Kastamonu ve coğrafyasına, 2004 yılında ilk gördüğümüz andan itibaren hayran kaldık.İzmir'e uzak bu güzel İl'e sıklıkla gidemesek de,hep gezi planlarımız içinde oluyor.Fırsat bulduğumuzda daha uzun kalabilmek,ilçelerine, tüm güzelliklerine,kültürüne,tarihine,doğasına tanık olabilmek için heyecan duyuyoruz.
2009 yılındaki gezimizde gittiğimiz İzbeli Çiftliği,doğa'sından lezzetlerinden çok daha fazla şeyler ifade ediyor.
Orada bir de Sabiha Teyze var ki..
Birçoklarının tanımladığı gibi ise, Sabiha Ana..
Nereden yazıma başlasam diye düşündüm İzbeli Çiftliği'ni yazarken.
Öncelikle fazlalıklarından birisi: Tarihi..
Osmanlı Padişahı 4.Mehmet (Avcı Mehmet) tarafından 1651 yılında, 860 dönümlük alan üzerinde kurulu ve etrafı ormanlık alanlarla çevrili olan bu çiftlik arazisi İzbeli Sülalesi'ne bağışlanmış.
Osmanlı Ordusu Tımarlı Sipahileri bu çiftlikte yetiştirilmiş.Çiftlik bir Sipahi Ocağı imiş.İzbeli Çiftliği,geçmişten günümüze fazla bir değişikliğe uğramadan,doğal çevresi korunarak gelmiş.
Padişah 4.Mehmet'in fermanı ile İzbeli Aile'sine bağışlanan Çiftlik ve özellikle konak günümüzde bir müze işlevi de görmekte.Odalarında tarihin değişik dönemlerini otantik bir ortamda yaşatan konakta bulunan eşyalar Sabiha İzbeli tarafından yıllarca korunmuş.
Sultan Abdülmecid'in fermanıyla tımarlı sipahi ocaklarının kapatılmasının ardından çiftlik İzbeli ailesinde kalmaya devam etmiş.Bugün Türkiye'de ayakta kalmayı başaran tek Tımarlı Sipahi Ocağı burasıymış.
Atatürk'ün 1925 yılında Kastamonu'ya yaptığı ziyarette kullandığı yatak örtüsü İzbeli Ailesi tarafından Kastamonu Kent Tarihi Müzesi'ne bağışlanmış.
Babaanneleri (rahmetli) Hafız Selman İzbeli hanımefendi;Kastamonu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Kadınlar Kolu kurucularından ve Kastamonu'da ilk kadın Belediye Meclis Üyesi.Sıkı bir Atatürk hayranı imiş.
Kahvaltı Türkiye'nin en iyileri listesinde..
Ormanın içinde kurulan ve Sabiha Teyze ve oğlu Serdar İzbeli tarafından işletilen 400 yıllık çiftlik,2002 yılından bu yana doğanın içinde kahvaltı yapmak isteyenlere kapılarını açıyor.
Taze sağılmış süt,ateşin üzerinde dumanı tüterek bekliyor.Sahanda yumurta,peynir çiftlik ürünlerinden.
Kahvaltı tatlı ağırlıklı.Yine kendi yaptıkları;Dut,kızılcık,erik,vişne gibi 15 çeşit reçel ve marmelat benzersiz.
Domates ve biberler organik ve yine çiftlikte yetiştiriliyor.
Çiftlik topraklarına ekmek için,doğal ve organik tohum yetiştiriyorlar.Asla suni gübre ve sentetik ilaç kullanmıyorlar.
Kastamonu'nun ünlü etli ekmeği,ayran ve eğşi'side özenle hazırladıkları ve beğenilen lezzetlerinden.
Soğuk zamanlarda giderseniz konakta soba keyfini de yaşayabilirsiniz.
Sabiha İzbeli bir röportajında; eşini kaybettikten sonra hacca giderek çocuklarına devretmeyi düşündüğü çiftliği gelen talepler dolayısıyla kapatamadığını söylüyor.Kentin ileri gelenlerinin çiftlik ve içindeki konakları turizme kazandırmasını istediklerini belirten Sabiha Teyze, ''Daha önceleri çiftliği ve konağı gezmeye gelenlere ikramda bulunurdum.Sonra yetkililer insanların daha rahat gelmesi için çiftliği turizme kazandırmamı istedi.Ben 'nasıl olur,insanlardan para isteyemem ' dedim.2002 yılında çiftliği turizme açınca da günlerce gelenlerden ücret almadım.Sonunda beni ikna ettiler.Şimdi konağımızda kahvaltı ve yöresel ürünler veriyoruz.Çok sayıda üst düzey misafir de gelerek çiftliği ve konağı gezdi.Asıl amacının anahtarları dahi el yapımı olan Osmanlı'dan kalmış bu çiftliği yaşatmak.'' diye anlatmış.
Kahvaltıyı konakta nasıl bir ortamda yapıyoruz ?
Çiftlik içinde 13 küçük köy evi ve çalışanlar da bulunuyor.
Konak girişi ile ikinci kata çıkıyorsunuz.Konak ve çevresi ise görüntülerdeki gibi.
Kahvaltı sonrası doğaya açılan balkonlarında çay keyfine devam edebiliyorsunuz.
Yaşayan konakta; Sipahi Ocağı'ndan kalma 10'a yakın antik silah,en az 200 yıllık kama ile çeşitli eşyalar var.Sabiha Teyze; ''Eskiden kalan silah gibi eşyalar arasında çiftliğin yapılarının anahtarları da var.Özellikle ambar anahtarları şifrelidir.Aslında 50 civarında olması lazım ama biz 37'sini muhafaza edebildik.Bunları da çiftlikte duvara asarak sergilemeyi uygun gördük.Elimizdeki anahtarlardan bazıları 200 yıldır aynı kapıda kullanılıyor.'' diye anlatıyor.
İzbeli Çiftliği'nin büyüğü Sabiha İzbeli'yi anlatmak istiyorum size.Bir gün Kastamonu'ya ve İzbeli Çiftliğine gelirseniz bu görmüş,yaşamış insana sizlerde hayran alacaksınız..
1932 Taşköprü / Kastamonu doğumlu.Taşköprü'de ailesinin lakabı 'İsbalar'.
İyi ve köklü bir ailenin kızı.Yaşını büyüterek köy ebe okulunu bitirmiş.45 yıl ebelik yapmış.Eskiden Kastamonu'da bir tane doğum mütehassısı olduğundan insanlar doğum için hastanelere gitmezlermiş.İyi bir isim yaptığından;evlerde,hastanelerde sürekli doğumlara girmiş.Sonra, Kastamonu Şeker Fabrikası'ndan emekli olmuş.
Eşiyle birlikte Cumhuriyet'in güzel yıllarından bir Cumhuriyet Balosu resmi duvarda asılı.Dolu dolu yaşanmış bir yaşamı tek başına ifade eder gibi..Kendisine bir röportajda 1950'lerin Kastamonu'su ile bu zamanki arasında bir kıyaslama yapabilir misiniz? diye sorulmuş.Cevabı çok şeyler anlatıyor.
'' Bazı hanımefendiler,beyfendiler geliyorlar,geriye gidiyoruz diyorlar.Bense onun tersini düşünüyorum.Zamanında bu kadar açık giyimli kimse yoktu.Mesela ben Kastamonu'da modayı takip eden birisiydim,şimdi çok daha serbest,daha modern gençler.İstedikleri gibi giyinebiliyorlar,istedikleri gibi gezebiliyorlar.Bir tek şey var;günümüzde televizyon insanları çok bağlıyor.Çok değiştirdi.Bizim gençliğimizde balolar,eğlenceler düzenlenir,çok sık tiyatrolar gelirdi.Rahmetli Muammer Karaca,onlar hep gelirlerdi.Artık zannediyorum Türkiye'nin her tarafında,televizyon içindeler hepsi.Bana geriledik gibi gelmiyor.O zamandan bir fark görmüyorum.O zamanda biz istediğimiz gibi yapıyorduk pek çok şeyi ama şimdiki kadar yapamıyorduk.Şimdi daha serbest gençler.Mesela mümkün müydü kızlar oğlanlar bir arada gezsinler? Ellerinde sigara...Geçen gün-ben pek nadir şehre iniyorum - Münire Medresesi'nde 18 yaşında bir kız,ağzında sigara ile...Çok yadırgadım.Bizim zamanımızda öyle değildi.Ben kayınvalidemin,eşimin halasının,teyzesinin yanında bacak bacak üstüne attığımı hiç hatırlamam.Şimdi atıyor bacak bacak üstüne,sigarayı da almış eline hiç oralı değil.Daha serbestler,gerilediğimizi zannetmiyorum.''
Çok asker misafirleri olduğunu anlatıyor Sabiha Teyze.Genelkurmay Başkanları ve Kuvvet Komutanları'da gelmişler.Emekli askerler,generaller...Önce merak etmiş burayı nasıl bulup da geldiklerine..Buranın asker ocağı olduğunu bilerek geldiklerini kendilerinden öğreniyormuş.
400 yıllık İzbeli çiftliğinin başında duran Sabiha Ana;eğer gelişinizi görürse sizi nur yüzü ile karşılıyor.Sıcaklığını hemen hissediyorsunuz.Çiftliği görüyor,takip ediyor,kolluyor.Cumhuriyet kadını olma değerlerini hep korumuş.Sadakati,misafirperverliği,dürüstlüğü,insan sevgisi takdir edilesi...
80 yaş ötesi hayranlık uyandıran Sabiha Teyze, ''Ateşbaz-ı Veli Mutfak Kültürü Ödülleri' programı öncesinde özel ödüle layık görülmüş.
2010 yılından beri İstanbul'da düzenlenen,son iki yıldır ise Konya'da gerçekleştirilen ''Ateşbaz-ı Veli Mutfak Kültürleri Ödülülleri töreninde, Eylül 2016'da özel ödüller katagorisinin ''Yedi Bölge Yedi Lezzet Noktası'' dalından ödüle layık görülmüş.Gastronominin oscarı olarak kabul edilen ödülü almak için Konya'da düzenlenen törene bizzat katılmış.
Kahvaltıdan sonra bu geniş çiftliği gezme fırsatını da bulduk.Burası yaşayan,üreten,en iyiyi bulmaya çalışan bir çiftlik.
Tabelalar sizi çiftlik çalışma birimlerine giden yollara yönlendiriyor.
Dost canlısı çalışanlar ve aile üyeleri sizi her yerde güler yüzle ve misafirperverlikle karşılayacaklar.
Sabiha Teyze'ye çiftlik tarihini,ailesini,Kastamonu'yu sorduğunuzda size nezih ve sıcak üslubu ile heyecanla anlatacaktır.
Aracınız ile bu diyardan uzaklaşırken el sallayarak uğurlaması da muhtemeldir.
Kastamonu-Ilgaz yonun 15.km'sinde Havaalanı Mevkiinde Örencik Köyü civarında İzbeli Çiftliği levhalarını göreceksiniz.Karayolundan içeride.Havaalanı mevkiine yaklaştığınızda Kastamonu'lulara sormanızda fayda var.
Tel: 0366.2443645
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder