Cerenimizin uzun süredir istediği bitkileri Bayındır'dan almak için yola çıktık. Bayındır'a gelince buraya 50 km uzaklıkta olan ve yıllardır gidemediğimiz Gölcük Yaylası'na ve Gölcük Gölü'ne çıkıp İlkbahar'ın huzurunu Bozdağ'ın yanıbaşında yaşama planını yapmıştık bile..
Bozdağ 2157 metrelik yüksekliği ile Ege Bölgesinin ikinci en yüksek dağı. Ödemiş'i çevreleyen Bozdağlar'da bulunan bu şirin yayla, aynı zamanda Gölcük Gölü ile de ünlü.
Göl, çevresi çam ormanları ile kaplı yaylanın tam ortasında..
Denizden yüksekliği yaklaşık 1100 m olan göl, tektonik hareketlerle oluşmuş ve ortalama derinliği 5 m. Gölcük'ün İzmir'e uzaklığı 130 km.
Gölcük Gölü'ne gelince Prenses Otelinin hemen yanında kamp sandalyelerimizi açıp manzaranın ve huzurun tadını çıkardık uzunca bir süre.
İlkbahar bu yüksek yerlere henüz gelmiş gibi. Ağaçların yaprakları yeni yeşermeye başlamış. Birkaç hafta sonra Gölcük Yaylası, mavi gölünün yanında tam bir yeşil Cennet olacak.
2011 yılı Şubat ayında bir hafta sonu Gölcük Yaylası'na gelmiş ve Prenses Oteli'nde iki gün kalmıştık.
Prenses Oteli özel bir yer..
Atatürk'ün konaklaması için 1929 yılında yaptırılan özgün mimarili binada Atatürk hiç kalamamış. Atatürk'ün ölümünden sonra 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından çok defa yazlık konut olarak kullanılmış.
İl özel idaresinin mülkiyetinde olan bina ve arazileri daha sonraları günümüze kadar otel olarak kiraya verilmiş.
Göl çevresinde yürüyüşümüze buradan başladık. Ama 2011 yılından sonra değerlendirilemeyerek kapatılmış olduğunu görmek bizi üzdü.
Çatının hemen altında bulunan kitabede 1929 yılı okunuyor.
Otelin orijinal binasında İsmet İnönü'nün odası, üst katta balkonlu oda. 2011 yılındaki gelişimizde bu odanın içindeki eşyalarla birlikte korunduğuna tanık olduk ve otel yönetiminden rica ederek odanın kapısından odayı görmüştük..
Otelin ek binaları da bulunuyor.
2011 yılındaki görüntülerini de ekledim.
Zaman izlerini bırakmaya başlamış..
Bozdağ'ın karlı zirvesi ve Gölcük Gölü'nün donmuş yüzeyinin otel bahçesinden görüntüleri böyle idi 2011 Şubat'ında.
Gölcük Yaylası ve Gölü, Ege'nin Abant'ı olarak biliniyor.
Prenses Otel ve bahçesinde nostalji gezimizin ardından merkeze doğru göl kenarından yürüyüşe başladık.
Gölün çevresinde; piknik alanları, kır evleri, villalar, otel ve pansiyonlar ve kamping alanları bulunuyor.
Göl koruma kanunu ve Sit alanı olması nedeniyle yıllar içinde korunmuş olduğunu da fark ediyoruz. Gelemediğimiz zamanda olumlu ve çevreye dost düzenlemeler yapılmış..
İlkbaharda tescilli anıt haline gelmiş bin yıllık kestane ağaçlarının gölgesinde doğa yürüyüşlerine ev sahipliği yapan Gölcük Yaylası'nda sonbahar ise doğanın bin bir renginin yanı sıra kestane ve ceviz hasadıyla hareket kazanıyor.
İlkbahar aylarında Gölcük'te hoş görüntülere rastlanıyor. Göl kenarında her biri çiçek açan ağaçlar gölün yükselen suları altında kalıyor.
Bu yürüyüşümüzde göl çevresinin neredeyse yarısını yürüdük. Ardı ardına önümüze çıkan güzel görüntüler tamamını yürümeye teşvik ediyordu. Yakında bir gün tam çevre turu yapmak artık gerekir oldu.. Gölcük Yaylası'nın sonbaharında harika olur. Bakalım artık..
Bu arada gölün çevresi yaklaşık 8 km.
Nefis havası, konaklama tesisleri ile spor kulüplerinin de kamp yeri olarak kullandığı Gölcük tam anlamıyla bir doğa Cenneti.
Deniz seviyesinden yüksek konumunun etkisi ile yaz kış serin bir havaya sahip olan Gölcük; Ödemiş, Beydağ, Tire, Bayındır bölgesinde yaşayanlarca yayla olarak nitelendiriliyor.
Kış mevsiminde İzmir'in en soğuk yerlerinden olan göl donuyor.
Gölcük Yaylasına; Ödemiş-Birgi-Bozdağ yolu ile veya İzmir-Ankara karayolundan Turgutlu-Ahmetbeyli-Sart'dan Bozdağ istikameti ile ulaşılabiliyor.
Gölcük'te Pazar günleri kurulan halk pazarı, yöresel ürünler ve doğal ürün severler için bulunmaz yerlerden.
Koronavirüs nedeniyle bugünlerde böyle..
Sportif anlamda çok alternatifler sunan göl kıyısında; yürüyüş, bisiklet,koşu,kano ile temiz havanın ve doğanın keyfini çıkarmak mümkün.
Gölde yayın ve sazan balığı bulunuyor. Gölcük Gölü'nde yakalanan dev yayın balıkları pişirildikten sonra zeytinyağı ve sarımsaklı sos ile servis ediliyor.
Kamping alanlarının da yer aldığı Gölcük'te çadır keyfi de ayrı bir alternatif.
Gölcük Yaylasını bir parça yüksekten izlemek isteyenler Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Bozdağ yolunu kullanırken Gölcük'ü çam ağaçları arasından görür görmez '' Aaaa '' dediği belirtilen '' A '' tepesini tercih ediyor. A tepesinden aynı zamanda Küçük Menderes Ovası da kuşbakışı olarak boylu boyunca uzanıyor.
Göl kenarında oturup kahve ve çay yudumlayarak kitap okumak da yapılacaklar listesinde olmalı..
Bozdağ'da 2008 yılında Dağcılık Kış Temel Eğitimi'ni almıştım. Zirveye yakın kamp alanında akşam saatlerinde başlayan fırtına ve yoğun kar nedeniyle 2 gün mahsur kalmıştık. Bu olağanüstü durum iyi bir eğitim olarak aklımda kaldı..
Gölcük Yaylası, Bozdağ'a yakın konumu ile kışın kayak tutkunlarınca tercih ediliyor.
Gölcük'ten çok güzel anlar yaşayarak ayrıldık. Buraya gelirken Bayındır da uğradığımız fidanlıkta bitkileri seçmiş ve almıştık. Akşam saatlerinde İzmir'e dönüş sırasında almak için sözleştiğimiz için Bayındır'a doğru yola çıktık.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder