MİDYAT.. MEZOPOTAMYA'NIN TAŞLA ANLATILAN HİKAYESİ (MİDYAT / MARDİN)
Coğrafyası ve mimarisiyle zamanın durduğu izlenimini veren şehir Midyat en çok merak ettiğim yerlerdendi.. Medeniyetlerin beşiği, dinlerin, dillerin ve sanatın buluşma noktası Midyat, zengin kültürünün yanı sıra sosyal dokusu ile de tam anlamı ile bir Dünya kenti. Birbirinden güzel taş evleri, Midyat ve Estel olarak bilinen bölgelerinde olağanüstü bir mimari ile donatılmış. Binaları kalker taşından oyulmuş, tarihi kiliseleri ve Cevat Paşa camisi, dar sokaklarında işlenmiş antik yapıtların yanı sıra, tarihi evleri görülmeye değer. Midyat'ı gezerken evlerin içi ve dışının, kapı, pencere, sütun ve kemerlerin katori taşlarından oyularak sırrına ermiş ustalar tarafından adeta, ince eleyip sık dokurcasına işlenmiş olduğu görülüyor.Gezimize '' Devlet Konuk Evi '' ile başladık. Konağın sahibi Süryani '' İshak Şobo '' vefat edince devlete bağışlanmış. '' Sıla '' , '' Hercai '' ve başka dizilere de mekan olan konağın son kısımları 20. yüzyılın ortalarında yapılmış. Midyat'ın taş işçiliğini gösteren en görkemli ve en önemli sivil mimari örneklerinden..Geniş avlusundayız. Yapı tüm görkemiyle karşımızda. Midyat Devlet Konukevi üç katlı bir ev. En alt kat ana kayanın oyulması ile elde edilmiş bir oda ve onun ön bitişiğinde eklenmiş bir bölümden oluşuyor.
İkinci katta geniş bir teras ile üç oda bulunuyor. Bu odalar L şeklinde dizilmiş. Taşların üzerindeki ince ince ve büyük bir sabırla işlenmiş işleri görüp hayran olmamak mümkün değil.
Bu kata çıkınca yine geniş bir teras ile karşılaştık.
Buradaki tek odanın giriş kapısının bulunduğu koridorda küçük bir cumba var. Bu kattan odanın damına çıkılabiliyor.
Cumbalı odadan tarihi Midyat'ı izlemek bir başka oluyor..Dama çıkıldığında binanın yapıldığı tepenin yüksekliği ve binanın üç katlı oluşu nedeniyle tüm Midyat'ı görüyoruz.
Midyat Devlet Konukevi çok sayıda turisti ağırlıyor.
Dinlerin ve dillerin birleşme noktası, '' Gelen ağlar giden ağlar '' sloganı ile adeta özdeşleşmiş Midyat, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en gelişmiş ilçelerinden birisi..Midyat'ın eşsiz manzarasına karşı kahvaltı yapmak ya da kahve yudumlamak için en iyi adreslerden.
Kahvaltının güzelliği bir yana Midyat'ın tarihi konaklarından birinde manzaraya hakim terasında olmak, huzuru hissetmek de ayrıca güzel..Özellikle de akşam saatlerinde gelindiğinde, ışıltılı bir Midyat manzarasının unutulmaz anlar sunduğunu öğrendik.Bir üst kattaki terastan Midyat'ın neredeyse tamamı açık görülüyor.Kahvaltı sonrası binanın damındaki terasta kahvelerimizi içerken Devlet Konuk Evi'ne bitişik olduğumuzu fark ettim. Bu açıdan da Konuk Evi ne güzel görünüyor..
Midyat' da Müslüman olarak Kürtler, Türkler ve Araplar yaşıyor. Hristiyan dinine mensup; Süryaniler, Ermeniler ve Keldaniler yaşıyor. Midyat'da yaşayan Hristiyanların mezhepleri; Katolik, Ortodoks ve Protestan..Sanat sokağında '' Telkari '' sanatı ile tanışıyoruz. Telkari, 925 ayar gümüş kullanarak % 100 el işleme olan ve geçmişi M.Ö. 3000' lere dayanan Midyat'a özgü bir sanat. Gümüş tel işleme sanatı anlamına gelen '' telkari '' ince tel halinde çekilen gümüşün bükülmesiyle oluşturulan, çok küçük motiflerin kaynak yardımıyla bir araya getirilmesiyle yapılan tümüyle el işçiliğine dayalı bir sanat.
Telkari'deki motifler doğanın yorumlanışını yansıtıyor. Bir dal, bazen bir çiçek, bazen eski Midyat taşı deseni, bazen de su damlası.. Osmanlı döneminde de oldukça sık görülen bir sanat. Osmanlı zamanında ''Vav'' harfinin yapımında bu sanatın kullanılmasıyla Telkari sanatına ''Vav İşi' de'' denilmiş. Midyat Kaymakamlığı, DİKA (Dicle Kalkınma Ajansı) ve Mardin Artuklu Üniversitesi işbirliğinde kurulan '' Midyat Telkari Tasarım ve Uygulama Merkezi '' nde gerçekleştirilen proje kapsamında; 3000 yıllık geleneksel telkari gümüş eserler üretmek, geleneksel motiflerin yanı sıra modern tasarımlar ortaya koymak, el işini kalıcı kılmak ve telkari ustaları yetiştirmek amaçlanıyor.
Bir konaktan çıkıp diğerine giriyoruz. Hercai (Umut) Konağı, Cafe ve restoran olarak hizmet veriyor ve sıradışı sunumları ile dikkat çekiyor.Bu harika konakta; mırra ve kürt kahvesi molası da verdik.
Mezopotamya denilen ve iki nehir arasındaki bereketli topraklarda kurulan Midyat, taş evleriyle ünlü Mardin'e bağlı çok eski bir yerleşim yeri. Son yıllarda Anadolu'ya gelen turistlerin önemli duraklarından biri haline gelen Midyat'ın ''barış şehri'' olarak anılması boşuna değil. Güvenlik konusunda sorun yok. Dolayısıyla bu bölgeyi, aklımızda soru işareti olmadan keşfediyoruz.Konağın altında ana kayanın oyulması ile oluşturulmuş mağara odalar var. Bu odalar erzak deposu olarak kullanılmış. Bölgede yakıcı Temmuz sıcağında dahi serin bir ortam var..
Midyat'da farklı dinlere ve dinlere sahip insanlar Midyat'ın bal rengi taşlarına işledikleri evlerde hep birlikte yaşamayı öğrenmişler. Midyat'ın zaten hemen her köşesi barışın simgesi beyaz güvercinlerle dolu.Kilise çanlarının ezan seslerine karıştığı bölge, inanılmaz bir kültürel zenginliğe sahip.Hercai (Umut) Konağı, Devlet Konuk Evi ile yan yana..
Midyat, yöreye özgü taşlardan yapılmış evleriyle bir açık hava müzesi durumunda. Evlerin çoğunda yaşam devam ettiği için iç mekanları görmeniz ev sahiplerinden izin almanıza bağlı elbette.
Midyat'ında içinde yer aldığı ''Turabdin Platosu'' , asırlardan bu yana ''Tanrının Kulları'' diye adlandırılıyor.'' Beyaz Konak Kafe/Tarihi Konak '' konaklama ve kahvaltısı ile ön plana çıkıyor.
Biz mağara odalarına geçtik. Serinliği yaşayarak Reyhan Şerbeti ile enerji tazeledik.
Dünya uygarlık tarihinde önemli bir yere sahip Midyat, tarih boyunca; Sümerler, Asurlular ve Urartulara ev sahipliği yapmış. Ayrıca; Makedonyalılar, Romalılar ve Persleri de ağırlamış. Taş konaklar, kemerli geçitler ve Süryani Kiliselerinin bulunduğu Midyat, Ortaçağ kentlerini andırıyor.
Midyat ; Eski Midyat ve Estel adında iki ayrı yerleşimden oluşuyor. Eski Midyat'ta Süryani, Ezidi, Kürt ve Ermeniler yaşarken, 3 km uzağındaki Estel' de resmi binalar var ve yalnızca Müslümanlar yaşıyor. 1930 yılında iki yerleşim birleştirilmiş, İlçe Estel'e doğru gelişmiş. Bu sayede Eski Midyat, özgün mimari dokusunu büyük ölçüde korumuş. Burada ibadete açık 7 kilise ve 1 manastırla her biri ayrı güzellikte taş konaklar var.
1478 yılından bu yana Tur Abdin Süryani Metropolitliğine ev sahipliği yapan Midyat, Tur Abdin Bölgesinin de merkezi kabul ediliyor. Tur Abdin Metropoliti çoğunlukla Mor Gabriel Manastırı' nda yaşıyor, ancak bayramlarda ve resmi günlerde Midyat'a geliyor. Midyat'taki '' Mor Şmuni Süryani Ortodoks Kilisesi '' Tur Abdin Süryani Ortodoks Metropolitliği'nin Katedrali olarak kabul ediliyor.
Süryani mahallesinde yürürken; Günümüze kadar gelebilen eserlerin ve kültürlerin harmanlanmış uyumu, dağların ve ovaların büyüsünü taşıyan Süryani ustaların göz nuru ile bezenmiş konakların arasında bir Süryani Konağı '' Shmayaa '' ile karşılaşıyoruz.
1600 yıllık tarihi ile Süryani Konağı restore edilerek ortaya çıkarılmış '' Shmayaa Otel' de '' tarihin bile yıpratmaya gücünün yetmediği kendine has taş oyma işçiliği olan 18 misafir odası bulunuyor.
Ayrıca yöreye özgü 3 adet cibinlikli Midyat tarzı ''tahtlar'' açık hava konaklama imkanı sunuyor.Shmayaa Hotel, Midyat'ın gümüşçüler çarşısının hemen üstünde Süryani Mahallesinde ve Kiliselerin tam ortasında yer alıyor.
Konağın tarihi işlemelerinin muhteşemliği, gün doğumu veya gün batımının sihirli görüntüleri ve manzaranın etkisiyle o büyülü Mezopotamya Ovası'nda olmaya doyulamayacağı kesin... Mutlaka kalınması gerekli yerler listeme ekledim..
Midyat'a gelinir de telkari almadan dönülmez elbette... '' Dara Telkari Gümüşçülük '' de hem telkari sanatı ile ilgili bilgi aldık, hem de yapımını izledik... Midyat'ın telkari ince işlerinden satın aldık..
Telkari, Farsça bir kelime. Telkari adı, üretiminde kullanılan ''tel'' ve Farsça örme anlamna gelen ''kari'' kelimesinin birleşiminden oluşmuş. Bu tekniğin Latince adı ''Filigran''. Telkariye, kıvrımlı filigran, (motif olarak Arapça Vav harfinin kullanılmasıyla) Vav işi, Anadolu'da Çift işi (bu işin çift adı verilen cımbıza benzer alet ile yapılması), Musul ve Suriye'de ise Şam işi de deniliyor.Telkari; Gümüş veya altından yapılmış telkari telleri, çatının şekline göre kıvrılarak, sarılarak ya da örülerek çeşitli desenler oluşturacak şekilde düzenlenmesi, birbirine kaynaklanmasıyla yapılan zarif görünümlü dantele benzeyen kafes işi.
Telkari tekniği ile üretilmiş takı örnekleri arasında kolye ucu, küpe, yaka iğnesi (broş), bilezik, bileklik, kemer, saç tokası, tespih, yüzük örnekleri yer alıyor.
Arkeolojik kazılardan elde edilen verilere göre telkari tekniğinin M.Ö. 3000 yılından beri Mezopotamya'da, M.Ö. 2500' lerden bu yana da Anadolu'da kullanıldığı biliniyor.Telkari tekniğinin yaygın olarak kullanıldığı Midyat ve Mardin'de kullanılan motiflerin çeşitliliği dikkat çekici.. Bitkisel motiflerden papatya, gül ve yaprak motifleri kullanılmakta, hayvansal motiflerden güvercin, kelebek ve şahmeran motifleri uygulanıyor.
Geometrik motiflerden yuvarlak, üçgen kare, baklava dilimi ve yıldız formları yer alıyor. Genel olarak; motif içleri vav, mekik (yörede kahke denilmekte), damla, yuvarlak ( yörede tekerlek denilmekte), sim, sıkı ve seyrek dolgularla tanımlanıyor.Midyat'ta mutlaka uğranması gereken adreslerden biri de Kuyumcular Çarşısı. Telkari mücevherlerle konuklarını büyüleyen çarşıya, takıdan hiç hoşlanmayanların bile kayıtsız kalması zor.
Basmacılık 2500 yıldır bölgede varlığını sürdürüyor. Kök boya ve el işi ile yapılmış tahta kalıplar kullanılarak yapılan bu zanaatın ürünleri çok çeşitli; Nevresim takımları, yazma, perde ve çeyizlik işleri bunlardan birkaçı. ''Midyat işi'' denilen bir tür el nakışı ise yörenin yaşayan geleneklerinden. Basmalar üzerine işlenen Midyat işi, gül, lale, menekşe ve üzüm dalı gibi yöresel motifler taşıyor.
Tur Abdin bölgesinde M.Ö. 9. yüzyılda kurulan Midyat, Asur tabletlerinde '' Matiete '' olarak tarihe geçmiş.Midyat'a 20 km uzaklıkta bulunan ve tarihin en eskilerinden sayılan, '' Mor Gabriel (Meryem Ana) '' kilisesi, Mor Şmuni, Mor Barsawmo, Mor Şabel, Mor Habil, Mor Ahisnoya tarihi kiliselerini görmek mümkün.
Dara Antik Kenti, Beyaz Su, Azizler Evi, Abraham Manastırı ve müzesi gezmeye değer yerler. Ayrıca Midyat'ın tarihi köyleri de aynı zenginlikler ile donatılmış yerler.
Midyat denince akla; Meşe, Bitim, Antep fıstığı ile kendisine has Acur ve nefis kavunları, incirleri de geliyor. Dünyanın en kaliteli üzümleri Midyat'ta yetişiyor.
Midyat'ta ; Et, bulgur ve yoğurt yemekleri ön plana çıkıyor. Hamur işleri de Midyat'ın mutfağını oluşturan başlıca lezzetler arasında yer alıyor. Nohutlu etli çorba olan ''lebeniyye'' ve haşlanmış içli köfte ''kitel'' en bilinen lezzetler arasında geliyor. Midyat'a geldiğinizde; tarçınlı kapalı lahmacun olarak bilinen ''Sembusek'' ve ''ekşili erik yahnisi-Alluciye'' , kaburga dolması, kuzu çevirme, babagannuş, ırok (kızarmış içli köfte), kibe (işkembe ve bumbar dolması), meftune (türlü), acin (üzeri yumurtalı çiğ köfte), Kiliçe Çöreği'nin en güzel hallerini bulabilirsiniz.
Geleneksel el sanatlarının doruklara vardığı hanlarında, ışık huzmeleri ile aydınlanan çarşılarında, telkari işçiliğini, çanak çömlekçiliği, taş oymacılığını, bakırcılığı, kuyumculuğu, dericiliği ve dokumacılığı gelişmiş. Hem de çok eski çağlardan beri..
Midyat'ın gecesini de yaşadık. Aynı sokaklarda, konaklarda, mekanlarda gece de olmak bambaşka duygular yaşatıyor..
Midyat'ın sloganı çok doğru... '' Gelmek de zor gitmekte zor ''
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder