Sayfalar

24 Nisan 2022 Pazar

 PERVARİ'NİN ZİKZAKLARINDA ...       (PERVARİ / SİİRT)

Yüksek geçitler, sarp dağların sıkıştırdığı derin vadiler, uçurumları seyreden toprak rengi köyler... İp gibi kıvrılarak uzanan yol boyunca yeşil tabelaların işaret ettiği kutlu mezarlar ve yaklaştıkça uzaklaşan bir İlçe. Siirt'in en doğudaki İlçesi Pervari'nin geçit vermeyen kışına,  üç çınarlı meydanına ve daha ötelere  Beğendik' te, ulaşılmaz köylerinde ve çılgın coğrafyasında dolaştım. Karşımda Beğendik, yakınımda zik zak yol, dağların ardında yine dağların olduğu bu vahşi coğrafyaya karşı durarak, çok eskilerden '' Twin Peaks ''  dizisinin müziğini tekrar tekrar dinledim. Bu yerde ne kadar da çok ayrıntı var ama her şey ne kadar net... Ve ben bu muhteşem ortamda ne kadar da küçük kaldım. (çift tık ile sevdiğim müzik eşliğinde görüntüler gelecek)

Pervari' den Beğendik'e vahşi bir arazinin içinden geçen ve 2 yıl önce yapılan yeni yol ile ulaşılıyor. Yeni yoldan önce toprak olan yol, kışın tamamen kapanır, yağmurlu havalarda da çamur geçit vermezmiş. Bu yüzden Beğendikliler, belli bir tarih vererek Pervari'ye gideceklerini söyleme şansına sahip değillermiş. '' Yol açıksa gideriz '' derlermiş..
Pervari'ye ve daha uzaklardaki Beğendik'e ulaşabilmek için önce Siirt'e gelmek gerekli. Siirt'e gelmekle yol bitmiş gibi görünse de, Siirt'ten Pervari'ye ulaşmak için geçilmesi gereken; bir yanı uçurum, öbür yanı kayan toprağıyla ünlü 96 km lik bir yol var.
 Yürümek, keşfetmek, özlemek... Yürürüm uzaklara. Ağaçlar peşim sıra gelir, bulutlar peşim sıra. Gece olur, yıldızlar peşim sıra gelir.
Yolun tamamı böyle olmasa da Pervari'ye yaklaştıkça bu biçimi alıyor. Bu yolculuk her anı ile unutulmaz. (çift tık ile Botan Vadisi'nin sarp derinliklerinin olağanüstü görüntülerini izleyebilirsiniz.)


Pervari'ye yaklaştıkça tuhaftır ; yaklaştıkça uzaklaşır Pervari.. Bunun sırrı da muazzam coğrafyasında ve bu coğrafyaya sığınmış toprak rengi köylerinde saklı.

Her adımda insanı alıkoyan bir çekicilik var.

Hacımehmet Köyü'nde kışın ortaları.. '' Hakkari'de Bir Mevsim '' filminin içindeymiş gibi hissettiriyor.
Zaman akacak ve Hacımehmet Köyü, ilkbahar da ve yaz aylarında yine böyle olacak..
 
Geçit zorluğu çağrıştırıyor buralarda. Geçiş ise kayda değmeyeni... İşte; 1410 metrelik Deşt-i Buhara, 1565 metrelik Danila ve 1720 metrelik Gölköy Geçitleri... Bin bir zorlukla ve çarpıcı manzaralar eşliğinde bu geçitler geçilerek Pervari'ye gelinir. Gölköy Geçidi'nden hemen sonra Herekol Dağları 40 km uzaklıktan görüntüye giriverir.
Yine ıssızlık ve sessizlik, yine gizem ve yine bilinmezlik. Buradan bakınca yakın gibi duran ama ulaşılması malum nedenlerden imkansıza yakın Herekol Dağları ve yaylaları. Çamikare Yaylası. Yakın zamanda bu zorluklara rağmen Herekol Dağları'nda ve Çamikare'de olacağım. Bu gidiş, benim yıllar yılı hedeflediğim bu bilinmez yerlere olacak...
(çift tık ile Herekol Dağları'nın beyaz dünyadaki görüntüleri gelecek)

Yol üstündeki bodur ağaçlar, zeytinler, bıttımlar (menengiç), fıstık ve nar ağaçları, kavak, dut ve cinsi saymakla bitmez ağaç çeşidi hiç bir yerde orman sıklığına erişememiş. Özellikle keçilerin, küçükbaşların kemirme alışkanlığı ağaçların çoğalmasına fırsat vermemiş çünkü..
Alt alta çizilmiş yatay, kesikli çizgiler halinde yerleşmiş Beğendik evleri uzaktan görülüyor. Çamurla taşı birbirine geçirmiş, iki katın alt katını hayvanlarına ayırmış yöre ev geleneği, tam bir Anadolu klasiği..
Karların eridiği mevsimler geldiğinde Beğendik aynı bakış yerlerinden böyle görünecek.

Beğendik Kasabası eğimli bir alana kurulu.
Vadiye doğru teraslar halinde yamaca tutunmuş yer yer toprak damlı evleriyle ve Uluçay kenarındaki yemyeşil tarla ve bahçeleriyle dikkat çekiyor. Eğimli ve engebeli arazide, köylülerin çeşitli işlerini yapabilecekleri tek düzlük evlerin damları var.
Dağa yaslanan kasaba Beğendik, nüfusu iki binin üzerinde olan beldelerden biri ve bu yüzden 1992' de belediye olmuş. Belde 500 hane ve iki mahalleden oluşuyor. Birbirine yaslanmış evler, yamaca sıralanmış. Evlerden fırsat bulup biraz genişleyen meydan, özellikle yaşlıları ağırlayan kahvelerle dolu.

Ünlü zik zak yol kar altında olmasına rağmen hala belirgin. 
Beğendik'ten Pervariye doğru yola çıktım. Botan köprüsü göründü. Bitlis'in Hizan ilçesi ile Siirt'in Pervari ilçelerini birbirine bağlayan Botan Çayı Köprüsü 11 Temmuz 2020' de hizmete girmiş.


450 metre uzunluğu, 165 metre yüksekliği ve 14 metre genişliği ile Türkiye' nin en yüksek köprüsü.
Köprüyle Van-Pervari yolu, 5 saatten 2 saate düşmüş. Proje, terör örgütünün bölgede faaliyet göstermesini engelleyeceği için terör örgütü tarafından tehdit ve eylemlerle engellenmeye çalışılmış. Köprü yapılmadan önce, Beğendik beldesinde hastası olan bir vatandaş katır sırtında hastasını saatler sonra Pervari'ye ulaştırıyormuş.

Yükseldikçe yükselen yolun bir ucu Uluçay'a yuvarlanmaya, diğer ucu kaymaktan kendini alamayan taş toprağın yol akmasına açık.
Beğendik'i arkamda bırakıyorum.
Uzakların ikincisine veda ediyorum. Hepimizin sonbaharı, kışı, yazı ve baharı başka. Sonbahar bazen bir saat sürebilir. Kışımız bir mevsim sürebilir. Baharımız erken gelebilir. Yaz geç gelebilir. Mevsimler bir acayiptir, takvimlere konamaz. Ben de bazen dağların, denizlerin mevsimlerine uyarım, bazen kendi mevsimlerimi kovalarım...
Botan Vadisi, 1000 metreyi aşan derinlikleriyle ne kadar muhteşem görünüyor. Bir yanda Pervari'nin en yüksek dağı olan 2953 metrelik Yazlıca, öbür yanda 2799 metrelik Körkandil doruğu. Aradan akan Uluçay ya da yöredekilerin adlandırmasıyla Botan Çayı, vadi resmini bütünlüyor. Uluçay, daha sonra güneye doğru kıvrılarak, çevresindeki engebelerin yükseltisi iyiden azalınca, ovalar ve havzaların sulanması işine girişecek...

Güneydoğu Toroslar'a bağlı dağların engebelendirdiği bu çılgın arazide kendine yol bulan Uluçay, Müküs'ü (Bahçesaray) Kavuşşahap Dağları'ndan (İhtiyar Şahap Dağları) kıvrılan çayı da içine almış, iyice kalınlaşmış olarak akıyor. Uluçay ya da yöresel adıyla Botan Çayı, Pervari ve çevresinin hayat kaynağı. Çatak, Bahçesaray ve Hizan çaylarını kendine katan Uluçay, doğudan batıya akarak Dicle ile buluşuyor. Özellikle Mayıs aylarında kabararak koca bir ırmağa dönüşüyor.

Pervari'ye kuzeyden giriş yaptım.
Ünlü Pervari Balı'nın elde edildiği kovanlar kışa rağmen her yerdeler.
 
Pervari'nin içinde yer aldığı coğrafya tarıma pek elverişli değil. Arazi dağlık ve engebeli.

Güzel Pervari kar altındayken böyle görünürken karın kalktığı mevsimler de ayrı bir güzelliğe sahiptir..

Gene de ekilebilecek uygun alanların, karasabana koşulmuş öküzlerle sürülerek değerlendirildiği görülüyor.
Soğuk kış gününde Pervari içinde yürümenin keyfini yaşadım. Çınar meydanında çay içtim.
'' Cadde Cafe'de kışın böyle görünüyormuş demek ki '' dedim kendi kendime...
Bir kaç ay sonra böyle olacak...
Siirt'e dönüş yolu uzun. Ama günün son ışıklarına kadar Pervari'de kaldım. Yolda güneşten yoksun beyaz dünyayı izledim.

Yürüyen insan yalnızdır. Ve en özgür halindedir. İç dünyasından ibarettir o anda...

Nietzsche : '' Tüm büyük fikirler yürürken düşünülmüştür '' der... Pervari gibi yerler benim için düşünme ve yenilenme yerleridir...


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder