'' BUZATI '' ENTERTAINMENT FROM THE OLD WINTER OF EĞİRDİR .. (EĞİRDİR / ISPARTA)
'' Gölün pırıltılı yüzeyi ayna gibi önümüzdeydi. Sağdaki yalçın dağdan fırlayan kaya çıkıntısı gölün suyuna dalıyor, küçük şehrin süslü evleri bu kaya parçasını kaplıyor ve suları, kuleleri ve yıkıntılarıyla Alaaddin Kalesi, kayanın tepesini taçlandırıyordu. Daha uzakta, gölün yüzeyinde o iki ada görünüyordu. Küçük olanı sık ormanlarla örtülüydü ve diğerinin üzerindeki iç içe geçmiş Rum evlerinin damlarının arasından Türk camiinin yüksek minaresi fırlıyordu. Birkaç beyaz yelken, bütün Küçükasya'da bir benzeri olmayan ve şimdiye kadar pek bilinmeyen bu harika manzaraya can katıyordu...''
Eğirdir hep gezginlerin yolu üstünde olmuş. Birçok ünlü kişi bir şekilde buraya uğramış eserlerinde burası hakkında övgü dolu sözler kullanmışlar. Bunlardan biri olan Alman Friedrich Sarre, '' Küçük Asya Seyahati '' adlı kitabında eski zamanların Eğirdir'i ile ilk karşılaşmasını böyle anlatmış.
Eğirdir ile benim karşılaşmam da uzun yıllar öncesine dayanıyor. Eğirdir bütün özellikleri ile hayranı olduğum yerlerdendir.
Eğirdir tarihi ile ilgili yazıları, yayınları da okuyorum. Her defasında ilginç ve özel bilgiler ile karşılaşıyorum.
Bunlardan birisi de '' Buzatı ''...
Eğirdir'de artık son yıllarda pek göremediğimiz o çok soğuk ve çetin geçen kışlardan kalan bir eğlence adeta.
Buzatı, göl kalın donduğu zamanlarda kullanılan bir araç.. Bir insanın bağdaş kurup ya da diz üstü oturabileceği büyüklükte alçak bir iskemledir.
Ön tarafı yukarı meyilli olan Buzatı'nın en altına buzda süratle kayması için kemik yerleştirilirmiş..
Söylenilene göre en iyi kemik köpek kemiği imiş. Üzerine oturulduktan sonra uçları sivri demirli iki değnekle ki buna '' mizmile '' denirmiş itilerek, buz üstünde süratle gidiliyormuş.
Bunun biraz daha büyüğü yapılarak karşı dağ kıyılarından odun getirildiği olurmuş. Eğirdir Ansiklopedisi yazarı Nuri Güngör ; '' 1949 yılındaki büyük donda bu olayları gördüm '' diye anlatmış..
Ortaasya'daki Hakas Türkleri bölgesinde benzer şekilde buzlu arazide gittikleri Rudolf'un kitabında bahsedilmektedir.
Eski zamanlardaki soğuk kışlarda görülen bir başka olay da '' Buz Sürmesi '' .. Bazı yıllar göl 40-50 cm donar. Mart'a doğru erimeye başlayınca parçalanan buzlar dalgalarla kıyılara yığılır. Öyle olur ki sedler haline gelir, muazzam bir güç oluştururlar. Kıyıdaki büyük ağaçları bile kökünden kazır, çatmaları parçalarlar. Buna Buz Sürmesi denir.
1949 yılındaki böyle bir donda buz sürmesi sonucu çok büyük çınar ağaçları zarar görmüş..
Yedi Renkli Göl Eğirdir hakkında daha çok öğrenilecek bilgi ve keşfedilecek çok yerleri var..
Eğirdir ile özdeşleşen zorlu kış günlerini umarım yine görebiliriz, Buzatı ve Buz Sürmesi'ne tanık olabiliriz..
Acaba böyle bir don yine gerçekleştiğinde Eğirdir'liler Buzat' larını hatırlayıp, göl üstünde kayabilecekler mi ?...
Kaynak : Eğirdir Ansiklopedisi (Nuri Güngör Veziroğlu)
Eğirdir ile benim karşılaşmam da uzun yıllar öncesine dayanıyor. Eğirdir bütün özellikleri ile hayranı olduğum yerlerdendir.
Eğirdir tarihi ile ilgili yazıları, yayınları da okuyorum. Her defasında ilginç ve özel bilgiler ile karşılaşıyorum.
Bunlardan birisi de '' Buzatı ''...
Eğirdir'de artık son yıllarda pek göremediğimiz o çok soğuk ve çetin geçen kışlardan kalan bir eğlence adeta.
Buzatı, göl kalın donduğu zamanlarda kullanılan bir araç.. Bir insanın bağdaş kurup ya da diz üstü oturabileceği büyüklükte alçak bir iskemledir.
Ön tarafı yukarı meyilli olan Buzatı'nın en altına buzda süratle kayması için kemik yerleştirilirmiş..
Söylenilene göre en iyi kemik köpek kemiği imiş. Üzerine oturulduktan sonra uçları sivri demirli iki değnekle ki buna '' mizmile '' denirmiş itilerek, buz üstünde süratle gidiliyormuş.
Bunun biraz daha büyüğü yapılarak karşı dağ kıyılarından odun getirildiği olurmuş. Eğirdir Ansiklopedisi yazarı Nuri Güngör ; '' 1949 yılındaki büyük donda bu olayları gördüm '' diye anlatmış..
Ortaasya'daki Hakas Türkleri bölgesinde benzer şekilde buzlu arazide gittikleri Rudolf'un kitabında bahsedilmektedir.
Eski zamanlardaki soğuk kışlarda görülen bir başka olay da '' Buz Sürmesi '' .. Bazı yıllar göl 40-50 cm donar. Mart'a doğru erimeye başlayınca parçalanan buzlar dalgalarla kıyılara yığılır. Öyle olur ki sedler haline gelir, muazzam bir güç oluştururlar. Kıyıdaki büyük ağaçları bile kökünden kazır, çatmaları parçalarlar. Buna Buz Sürmesi denir.
1949 yılındaki böyle bir donda buz sürmesi sonucu çok büyük çınar ağaçları zarar görmüş..
Eğirdir ile özdeşleşen zorlu kış günlerini umarım yine görebiliriz, Buzatı ve Buz Sürmesi'ne tanık olabiliriz..
Acaba böyle bir don yine gerçekleştiğinde Eğirdir'liler Buzat' larını hatırlayıp, göl üstünde kayabilecekler mi ?...
Kaynak : Eğirdir Ansiklopedisi (Nuri Güngör Veziroğlu)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder