunu fark ettim ve kalçamdan vuruldum.Döndüğüm gibi son mermimle beni vuran Yunanlıyı vurdum.Böylelikle Cevizderesi'ndeki görevimi tamamlamış oldum. ''
Porsuk Ahmet'in ilk atışından sonra başlayan bu mücadelede iki yüz Yunanlının öldürülmesi sonucu Emetlilerin zaferi ile son bulmuştur.Bu muharebede yaralanan Porsuk Ahmet'in çay kenarında bir ağacın altında arkadaşları tarafından dokuz gün tedavisi yapılır.Cevizdere olayıyla iyice hiddetlenen Yunanlıların Emet bölgesine dört alay asker göndermesiyle halk dağ köylerine sığınır.Porsuk Ahmet de Azant köyüne gider.On sekiz Emetliyle birlikte burada esir alınır.Önce Yunanistan'ın Korfo Adası'nda daha sonra da Atina'da olmak üzere on altı ay esir kalır.
23 Ağustos 1923'deki mübadeleyle esaretten kurtulur.İzmir'den yürüyerek Emet'e gelen bu büyük kahraman Emetliler tarafından coşkuyla karşılanır.
(İzmir'den Emet'e yürüyerek gelmek...350 km bir yol.. Bir gün aynı yoldan onun yürüyüş rotasından aynı yürüyüşü yapmak istiyorum..) 
23.01.1929 yılında Ayşe Hanım'la evlenir, aynı yıl gönüllü olarak Emet Adliyesi'nde Zabıt Katipliğine başlar ve 5 yıl süre ile ücret almaksızın bu görevi yürütür. 1934'te kendisine kadro verilerek Tavşanlı Adliyesi'nde aynı unvanla görevlendirilir.On beş yıl Tavşanlı'da kalan Porsuk Ahmet 1949 yılında Başkatip unvanıyla Altıntaş/Kütahya Adliyesi'ne atanır. 29.12.1955 tarihinde Altıntaş Adliyesi'nden emekli olduktan sonra Emet'e yerleşir.Emeklilik hayatında dava takipçiliği yapmaya başlar ve hayatının sonuna kadar bu işe devam eder.Hayatının bu döneminde Belediye Meclis Üyeliği, Belediye davalarını dava takipçiliği gibi görevlerde bulunur.

Fötr şapkasıyla Emet'de arkadaşlarıyla...
24.07.1977'de vefat eden Porsuk Ahmet Cevizdere Muharebesinde almış olduğu kalçasındaki kurşunla Emet Mezarlığı'na defnedilir.
Alttaki görüntü 3 Eylül 1969 Emet'in kurtuluşu törenlerinden geçit merasiminden.Porsuk Dede araç üstünde.Pankart'ta yazanlar önemli ve bügün için geçerli olduğu gibi bundan sonrada geçerli olacak.
'' EY EMET GENÇLİĞİ, SİZLER DE ECDADINIZ GİBİ KAHRAMAN OLUN ''
Kendisine 30 Mayıs 1926 da Türkiye Cumhuriyeti tarafından verilen İstaklal Madalyası'nın vesikası..
Alttaki yazı ise, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın Milli Ordu'da geçen hizmetleri ile ilgili verdiği belgelerdir.

Büyük Dede'nin bu ibretlik yaşam hikayesinden çıkardığım ve örnek alacağım çok şeyler var..

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder