Sayfalar

21 Haziran 2020 Pazar

KAPIDAĞ'IN İÇLERİNDE... BALLIPINAR - BALLIPINAR ŞELALESİ - KİRAZLI MANASTIRI - DÜZLER ROTASI YÜRÜYÜŞÜ     13-14/06/2020   (ERDEK / BALIKESİR)
Bir zamanlar ada olan Kapıdağı, yerin ve denizin hareketleri Belkıs (Berzah) Tombolosu ile Anadolu'ya bağladı. Şimdi Kapıdağ, Marmara Denizi'ne uzanan bir yarımada.
Balıkesir -  Erdek'e bağlı Kapıdağ Yarımadası birbirinden güzel koyları, ormanları, geniş zeytinlikleri, tarihi değerleri, farklı kültürleriyle bütün zamanların gözdesi..
Kapıdağ'ın içlerine uzanacak iki günlük bir yürüyüş rotası planladım.


İlk gün 33 km'lik bir yürüyüşle; Karşıyaka'dan başlayarak yarımadanın kuzeyine giden yoldan ilerleyerek Çakıl, Kestanelik, Şahinburgaz üzerinden Ballıpınar'a ulaştım.
Ballıpınar'da sahilde kamp kurarak uyuduktan sonra ikinci gün sabah erkenden yürüyüşe başlarak önce Ballıpınar Şelalesi'ne, sonra Kirazlı Manastırı'na...
Kirazlı Manastırı'ndan Yukarı Yapıcı Göleti'ne...
Daha sonra Yukarı Yapıcı Köyü, Belkıs Köyü üzerinden Düzler'e iniş ile 31.5 km yürüyüş.
İki günde toplam 64.5 km lik bu yürüyüş rotasını o kadar beğendim ki iki hafta sonra farklı bir rotadan aynı bölgelere yine gittim.
Alabildiğine sakin, doğayla iç içe bir yolculuk vaad eden rotada eşsiz ve el değmemiş güzelliklere tanık oldum.
   En başından sonuna kadar bu çok keyifli deneyimimde tanık olduğum güzellikleri görmek için yine beraber yürüyelim...
İlk gün Karşıyaka'dan saat 14.00 da başladığım 33 km lik bu etabın sonunda saat 21.00 da Ballıpınar'ı yukarılardan gördüm...

Yürüyüş sırasında gördüğüm sayısız bakir koylardan birisi daha. Hemen Ballıpınar'ın yakınında..

Bu küçük köyün nüfusu sadece 470. 1924 Mübadelesinden sonra Selanik Kavala'dan gelen Türklerin yoğun olarak yerleştikleri bir köy olmuş. Kapıdağ Yarımadası'nın en kuzeyinde bu harika koyda bulunan köyde balıkçılık ve tarım yapılıyor.
Ballıpınar'ı yukarılardan gördüğüm noktadan yürüyerek köye ulaştığımda hava kararmıştı.
Geniş ve uzun kumsalda gördüğüm ışıklı yere yürüdüm.
Ballıpınar Beachcafe...
Sonradan anladım ki burası Ballıpınar Köyü için bir buluşma yeri ve sosyal nokta.
Sahibi, Akdeniz Üniversitesinde Turizm Lisans Eğitimi görmüş, Turizm sektöründe çalışmış ve sonra Köyünde Orman İşletmesi'ne ait eski binayı 30 yıllığına kiralamış ve bambaşka bir ortam yaratmış..

Köyün sakinlerinin çoğu gün boyunca özellikle de akşam saatlerinde hep beraber buraya geliyorlar.Arkadaki yol ise bir çeşit yürüyüş kordonu olmuş..Bu çok güzel..
Burası bir aile işletmesi ve hanım elinden çıkmış lezzetler beni şaşırttı.Neredeyse 7.5 saat süren yürüyüşten sonra deniz kıyısında bu lezzetlerle akşam yemeğimi yedim. Umarım burası hep böyle kalır..
Karşımda Marmara Denizi ve koyu lacivert bir gökyüzü. Bir süre sonra gökyüzünü şimşekler aydınlatmaya başladı. Tam da Ballıpınar ortamına yakışan görüntüler diye düşündüm. İlk yağmur damlaları düşmeye başlayınca köyün kahvesine geçtim. Buranın insanları ile sohbet ettim. Büyük yerleşim yerlerine uzaklar, kendi dünyalarındalar, yaşamlarından memnunlar, sosyal insanlar..
İyi ki 1924 yılında büyükleri Selanik Kavala'dan gelmişler..
   Yağmur saat 23.30 gibi durdu. Beach Cafe'nin 50 metre batısına kumsal üzerinde denize neredeyse 2-3 metrede çadırımı kurdum.Bu türden kamplar için uygun çadırım ve donanımlarım İzmir'deydi. Aldığım basit bir çadırı kurdum.
Gece ara ara yağmur yağdı ama çadır içine yağmur almadı.Bir taraftan Kapıdağ'dan gelen bol oksijenli ve çiçek kokulu hava diğer taraftan deniz havası..
Sabah 05.20 gibi çadırın kapısını açtığımda bu güzel görüntülerle karşılaştım.

Bu anların tadını çıkardım bir süre.. Saat 07.00 da çadırdan çıktım ve çadırı topladım.Kumsalda ve köy içinde dolaştım.



Sabahın erken saatlerinin en güzel görüntülerinden biri daha...
Ballıpınar Köyü'nde sabah erken saatlerde bir fırın ya da kahvehane açılmıyor. Ballıpınar Beach Cafe de kapalı.






Saat 08.00 oldu. Bugünkü rotam dolu dolu ve yine çok uzun. Daha çok geç kalmak istemedim. Ve önce köyün içinden sonra vadiden yükseklere doğru yürüyüşe başladım.

Öyle bir yolda yürüyorum ki: bugüne kadar yürüdüğüm rotalarla kıyaslamaya başladım.Her adımda başka güzellikler..
Ballıpınar Köyü'nün özellikle kırmızı soğanı ve kirazı, cevizi çok ünlü diye okumuş ve  duymuştum.Yolun her tarafından erkenden çalışmaya gelmiş Ballıpınar'lı aileler bahçelerinde çalışıyorlardı.






Yol; meşe, ceviz, kestane, çınar, kızılağaç ormanlarından oluşan tünellere dönüşmeye başladı..


Ormanın sessiz ve huzurlu görkeminde, ağaçların çatısından süzülen yumuşak güneş ışığı ve yağmur taneleri ile loş bir dünyada yürümeye devam ettim..





Ballıpınar Köyü'nden yürüyüşe başladıktan ve muhteşem doğadan devam ettikten yaklaşık 5 km sonra Ballıpınar Şelalesi'ne geldim. Şelale yoldan içeride ve herhangi bir bilgi tabelası yok. Yolda bu çeşmeyi ve ahşap korkulukları görünce çeşmenin arkasından oldukça dik bir patikadan 100 metre inmek gerekli.

Burada enfes bir şelale beni bekliyordu. Şelalenin karşısında oturdum ve şelalenin sesi ile anın ve ortamın tadını çıkardım..



Burada kamp kurmak iyi fikir.. Düşünen iyi düşünmüş.. Belki bende daha sonra burada kamp kurabilirim.. KAYDEDİLDİ !!!

Bu su dünyasından sonra loş orman evrenine tekrar girme zamanı geldi.. Sırada Kirazlı Manastırı var.. Kirazlı Manastırı, Ballıpınar Şelalesi'nden 2.5 km daha yukarıda.

Dağ sularının keyfini çıkardım..







Hoş bir süpriz. En güzel görüntülerden biri..
Yol beni Kirazlı Yayla'ya getirdi..Ormanların ortasında uçsuz bucaksız çimleriyle uzanan Kirazlı Yayla bir huzur düzlüğü.. 


Manastır ağaçların arasında kaybolmuş, iyice yaklaşmadan kendini göstermiyor.
İlk gördüğünüzde Manastırın kalıntılarına değil de içinde bulunduğu doğaya hayran kalacaksınız.
Manastır, Kyzikos'un ardındaki Didumus Dağı'nda (Dindymon Dağı) Ana Tanrıçaya adanmış, Ortodoks geleneğine göre de manastır eski bir tapınağın yerinde kurulmuş.
1923 yılında Mübadeleden sonra terk edilen Manastırın, 1895 yılında inşa edilmiş 99 odalı görkemli binasından geriye yüksek duvarlarla, büyük oranda yıkılmış bir kilisenin kalıntıları günümüze ulaşmış.
Doğanın uzak yerlerine, tam ortasına, dere kenarlarına, ormanın derinliklerine, bazen metrelerce yüksekliğe, arınmak, dünyanın sıkıntılarından uzak kalmak için Kirazlı Manastırı öylesine muhteşem bir yere yapılmış ki; burada kaldığım süre içinde geçmişin havasını solumak, suyun fısıltısını dinlemek çok iyi geldi. Hatta buralar, bu defa başka bir rotadan beni iki hafta sonra tekrar kendisine çekti..
Eskiden yöredeki Rumların dini merkezi olan Manastır, Havari Lukas'ın eseri olduğuna ve mucizeler yarattığına inanılan Panagia Faneromeni (Faneromeni Meryem'i) ikonasından medet uman binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyordu.
Şimdiyse bu ünlü ikona İstanbul'da Fener Rum Patrikliği'nin Katedralinde sergileniyor.
  




Kirazlı Manastırı çevresindeki doğanın güzelliği, hemen yanından geçen suyun ve doğanın güzel sesleriyle birleşince sanki oraya özgü müzik çalıyormuş duygusu uyandırmakta, rengarenk çiçeklerin süslediği Manastır ve çevresinin ahenkli güzelliği, belki de insanların yüzlerce yıldır orada ibadet etmelerinden kaynaklanan ve gezenlerde huzur ve değişik duygular uyandırmasına neden oluyor.




Kirazlı Manastırı, Kapıdağ Yarımadası'nın kuzeydoğu sahiline yakın bir yerde Yukarıyapıcı ile Ballıpınar köyleri arasında bir yükseklikte, Ballıpınar köyünün 7.5 km batısında yer alıyor.


Fener Rum Patriği Bartholomous'un her yıl değişik tarihlerde ziyaret ettiği Manastır da yine Patrik liderliğinde her yıl Ağustos ayında yapılmaya başlanan ayin törenleri büyük ilgi görüyor.
Kirazlı Manastırından ayrılarak yola devam ettim. Gidilecek çok yol ve görülecek çok yer var daha..
Sırada Yukarıyapıcı göleti var.










Bu bölgelerde susuz kalmak imkansız gibi..
Kirazlı Manastırı ile Yukarıyapıcı göleti arasında yol kenarında farklı yerlerde onlarca arı kovanı gördüm. Dikkatli olmak iyi olur..
Yaşamın sürdürülebilirliği için arıların var olması gerekiyor. Faydalarının sadece bal yapmaktan ibaret olduğunu sandığımızda yanılırız.. Gıdalarımızın en az üçte biri, arıların tozlaşma işlemi sayesinde elde edilir. Çiçekli bitkilerin ve ağaçların % 80' i arıların taşıdığı polenler sayesinde çoğalıyor. Ekosistemin çeşitliliği ve hayatın devamlılığı arıların varlığına bağlıdır..


Yukarıyapıcı göletinin yapımı 1995 yılında tamamlanmış.




Gölet, orman içinde güzel bir görsellik sunuyor. Tarımda sulama ve tatlı su balıkçılığının yapılması için oluşturulmuş.


Gölet su kalitesi, derinlik ve soğukluk bakımından aynalı sazan üretiminde kalite standartları yüksek olduğu için balıkçılığa oldukça elverişli.


Gölet'den sonra Yukarıyapıcı köyüne doğru yürümeye devam ettim. Göl kıyısından bir yol görünüyordu ama bu yolun girişini bulamadığım için göletin daha yukarılarından köye doğru devam ettim.












Çok sık ormanlar Yukarıyapıcı yolunda da devam ediyor.




Motosikletiyle yoldan geçen bir avcı ile sohbet ettim. Av köpekleri peşinden gidiyorlardı.






Yukarıyapıcı köyüne yaklaştığımı yolda artan bahçelerden anladım. Kiraz, erik, ceviz, vişne bahçeleri çoğalmaya başladı.


Yukarıyapıcı köyüne girdim ve içinden Belkıs köyü yoluna doğru yürüdüm.








Uzaklardan Bandırma göründü..
Ve Belkıs Köyü de görünüyor..
Belkıs Köyü'nün kahvesinde Erdek Körfezi manzarasında biraz dinlendim, serinledim ve soğuk bir şeyler içtim.
Buradan Düzler'e yürüdüm ve toplamda 64.5 km lik bir yürüyüşü tamamladım.
   Şimdi yürüyüşümün başlangıcını yazımın sonlarında yazacağım... Bir gün önce Karşıyaka'dan Ballıpınar'a olan 33 km lik etap nasıl başladı ?
   İlk gün bir arkadaşım beni aracıyla Karşıyaka'ya getirdi.
Öğlen saatlerinde güzel ortamda bu lezzetler ile uzun yürüyüş için iyi bir başlangıç yaptım..


Karşıyaka Erdek'in en büyük yerleşim yeri. Eski ismi Peramos olan Karşıyaka, Çakıl Köyü'nden önce Kapıdağ'ın doğu tarafının en son yerleşim yeri. Yaklaşık 3500 nüfusu olan belde, balıkçılık yönünden oldukça gelişmiş. Balıkçılık, belde ekonomisinin önemli bir bölümünü oluşturuyor.
Karşıyaka'da bir de tersane var. Liman bir çok balıkçı teknesini barındırıyor. Karşıyaka sessiz, sakin bir tatil beldesi.
Karşıyaka'dan sonra önce Çakıl, Kestanelik sonra da Şahinburgaz üzerinden Ballıpınar'a ulaştım.
















Yürüyüşün zor anlarında karşıma çıkan mola ve serinleme yeri..














3 yorum :

  1. Gordugum en guzel gezi fotograflari diyebilirim.Oyle havali egzotik yerlerde konu zaten carpar.Ama siradan gozuken herlerin guzelligini ortaya cikarmak marifet.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.Sıradan gözüken ve birçoklarının bilmediği yerlerin kendi hikayeleri içinde yürümek ve anı yaşamak çok güzel.Ben böyle yerlerde bitmesini istemediğim yolculuklar yaşıyorum hep..

      Sil
  2. Tatil amaçlı sesiz sakin yerler ararken karşıma çıktı Ballıpınar köyü . Köy hakkında araştırma yaparken de bloğunuza denk geldim .Harika anlatıminiz ve çektiğiniz güzel fotoğraflarinizla mest oldum.Ayaginiza yüreginize sağlık.......

    YanıtlaSil