Sayfalar

11 Ekim 2018 Perşembe

ALAÇATI ' DA BİR HAFTASONU   ( ÇEŞME / İZMİR)
Alaçatı, Çeşme / İzmir'e bağlı bir mahalle iken, son yıllarda belki de Çeşme'yi de geride bırakarak çok tercih edilen bir tatil beldesine dönüştü.
Hareketli eğlence yaşamı, konsept butik otelleri, çok sayıda el değmemiş plajları, sörf okulları, daracık taş sokakları ve yerel lezzetler sunan restoran ve kafeleriyle keyif veren bir yer.
Ayrıca ot festivalini de unutmamak gerekli.




Pazar günü erken saatlerde İzmir'den yola çıktık. Alaçatı'ya giderken bu defa otoyolu tercih etmedik. Eski yoldan; Balçova-Narlıdere-Güzelbahçe-Urla üzerinden sahilden giden yoldan devam ettik.
İlk durağımız uzun zamandır gelemediğimiz Hanedan Restaurant.
Bu bölgede kahvaltının güzel adreslerindendir.
 İzmir'den Çeşme'ye eski yoldan giderken veya otobanın Zeytinler ayrımından eski yola girip Çeşme yönüne dönüldüğünde Uzunkuyu mevkisin de..
Hanedan restoran oldukça büyük.
Sabah serpme kahvaltı, öğlen ve akşam ise et yemekleri ve yöresel lezzetleri sunuyor. Çok rağbet görüyor ve kalabalık oluyor.
Erken saatlerde Hanedan'da olmanın avantajı ile özenli ve hızlı bir servis ile birlikte temiz, huzurlu ortamda, doğal ürünler ile hazırlanmış lezzetli bir kahvaltı yaptık.





Kahvaltı sonrasında Pazar günü uyanmamış Alaçatı'nın sokaklarına kendimizi bıraktık.
Alaçatı sokakları, geçmiş dönemlerin mimarisini yansıtan taş yapılarıyla tam anlamıyla bir Ege kasabası görünümünde..


Güzel bir sabah kahvesi için Köşe Kahve'ye geldik. Konumu ve hoş ortamıyla Köşe Kahve keyifli zaman geçirebilecek bir mekan. Bizde burada epey uzun zaman geçirdik..
Kahvaltıdan yemeğe her şey güzel.


Samimi ve ferah bir iç mekan tasarımı var. Müzik soft..

Köşe Kafe'de, yiyecek ve içeceklerin sunumu farklı ve güzel.



Tatlılar çok başarılı. 'Özel bir tatlı var mı ? ' sorusuna: Hepsi güzel derim..





Köşe Kahve'de dış kısımda oturduk. Burada Alaçatı atmosferini aldık..
Yine Alaçatı sokaklarını keşfetme ve adımlama zamanı..

Alaçatı'nın antik dönemdeki adı Agrillia. Alaçatı ismini 'Alacaat' adı verilen bir Osmanlı aşiretinden almış. Osmanlı döneminde Alaçatı'da Rumlar ve Türkler birlikte yaşamışlar.
Rumca'da 'Alacaat' kelimesinin telaffuzu zor olduğu için 'Alacaat' zamanla değişmiş ve günümüzde kullanılan Alaçatı adını almış.
Begonvillerin eşlik ettiği taş yapıların olduğu sokaklar, rengarenk mekanlara ev sahipliği yapıyor.




Alaçatı'da restore edilmiş çok sayıdaki eski Rum Evi, restoran olarak hizmet veriyor. Deniz ürünleri başta olmak üzere, zom patlıcan, sucukaki köfte, muska böreği, paşa mezesi, kaya koruğu turşusu, gül baklavası, Alaçatı Kavunu yöreye özgü lezzetlerden.
Alaçatı'da tadılması gereken bir diğer lezzet de közde pişen sakızlı kahve..


İzmir merkezden  1 saatlik mesafede bulunan Alaçatı'yı yazın yaşadığı hareketli günlerin yanında kış dönemi sakinliğinde de keşfetmek gerek..


Alaçatı 1800'lere dayanan tarihi dokusuyla sadece İzmir'in değil dünyanın da en güzel yerlerinden biri olarak adlandırılıyor.






Bir Alaçatı ve Çeşme Klasiği olan 'İmren Tatlı Evi' ne geliyoruz. Yolunuz düşerse tercih sizindir. Çünkü her şey güzel ve farklıdır..






Alaçatı denizi, aldığı rüzgarlar ve sığlığı ile Dünya'da sörf'ünün merkezlerinden.
Daha önceki yıllarda Cerenim ve ben sörf eğitimi aldık. Bir ay süren bu sörf eğitimi bizim için unutulmaz bir deneyim oldu.












Alaçatı İzmir'e 88 km uzaklıkta. İzmir - Çeşme otoyolunda Çeşme'ye 7 km kala sola dönülerek önce Alaçatı merkeze, 3 km sonrada iskeleye varılıyor.
  Ege kültürünü en iyi yansıtan yerlerden Alaçatı, bu kültürün lezzetlerini deneyimlemek için de en güzel yerlerden.. Özellikle lezzet düşkünlerini baştan çıkartan zeytinyağlılar, mezeler ve deniz ürünleri için Alaçatı'daki onlarca mekandan birine oturup gerisini mekana bırakmak yeterli..
   Alaçatı ile dolu dolu bir günün ardından İzmir'e dönüş zamanı da geldi.
Dönüşte yine eski yoldan ama daha farklı bir rotadan Ildırı üzerinden döndük..



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder