Sayfalar

24 Temmuz 2017 Pazartesi

ATATÜRK'ÜN 1930'DA BAKTIĞI YERE TREN YOLUNDAN SOLO YÜRÜYÜŞ   (EĞİRDİR / ISPARTA)
6 Mart 1930.. Atatürk beyaz trenle gece beraberindekiler ile Eğirdir'e gelir.Gece, demir yolu Garı'nda geçirilir.Geceyi trende geçiren Gazi ertesi sabah uyandığında Eğirdir Gölü'nü ve adaları hayran gözlerle uzun uzun süzer...Sade bir kahvaltı yapar.
Sabah Isparta'lı ileri gelenlerle, Eğirdir'li yöneticiler ve halk gara koşarlar.Bir süre sohbet edildikten sonra beyaz tren yavaş yavaş Isparta-Burdur-Antalya yönüne hareket eder.
Dönüşte tren Eğirdir'in muhteşem manzarasında ilerlerken tren yolu köprüsü civarına geldiğinde Atatürk eliyle Eğirdir Gölü'nü işaret ederek; '' NE MUHTEŞEM MANZARA '' demiştir.
Aynı gün Isparta-Burdur ziyaretlerini yapar akşama Antalya'ya ulaşır.
Uzun yıllardır Atatürk'ün tren ile Eğirdir'e geliş rotasının bir bölümünü yürümek ve demiryolu köprüsü üzerinde onun baktığı yerden Eğirdir'e bakmayı düşünüp dururdum.87 yıl sonra aynı yoldan yürüyerek aynı noktadan baktım..
O zaman Eğirdir Belediye Başkanı olan Süleyman Sukuti Yiğitbaşı'nın ifadeleri şöyledir:
  '' Atatürk'ün bu seyahati zamanında Eğirdir Belediye reisi idim.Yazıldığı gibi Atatürk Eğirdir'e gece gelmiş.Sütlaç istasyonunda rahatsızlanınca seyahatlarini Eğirdir istasyonuna kadar uzatıp,sabahın serinliğinde göl havası alması tavsiyesinde bulunanlar olmuş ve bu nedenle öncü ve koruma treni muhafızları ve arabaları Kuleönü'nde kalmış ve zatına mahsus tek kompartımanıyla Eğirdir istasyonuna  gelmişlerdir.
Bu trende muhafız olarak Sadenbey'in oğlu Eğirdirli Talat vardı.Diğer yabancıları bilmiyorduk.
   Isparta'dan milletvekili Hafız İbrahim Bey, Vali Ekrem Bey, Belediye Reisi,Vilayet Müdürleri Eğirdir istasyonuna geldiler.Belediye reisi olarak yıldırım süretiyle çarşı ve geçiş yollarını bayraklarla donattırdım.Belediye binasına Reisicumhur bayrağını çektirttim.Dağ Okulu Komutanı Asım Altuğ Bey, Kaymakam ve diğer zevatla istasyona gidildi.Isparta milletvekili olarak Hafız İbrahim Bey kompartımanlarına girdi,arzu ve emellerini sordu.İstirahat edeceğini buyurmuşlardır.Trenleri kısa süre daha, iki üç saat kadar durduktan sonra Kuleönü'ne hareket etti.Bizler de Vali Bey'in ve Isparta'dan gelenlerin arabalarından yararlanarak Kuleönü'ne gittik.İstasyonda bizleri toplu halde kabul buyurdular,kendimizi tanıttık,ellerimizi sıktılar ''
Kaynaklarda Kuleönü istasyonu sıklıkla geçiyordu.Yürüyüş planımı Kuleönü'den başlayacak şekilde yaptım.Hazırlığımı tamamladıktan sonra 22.07.2017 Cumartesi günü İzmir'den 4.5 saatlik bir yolculukla 17.00 sıralarında Eğirdir'e geldim.Aracımı Tren istasyonu yakınına park ettim.Kamp yüklü sırt çantamla (epeyce ağır oldu) Isparta-Eğirdir dolmuşuna bindim. 30 km ilerdeki Kuleönü istasyonuna yakın yolda indim.
Rotamı aşağıdaki gibi işaretledim.Yürüyüş bitiminde 27.15 km yürüdüğümü gördüm.
Dinar'dan Eğirdir'e gelen hat, 1912'de tamamlanarak hizmete açılmış.
Eğirdir'e ulaşan demiryolu hattı, Osmanlı Dönemi'nin son zamanlarında Eğirdir önemsenerek yapılan bir eserdir.O da İngilizlerin isteği ile olmuştur..
Anadolu içlerine kadar ilerleyen Yunan ordusunun püskürtülmesinde, Eğirdir Gölü üzerinden, bu hatla gönderilen levazımın yararları çok olmuş.
Isparta-Eğirdir tren yolu hattında seferler 19 Ağustos 2002 yılında durdurulmuş ve demiryolu kaderine terkedilmiş..
Yolcu azlığı neden olarak gösterilmiştir.
Yürüyüşümün başında Kuleönü istasyonunda uzun süre vakit geçirdim.İstasyon binalarını inceledim.Osmanlı'nın son dönemlerinde 1912 yılında açılan hatta istasyon binaları taş işçiliğinin güzel örneklerinden.Kapı ve pencereleri koruma amaçlı betonlanmış.Bu halde görmek beni üzdü..





Kuleönü istasyonunda dolaşırken yaz yağmuru çiseledi.Günün sıcaklığı biraz olsun düştü.
Lokomotif deposunun içine girince burasının birileri tarafından hayvan ahırı olarak kullanıldığını gördüm...
Kelimelerin anlamsız kaldığı an bu andır...
Kuleönü istasyonunda yarım saat geçirdim.Saat 19.20 de yürüyüşüme başladım.Planım; hava kararana kadar yürümek.27 km yolun bir kısmını tamamlamak.Ve uygun bir yerde kamp atıp gecelemek..

Demiryolu aradan geçen 15 yılda doğa ile bütünleşmiş.


Güneş batana kadar 1 saatten biraz fazla yürüdüm.Bu sürede 4 km kat etmişim.Arkamdan vuran güneş, akşam oluşturduğu kızıllıkla Eğirdir yönünde yürüdüğüm yolu değişik renklere boyadı adeta.Meyve bahçelerinin ve çiftliklerin yanından geçtim.Günün son saatlerinde tarlalarında çalışan insanlarla selamlaştık..
Biber bahçesi olduğunu gördüğüm bir yerden geçerken bahçenin kenarına yapılmış mütevazi bağ evini !!! gördüm.Bu bağ evinin bir de terası vardı.Kimse varmı diye seslendim.Kimseler yoktu..Bahçenin sahipleri o günlük işlerini bitirip gitmiş olacaklardı.
Burada sabahın erken saatlerine kadar misafir olmaya karar verdim..
Terasın çatısı bile var.Yağmur yağarsa güzel koruma sağlayacak..
Çadırımı kurdum.


Her zamanki standart kamp yemeğimi yedim..Terasta çadırımın önünde oturup uzun süre görebildiğim kadar etrafı,görebildiğim kadar yıldızları seyrettim..Doğanın gece seslerini duydum..
Saat 22.00 civarında gece tertemiz bir hava altında,hafif bir esinti ile uyudum..
Sabah 05.20 de yeni güne uyandım.Kahvaltı için bir şeyler atıştırdım.Çadırımı topladım.Sırt çantamı hazırladım
Sabahın çok erken saatlerinde malikanemin görüntüleri..
Saat 06.00 da güneş henüz doğmadan Eğirdir'e doğru Atatürk'ün yolundan yürüyüşüme başladım.
Bir süre sonra güneş tam karşımdan doğdu.Tarifsiz güzelliğe tekrar tanık oldum..


Eğirdir Gölü iyi ki var..Yaşamı şekillendiriyor..Kullana kullana bitiremedik..
Çoğunlukla demiryolundan,traverslerin üzerinden yürüdüm.Bazı bölümlerde bitkiler ve çalılar,dikenler öyle büyümüşlerdeki buralarda demiryolunun hemen yanındaki köy yolları ile tarla yollarından yürüyüşüme devam ettim.
Eğirdir Sivrisi'ni çok uzaklardan ilk gördüğüm an..
Adım adım Sivri'nin eteklerine doğru ilerledim..



1910'lu yılların imkanları ile nasılda aşmışlar zorlukları..Yürüyüşüm boyunca bunu düşündüğüm an çok oldu.
   Demiryollarını oldum olası çok severim.Demiryolları; kimselerin pek uğramadığı dağ eteklerinden,vadilerin üstlerinden,geçitlerden,nehir kenarlarından,insanlardan uzak yerlerden geçerler.Hat yapıldığı yıldaki gibi korunmuştur.Mekan değişmez..Zamanda eskilerdeki gibi akar gibidir.
Demiryollarında yürüyüşlerimde eski zamanlara tanık olduğumu hissederim hep..  

Seferlerin iptal edildiği,trenlerin işlemediği 15 yıllık zaman diliminde bir demiryolu ormanı oluşmaya başlamış...
Rayların arasındaki küçük ağaçları da sık olarak gördüm.  

Tren yolu Miskinler yokuşundan hafif bir eğimle inişe geçiyor.Şimdi de yedi renkli göl başka bir açıdan görüntüye girmeye başladı.
Bakalım Eğirdir Gölü beni hangi renk tonu ve güzel yüzü ile karşılayacak ? 
Ada'da uzaktan göründü.

Arkama dönüp baktığımda Eğirdir Sivrisi tüm ihtişamı ile görünüyor.Eteklerinde Dağ Komando Okulu..
Ve dağa yazılmış yazılarımız.. 



Aradan geçen bunca yıl telgraf direklerini yatırmış,telleri kopmuş..




Ve.. Yazla Mahallesi ile Altınkum Plajı'da göründü.
Gün çok sıcak.Plajdaki insanlar buradan görülebiliyor,sesleri yukarılara kadar geliyor.
Daha ötede ünlü demiryolu köprüsü de seçilebiliyor artık.


'' Ne Muhteşem Manzara ''
Ata'nın 87 yıl önce Eğirdir'e baktığı yerlerdeyim..
Sık sık durarak anın tadını çıkarıyorum.

Tren yolu küçük bir tepenin etrafında çok geniş bir daire çizerek ve Eğirdir'e doğru alçalarak devam ediyor.Bu küçük tepenin ardında göl görüntüden çıkıyor.Bu bölüm yıllar yılı gizli kalmış,kolay ulaşılamaz olduğundan doğal bir çok güzelliği barındırıyor.


Bu tren yolu tabelası 106 yıllık asma köprüye yaklaştığımı belirtiyor.
Atatürk'ün bir süre bu köprü üzerinde durarak muhteşem görüntüyü izlediği söylenmektedir.
Eski zamanlardan buharlı lokomotif'in köprü üzerindeki görüntüsü ne de güzel.
Eğirdir'in daha güzel zamanları..Yapılaşma çok az.Yazla mahallesi Altınkum ile birleşmiş adeta..

Dinar-Eğirdir hattının yapımını 1910'da üstlenen İngiliz kumpanyası, inşaat süresince etrafta gördüğü Anadolu bozkırının yeknesak yapısından sonra karşısına çıkan Eğirdir'in parlak ve göz alıcı manzarasını görünce, burada görkemli bir demirköprü yaptırmaktan kendini alıkoyamamıştır.İstasyon binasına 500 metre kala, bir koyağı aşmak için kurduğu köprü tamamen demirden inşa edilmiş, yüksek, kapkara bir alamettir.Yukarıdan görünüşü böyle ise de uzaktan bakıldığında zarif bir şekil arzeder..
Köprünün boyu yaklaşık 150 metre, eni ise 4.5 metredir.Kuzeyden batı yönüne doğru hafif kavisli ve 9 ayak üzerinde kurulmuştur.

Köprünün ortalarından gördüğüm..Burada da zaman geçirdim. 


Köprüden yaklaşık 500 metre sonra raylar Eğirdir istasyonunda son buldu.
Eğirdir istasyonu ve çevresi adeta botanik bahçesini andıran çok geniş bir arazi.
Buradaki durum da Kuleönü istasyonu ile aynı.Geçmişten günümüze gelen mimari değerlerimiz, fark yaratan sosyal ve kültürel alanlara korunarak dönüştürülebilir.Bunun güzel örnekleri ülkemizde var.
Bu konuda Eğirdir'in ileri gelenleri ve duyarlı bir kesimi yıllardır Eğirdir istasyonu için mücadele veriyorlar.İstasyon geçmiş yıllarda özelleştirme kapsamına bile alındı.İmara açılmak istendi.
Kararlı ve örnek bir mücadele ile bu günler geride kaldı gibi...Eğirdir-Isparta demiryolu hattı ve istasyonlar ile ilgili güzel şeyler duymaya başladık...



Öğlen 12.00 sıraları.Eğirdir istasyonuna geldim.27 km'lik mesafeyi molalar ve seyirlerle dolu olarak toplamda 7.5 saatte tamamladım.Eğirdir istasyonunda trenden inenler veya bekleyen yolcular yok.Kavuşmalar ve vedalar yok artık..


Eğirdir ve özellikle İstasyon 1982 yılında çekilen '' Mine '' filmine de konu oldu.


Yönetmen; Atıf Yımaz..
Başrollerde;Türkan Şoray, Cihan Önal..
Hümeyra, Ahmet Uğurlu, Kerim Afşar, Belkıs Dilligil, Selçuk Uluergüven, Orhan Çağman, Erdal Tosun, Mehmet Esen..
   Üst katta en soldaki pencere Mine'nin (Türkan Şoray'ın) sık göründüğü penceredir.
Filmi bulabilirseniz izlemenizi tavsiye ederim.Çok etkileyici bir konusu olan film Eğirdir'in 35 yıl önceki güzelliklerine başından sonuna kadar tanıklık ediyor..




Görüntüdeki tarihi estetik vagon, Sundurma Şefliği olarak kullanılmış.
'' Mine '' filminde ise Ahmet Uğurlu '' Ofisçi '' karakteri ile unutulmaz bir oyunculuk sergiler bu vagonda ve çevresinde..



İngiltere'nin o yıllarda orman ürünleri ve ipek el halısı götürmek için rayları döşetip istasyon binasını inşa ettirdiği tarihi Eğirdir Gar'ında da tarihin betonla kaplandığını görerek üzüldüm.
Türkiye'nin en eski tren garları arasında yer alan ve tarihi miras özelliğindeki Eğirdir Tren Garı adeta kaderine terk edilmiş gibiydi.. 
22-23 Temmuz 2017 yaptığım solo yürüyüşte hat ve istasyonların durumu içler acısıydı..
   Yıllardır süren mücadele sonucu Temmuz 2017 de güzel haberler duymaya başladık...
Devlet Demir Yolları, turizm bölgesi ilan edilen Isparta Gar'ı ile 1911 yılında inşa edilen asma köprü üzerinden ulaşılan tarihi Eğirdir Gar'ı arasında turizm amaçlı nostaljik tren hattı seferleri başlatmak için çalışmalara başladı.Tarihi Bozanönü ve Kuleönü istasyonları da mola yeri olarak planlanıyormuş.
Eğirdir İstasyonu, bulunduğu büyük yeşil alan aktivite,kültür ve sanat alanı olarak düzenlenecek.. 
Eğirdir Tren Gar'ında gerekli incelemeler tamamlanmış..
Avrupa'nın en zengin şehri Norveç'in Flam kentinde bu türden turizm amaçlı tren turları akın akın ilgi görüyormuş..
   27 km boyunca tarifsiz güzelliklere tanık oldum.Değişik mevsimlerde bu defa hattın başlangıcı olan ''Bozanönü'' istasyonundan başlayarak daha uzun bir yürüyüş yapmayı da planlıyorum.Bakalım ne zaman gerçekleşecek ? 
   İzmir'e dönmeden önce her zaman yaptığım gibi favori bakış noktalarımdan olan:
Barla Yolu üzerindeki kayalıktan;
ve Yeşilada'daki küçük marinadan Eğirdir'i izleyerek ve sessizliğini dinleyerek veda ettim.





































































































  



4 yorum :

  1. Merhaba EREN BEY
    Ben ibrahim ÇAKICI
    Fotoğraflar ve manzaları harika ellerinize sağlık gezmiş olduğunuz yerlerin bazılarına gittim fakat bu denli güzel fotoğraflar çekme şansım olmadı özellikle tren yolu yürüyüşü yapmanız ilgimi çekti yapılmamış bir yürüyüş olduğunu düşünüyorum olurda ileriye dönük bir projeniz olursa uzun bir yürüyüş yapmak isterim kimsenin yapmadığı bir projeyi hayata sokmak isterim fakat tabiki bu konuda tecrübesi olan biri ile bu konuda yol almak isterm uygun zamanda irtibata geçmek isterim.
    güzel resimlerinizin devamını bekliyorum....

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Eren Bey
    yorumuma eklemeyi unuttum ben BURSA merkezde yaşıyorum BURSA´ya yolunuz düşer ise irtibata geçmenizi rica ederim BURSA mızında güzel doğasından faydalanmanızı ve tanışmayı isterim görüşmek üzere doğa ile kalın..............

    YanıtlaSil
  3. Yine muhteşemsiniz Ersan bey. EĞİRDİR ile ilgili bir belgesel niteliğindeki bu paylaşımınız için teşekkürler.
    Saygılar. Serkan SELÇUK

    YanıtlaSil
  4. Bugün 14 yıl aradan sonra Eğirdir e geldim ve çocukken bindiğimiz tren hattını ve istasyonu görmeye çevreye gittim. Hep hat tekrar açılacak, restore edilecek vs vs duyardım ama gözlerimle gördüğüm şeylerden sonra tek bir zerre ümidim kalmadı. Yazınızdaki fotoğraflar bile o kdar güzel ve canlı kalmış benim gördüklerim arasında. Peron ve demiryolu neresi ayırmak çok güç olmuş, tek bir ray yok, travers deseniz birkaç tane kırık dökük, her yer kapalı gar kapalı ve bitik, yazılar gitmiş, sanki hiç istasyon olmamış gibi. Buranın hala dönüşmesini, restore edilmesini, nostalji tren geleceğini falan düşünen varsa gidip görsün derim.

    YanıtlaSil