2004 yılı Haziran'ında İzmir'den değerli Nuri Ağabeyim: ''Kastamonu'da Ilgaz Dağı'nda Ilgaz Mountain Resort'ta devre mülkümüz var.Biz bu yıl gidemiyoruz..Siz gider misiniz ? '' diye sordu.İşte o an, Ilgaz diyarına vazgeçemeyeceğimiz yolculuklarımızın başlangıcı oldu.
Haritayı açtık,Kastamonu'yu bulduk,hemen rotayı belirledik.
İlk defa geldiğimiz 2004 yılı Haziran'ında İzmir-Afyon-Ankara-Çankırı üzerinden Ilgaz'a gelmeyi planladık.Yola çıktık,Çankırı'dan sonra hava karardığından Ilgaz Dağları'na tırmanan karayolunun etrafındaki muhteşem ormanı tam görmek ve vazgeçilmez ormanımız olması için günün doğmasını beklememiz gerektiğini bilmeden Ilgaz Dağı geçidine yakın ''Derbent Motel'de'' molamızı verdik.Araçtan dışarı çıktığımızda neredeyse kışa geldiğimizi farkettik.1850 metrenin şartları gereği soğuk bir hava ve aromatik !!! atmosferi içimize çekerek çok güzel taş binanın içinde şöminenin hemen karşısındaki masada Derbent'e özgü lezzetlerle yemek yedik.Sonra...bundan sonra hiç unutamayacağımız bir süprize tanık olduk..(Derbent'i ve süprizi yazının devamında Derbent bölümünde yazacağım..)
Sonra.. Ilgaz Mountain Resort'a (IMR) geçtik.
2004 yılından sonra hayranlığın çok ötesinde müdavimi olduğumuz bu uzak diyara daha sonra 2009,2014 yıllarında (hep Ilgaz özlemi duysakta beş yılda bir gelmişiz..) ve en son 2016 yılının Ramazan ve Kurban bayramlarını Ilgaz'da geçirdik.
Bloğumda en çok yazmak istediğim yazılardandı Ilgaz.Ancak bizim için özel olan Ilgaz'ın yazısı da özel olmalıydı.Hazırlık aşamasından sonra şimdi yazabiliyorum.Yeni görüntüleri ve Ilgaz'ın değişik mevsimlerdeki hallerini sizlerle paylaşmak için epey bir hazırlık yaptım.
Aramotik atmosferi,oksijen bolluğunu paylaşamayacağım belki ama paylaşacağım görüntüler de sizlere bu konuda fikir verecektir..
Ilgaz Dağı'na İzmir çıkışlı Ankara-Çankırı üzerinden gelebileceğiniz gibi,bizim daha sonraki gelişlerimizde kullandığımız : İzmir-Balıkesir-Bursa-Yenişehir-İznik-Adapazarı(buradan İstanbul-Ankara otoyoluna girerek)-Düzce-Bolu-Gerede (Gerede'den otoyoldan çıkarak)-Karabük-Araç-Kastamonu üzerinden de Ilgaz Dağı'na ulaşabilirsiniz.
Uzun bir etap oldu..Arada bir çok yeri de yazmadım.Gerçekten uzun..Tam 950 km.Küçük molalarla 11-12 saat kadar sürüyor.
Gelirken bizim için tam bir keyif yolu oluyor ancak dönüşte uzunluğunu farkediyoruz...
Kastamonu'dan Ilgaz yönüne giderken yaklaşık 40.km de yolun sağ tarafında Milli Park girişinden ya da Ankara yönünden geliyor iseniz; Çankırı ve Ilgaz İlçesi'nide geçtikten sonra Kastamonu yönünde Ilgaz Dağlarında 30 km gibi tırmanıştan sonra Ilgaz Dağı Geçidine geliyorsunuz.Buradan 2-3 km gibi Kastamonu yönüne inişte yolun karşı tarafında Milli Park girişini göreceksiniz..
Göreceğiniz Milli Park girişinde 12 TL ile (2016 yılı) Milli Park giriş kartını alıyorsunuz.(Bu kartı aracınızda bulundurur iseniz burada bulunduğunuz sürede aynı kart ile giriş-çıkış yapabilirsiniz.)
Milli Park'ın bu kapısından girdiğinizde IMR'ye giden yola ve kayak merkezi ile oteller bölgesine giden yola adım attınız demektir.
İki yıl önce Ankara merkezli Ferko İnşaat firması tesisi aldı.Zaten güzel olan tesiste doğallığı bozmadan güzel ilaveler yaptı.Özgün bir otel binası yaptılar.Böylelikle kış turizmi için ideal şartlar sağlandı bence.Kurban bayramı tatilinde tatilimizin ilk günü oteli tercih ettik.Kaliteli ve Ilgaz'ın sıcaklığını tam anlamıyla yansıtan bir otel olduğunu gördük.Sonraki günlerimizi yine vazgeçemediğimiz Kastamonu mimarisine uygun yapılmış Konaklar da geçirdik.
IMR'de; Ardıç (85 m2,8 adet), Ladin (65 m2,84 adet), Kayın (45m2,8 adet) Konak var.Biz ilk defada olduğu gibi Ladin Konaklarını tercih ediyoruz.Bu konaklar devre mülk sahiplerinin önceliğinde olduğundan rezervasyon tarihinizde müsait olanı tercih ediyorsunuz.
Konaklarda; Amerikan mutfak,buzdolabı,fırın,mutfak gereçleri,ütü dahil bulunuyor.Otelin farklı restoranları haricinde kendileri bir şeyler yapmak isteyen aileler için her şey var..
Konaklar,tam anlamıyla dağ evleri.1750 metrede Doğanın tam içindesiniz.Yaz aylarında bile geceler soğuk olduğundan kaloriferler emre amade..O kadar ki: pencere açıp soğuk hava ile ortam sıcaklığını dengeleyecek kadar..
Konak mı ormanın içinde? Orman mı konağın içinde? Karar sizin..
Burada uyku bile farklı,net ve huzurlu..
Balkon; gündüz ve gece keyifli sohbetlerimizin bir başka adresi..
Eliniz ile değiverecek kadar Ilgaz'ın ağaçlarına yakın olmak..
Otelin ve genel ortak kullanım bölümünün görüntülerini de paylaşmak isterim.
Biz Ilgaz tatillerimizde günün nasıl geçtiğini anlamıyoruz.Tatilin sonunda birçok keşfi ve aktiviteyi yapamadığımızı farkediyor ve bir sonraki gelişimizde yaparız diyoruz.Ilgaz'da neler mi? yapıyoruz.(bu bölüm yazarken çok keyif alacağım bölüm olacak..)
Ama öncelikle Ilgaz Dağları ile ilgili bilgiler vermek istiyorum.
Oluşumundan bu yana kuzeyden güneye, İç Anadolu'dan Kuzey Anadolu'ya çizdiği sınır ile bölgenin kadim karakterini tayin etmiş Ilgaz Dağları.Binlerce yıldır paylaşılamayan bu güzellik,keskin dorukları ile bölgenin koruyucusu ve simgesi olmuş.Mağrur ifadesi ile hep insanların saygı,korku ve ihtişam duyguları arasında Ilgaz, Anadolu'nun şarkısı bile olan yüce bir dağıdır...
Farklı farklı isimler ile olagelmiş günümüze kadar.Her dönem saygı görmüş,her dönem kutsallaştırılmış,her dönem koruyucu olmuş,her dönem zor ve aşılmaz...
Bahar oluyor Ilgaz; yeşilden yeşile boyanır...allar,morlar,kırmızılar yanında.Kelebekler,kuşlar,elikler.Gürgenler,meşeler,çamlar...
Sonbahar olur. Ilgaz pastel bir soluk...Kırmızısından sarısına,turuncusundan kahverengisine kadar huzurun tablosu oluyor.
Yazın hep serin,hep taze,hep pınar pınar buz gibi sularıyla bir yudum hayat ise,kışın da göklerin mavisine düşen bembeyaz saflık,sonsuzluğun bitimsiz yoldaşı,insanların uzak düşlerine karışan bir Kaf Dağı oluyor Ilgaz.
Bir sınır Ilgaz Dağı.Yaklaşık 150 km boyunca doğudan batıya uzanan.Kuzey Batı Anadolu'yu İç Anadolu'dan ayıran.Bir sınır Ilgaz Dağı, ki binlerce yıldır Kastamonu'yu istilalardan,göç sellerinden,vahşetlerden koruyan.
Ilgaz Dağı aslında geçit vermez bir dağ.Ancak o dağ ki, yer yer sarp kayalıklarından,sık ormanlarından uygarlık ve bağımsızlık katarları yürüyebilsin diye Anadolu'ya bağlanan incecik hayat yollarını da açmış.
Tarih boyunca insanların dilinde,edebiyatında,metinlerinde yer almış Ilgaz.
Günümüzden 3500 yıl önce Hititler ''Kassu'' adını vermişler yüce Ilgaz Dağı'na.İmparator Murşili döneminde Kuzey Anadolu'ya yapacakları askeri seferlerin planlamalarında '' Kassu (Ilgaz) Dağı geçit vermez.O dağın arkasındaki düşman topraklarına ulaşmak için doğudan dolaşmalı... '' diye Ilgaz'ın yüceliği,geçit vermezliği ve aslında ardında sakladığı toprakları koruduğu anlatılıyordu.
Bu tarihten yaklaşık 1500 yıl sonra Amasyalı coğrafyacı Strabon ise Ilgaz'ın MS. 1. yy'da isminin Olgassys olarak kullanıldığını bildirir.Strabon,eserinde aynı Hitit metinlerinde olduğu gibi, '' Olgassys Dağı bu, o geçit vermez yüce bir dağ... !! der.Aynı Strabon,Olgassys yani Ilgaz Dağı'nın ne kadar kutsal bir dağ olduğunu ifade etmek için de '' Olgassys'in her tarafı tapınaklarla doludur '' kelimelerini kullanmış.
Ilgaz,tarihin hemen her döneminde ulaşılmaz,geçit vermez bir dağ olarak tanınsa da; Milli Mücadele yaşanırken,Türk ulusunun yeniden dirilişi ve özgürlüğü adına,kağnı kağnı mermi taşıyan,inanç taşıyan,yürek taşıyan, o yalınayak Şerife Bacıların,Necibe Ninelerin kafilelerine çok kolay yol vermişti.
Ilgaz Dağı'nın 1088 hektarlık bölümü 1976 yılından bu yana Milli Park sahası olarak bulunmakta.
Ülkemizin en uzun ve en hareketli kırık hattı olan Kuzey Anadolu Fayı, Ilgaz Dağı'nın güney eteklerinden geçiyor.
Ilgaz Dağı Milli Parkı, barındırdığı doğal,kültürel ve rekreasyonel kaynak değerleri ile bölgesel ve ülkesel ölçekte önemli bir konumda.
Milli Park'ın; Topoğrafik yapısı,zengin orman ve bitki örtüsü,yüksek yaban hayatı potansiyeli,eşsiz manzara güzellikleri,zengin rakreasyon kaynakları,kış turizmi olanakları ve insan sağlığına faydalı atmosferi alanın ana kaynak değerlerini oluşturuyor.
Ilgaz Dağı Milli Parkı aynı zamanda 1997 yılında Kastamonu-Çankırı-Ilgaz Kış Sporları Turizm merkezi olarak ilan edilmiş.Yılda yaklaşık 50.000-70.000 ziyaretçi alana gelmekte.
Karadeniz'den Orta Anadolu'ya geçiş kuşağı üzerinde yer alan ve güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda 160 km'lik bir uzunluğa sahip olan Ilgaz Dağları Karadeniz Bölgesinin batı kesimindeki en yüksek dağlarından birisidir.Büyük Hacettepe 2587 m dir.Ilgaz Dağları'nın jeomorfolojik yapısı,gür ormanlarla birleşerek olağanüstü doğal peyzajlar yaratır.Dağın eteklerinden doruklarına kadar çeşitlilik gösteren orman tipleri,zengin ormanaltı florası ile desteklenmekte.
Ilgaz Dağı'nın eteklerinden doruklarına doğru gelişen karaçam,sarıçam,kızılçam,göknar,meşe,kayın hakim ağaç türlerinden meydana gelen bitki örtüsü olağanüstü güzellikte.
Ilgaz Dağları,sahip olduğu bitki türü zenginliği açısından Türkiye'nin en önemli endemizm merkezleri arasında gösterilmektedir.Özellikle alpin kuşakta yer alan bitki toplulukları arasında çok sayıda nadir ve endemik takson bulunuyor.
Doğa koruma açısından önemi nedeniyle çeşitli çalışma ve araştırmalara konu olan bu dağlar, Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından 40'ı aşkın bilim adamının katılımı ile belirlenen '' Türkiye'nin Önemli Bitki Alanları '' arasında yer almakta.Alanın doğa koruma açısından önemi yalnız floristik zenginliğinden,nadir ve endemik bitki türlerinden ileri gelmiyor.
Görece korunmuş doğal ormanlar çok sayıda memeli türü için uygun habitat yaratıyor.Ilgaz Dağları aynı zamanda ev sahipliği yaptığı yırtıcı kuşlar nedeniyle Türkiye'deki ''97 Önemli Kuş Alanı'ndan'' birisi olarak kabul edilmektedir.
Ilgaz Dağı Milli Parkı ve yakın çevresi yaban hayatı ve memeliler açısından önemli bir ekolojik alan olarak ön plana çıkmaktadır.
Milli Park alanı ve yakın çevresinde boz ayı,kızıl geyik,yaban domuzu,vaşak,kurt,tilki,tavşan,karaca,sincap,kirpi ve yarasa gibi memeli türlerinin varlığı bilinmekte.Ayrıca; şahin,küçük orman kartalı,serçe,karatavuk gibi kuş türleri alanda yer alıyor.
Ilgaz Dağları özellikle yırtıcı kuşlar için çok önemli bir kuluçka bölgesi.
Karaçaylak,Mısır Akbabası,Karçakbaba,Yılan Kartalı,Çakır Kuşu,Kızıl Şahin,Kaya Kartalı,Küçük Kartal,Kızıl Akbaba ve Şah Kartal bölgede kuluçkaya yatan türler.
Ilgaz Dağı'nda ya da IMR'de neler yapılır?
Biz neler yapıyoruz?
Dağcılığı,trekking faaliyetlerini çok seviyorum ve fırsat buldukça farklı faaliyetler yapıyorum.
Öncelikle ben kendi adıma her defasında Ilgaz Dağları'nın en büyük zirvesi Büyük Hacettepe'yi görünce orada olmak istiyorum.Bu fırsatı hala bulamadım ama oraya yürüyebilmek ve orada olabilmek acil yapmak istediğim aktivitelerden..
IMR'nin çepeçevre her tarafında oluşturulmuş seyir teraslarından ve bakış yerlerinden farklı görüş noktalarına,farklı güzelliklere bakarken kaybolmak,hayatın gerçek anlamlarının üzerinen tekrar tekrar geçmek,en güzel havayı solumak..
Dostlarla bu güzellikleri güzel sohbetler ile paylaşmak.
En önemlisi de kendin ile paylaşmak...
Buralardan gelin beraber bakalım...
Böyle bir yoldan yürüyerek; tenis,basketbol,voleybol oynama imkanına sahip olabilmek..
Kendi aramızda yaptığımız iddialı.. maçların verdiği haz..
Bazende hemen orada kuruluverilen takımlar ve yeni dostluklar..
Dağlar işte..Yazın,sonbahar ya da ilkbahar da öğleden sonra hava birden dönüverir,kapanır,iyi bir yağmur yağar kısa süre..
Sonra,hiçbirşey olmamış gibi herşey eskisine döner.
Bu anlara pencereden veya balkondan tanık olmak.
Güneşi kaybetmek sonra yeniden bulmak..
Kapalı ortamda spor imkanlarını en güzel manzaralar eşliğinde yaşayabilmek.
(Yenilenen hali ile örnek olabilecek bir SPA da var artık..)
Tesisin girişinden başlayan işaretlenmiş yolda yürüyüşler yapmak.
Yola bakar mısınız...
Artık bu yol sizi nerelere götürürse.....
Tesis içinde bisiklet turları yapmak..
Bu yoldan adım adım beraber gitmeye var mısınız ?
Bu yol yaklaşık 2 km.15-20 dk sonra geniş bir meydana ulaşıyoruz.Burada TSK'nın,Tarım Bakanlığı'nın,Kayak Fedarasyonunun,Ankara Üniversitesi'nin ve Dağbaşı otelinin kayak tesisleri ve otelleri var.
Ve...Buraların efsanesi ''Doruk''
Doruk çok heybetli.
Çok dost canlısı.
Doruk ile küçük oyunlar oynayabilirsiniz..
Kayak pistinin başlangıcından görüntü.
Buradan yukarıda Zirve Cafe görünüyor.
Burada anın tadını çıkardıktan sonra biraz daha zorlu ancak uzun da olmayan bir yürüyüşle bambaşka bir ortama geliyorsunuz..
Kastamonu ve ilçelerini,doğasını,tarihini,kültürünü tanımak ve ünlü lezzetlerini keşfedebilmek için tesiste öğlen yemeği almıyoruz.
Öğlen yemeği tercihlerimizden biri Derbent Motel oluyor çoğu zaman.
(Lezzet Durakları bölümünde detaylı bulabilirsiniz.)
Milli Park giriş kapısından çıktıktan sonra Ilgaz-Çankırı yönüne 2 km çıkınca Ilgaz Dağı geçidine ulaşıyorsunuz.Buradan 1 km aşağıda yolun hemen sağında Derbent'e ulaşıyoruz.
Burası her zaman serin olabiliyor.Kıyafet seçiminiz de dikkatli olun derim.Tecrübe ile sabittir..
2004 yılında Ankara-Çankırı-Ilgaz yönünden IMR'ye ulaşmaya çalışırken hava karardıktan sonra yolda ilerlerken görüverdik Derbent'i.Biraz geç akşam yemeği olacaktı.Aylardan Haziran.Araçtan indik ama kışa indik neredeyse.
İzmir'in sıcaklarından sonra bu soğuk iyi de geldi aslında.Her yaz dönemi gelişimizde kalın bir şeyler giymek telaşında olmuyoruz.Biraz serinlik depoluyor gibiyiz..
Kapalı ortama girdik,şöminenin görüntüsü ve sıcaklığı çok iyiydi. Şöminenin yanı başındaki masaya oturduk.
Buranın lezzetleri çoğunlukla Kastamonu yöresine ait ve hep güzel olmuştur.Yemek sırasında sesler ve insanların telaş ile dışarı çıktıklarını farkettik.Bizde kalktık ve dışarıya çıktık.
''Ayı var'' sesleri ile insanların baktıkları yöne baktık.Hemen yolun karşısındaki şehitliğin yakınındaki büyük çöp konteyneri ile uğraşan büyük bir boz ayı kısa sürede konteyneri devirdi ve kolay bulduğu yemeğine başladı.
Tesisin sahibi boz ayıların bazen aynı yere geldiklerini söyledi.
Bu durum bize Ilgaz'ın hoş bir hoş geldin süprizi olmuştu.
Buraya her gelişimizde o anımızı hatırlayıp aynı yere bakıyoruz.
Bir daha bu an ne zaman tekrarlanacak..
Son gidişimizde güneşli hava bir anda yağmura döndü.Bir Ilgaz Dağı güzelliği tekrar yaşandı.
Görüntüler Derbent'den yolun hemen karşısındaki Şehitlik ve Şehitlik alanı ile Ayı Bölgesinden..
Yağmur ve yağmurlu-güneş..Müthiş renkler ve yansımalar..
Burada her yapı ormanın içinde, orman ile barışık..IMR'nin orman ile birleştiği yerlerdeki yürüyüşler bile keyif verici.
2004 yılında Ilgaz'a gelmeden önce Kastamonu ile ilgili düşüncem küçük bir Orta Karadeniz ili olduğu yönünde idi.Ancak özellikle öğlen arası keşiflerimizde tarihi,kültürü,coğrafyası,İlçeleri,doğal zenginlikleri ve lezzetleri ile çok zengin ve kökleri geçmişten gelen bir kent bulduk.Her gelişimizde yeni güzelliklerini ve her şeyini bir an önce görebilmek,yaşayabilmek için sabırsızlanıyoruz.
Ama daha Kastamonu merkezini bitiremedik.Biraz Daday,biraz Küre,birazda Taşköprü..
Daha;Abana,Cide,İnebolu,Tosya,Azdavay,Pınarbaşı,Ağlı,Araç,Bozkurt,Çatalzeytin,Seydiler,
Şenpazar,Devrekani,Doğanyurt,Hanönü,İhsangazi var..
İstaklal yolu,Küre Dağları Milli Parkı,Valla Kanyonu,Ilgarini Mağarası,Ilıca Şelalesi,Horma Kanyonu ve daha birçok güzellik var.
İnsanların artık günümüzde teknolojik kuşatılmışlık,betonlaşmış kent hapishaneleri ve mekanikleşmiş yaşam tarzına karşın Ilgaz, binlerce yıldır değişmeyen yapısı,itina ile korunmuş ormanları,bitki örtüsü ve yaban hayatı ile el sürülmemiş peyzajında yaşamın özü,doğal yaşamın merkezi konumunda.
Anadolu'da yüce bir dağ olarak yükselen Ilgaz,enginlere ulaşan özgürlüğün rüzgarlarla taşınan fısıltılarında ise binlerce yıllık bir saygı,binlerce yıllık bir kutsallık ve binlerce yıllık eşsiz bir güzellik duyuluyor...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder