Eğirdir'e kış mevsimi de çok yakışır. Sert geçen kışlarda bazı bölümleri donan Eğirdir Gölü'nün muhteşem görüntülerine az da olsa tanık oldum.
Bir kaç yıl önce Ocak ayının sonlarında, zirvesine çok defa çıkıp eşsiz Eğirdir Gölü görüntüsünü izlediğim Eğirdir Sivrisi'ne bu defada kış şartlarında çıkmayı planladım. Ancak çok zorlu şartlar ve faaliyet için götürmeyi unuttuğum bir kaç malzemenin de etkisi ile olacak, zirveye 250 metre kala geri dönmek zorunda kaldım.
Ancak zirve yapamasam da bu etkinlikten büyük keyif aldım.
Bu yılda kış aylarında aynı aylarda bu defa zirve yapıp, eşsiz güzelliği kış altında görmeyi çok istedim. Ancak bu yıl kış oralarda da çok çetin geçmiyor. İlkbaharın yaklaştığı bu günlerde benim için ilk olacak Eğirdir Sivrisi kış çıkışı başka kışa kalacak gibi görünüyor.
Daha önceki çıkışımı sizlerle paylaşmak istedim..
İşim gereği böyle faaliyetlere çok zaman bulamıyorum.Zamanı yaratmaya çalışıyorum..
Ben buna 'aktif dinlenme' diyorum.Bir anlamda, yorularak dinlenme...
Planım; özellikle Denizli-Isparta-Eğirdir bölgesinde çok kar yağışı, don ve buzlanma olması dolayısıyla araç yerine otobüs ile yola çıkmak.
Cumartesi gece İzmir'den yola çıkıp Pazar sabahı erken saatte Eğirdir'de olacağım.Zirve yapıp, aynı gün öğlenden sonra dönüş otobüsüne yetişeceğim.
Hafta içinde, İzmir-Eğirdir gidiş otobüs bileti ile Isparta-İzmir dönüş biletini aldım.
Pazar günü öğlenden sonra Eğirdir'den uygun saatte İzmir'e direkt dönüş yok.Faaliyet bittikten sonra bir şekilde Eğirdir'den Isparta'ya gideceğim ve Isparta'dan İzmir'e hareket..
Cumartesi gecesi 22.00 Konya otobüsü ile yolculuk başladı.
Sabah 04.45 de Eğirdir'e indim.
Hava aydınlanmaya başlayınca yürüyüşe başlamayı düşünüyordum.Ancak gece görüntüsü çok güzel..
Zaman kaybetmeden başlamaya karar verdim.Böylece daha çok zaman geçirebilirim buz dünyası Eğirdir'de..
Akpınar köyü kavşağına yürüyerek ulaştım.Prostanna Antik Kenti tabelasından çıkışa başladım.
Bu yoldan hep araç ile çıkıyoruz Akpınar Köyüne.Bu güne kadar,aracımızı Köyde bırakıp tırmanışa başladık hep Eğirdir Sivrisi'ne.
Bu da benim için bir ilk olacak..Akpınar Köyü yaklaşık 1400 metre'lerde.Yolu 45 dk da aldım.
Çok güzel bir ilk oldu.Gece karanlığında yıldızlar ve Eğirdir'in ve Eğirdir Gölü'nün ışıklarına uzun zaman tanık olarak Akpınar Köyü girişine ulaştım.
Köy girişinden yine Prostanna Antik Kent tabelasından sağa saparak köy mezarlığının hemen üstünden devam ettim.
Hava hala karanlık..Köy girişinden etaba girdiğim andan 1 saat sonra 06.30 gibi Dedegül Dağları yönünden güzel bir kızıllık belirgin olmaya başladı.Güneşin görünmesine daha 45 dk var.
Yükseldikçe, Eğirdir Gölü'nün görüntüsü ortaya çıkmaya başladı.
Beyaz dünya, kızıllık ve sessizlik var sadece.
Sırt çantamı hazırlarken 'tozluk' , 'hedik' ve 'balaklava'mı almadım.Dış katman kıyafetlerim,bot,bere ve eldivenler yeterli olur diye düşündüm.
Tozluğun ne denli gerekli olduğunu anlamam uzun sürmedi.
Akpınar Köyü girişinden sağa köy mezarlığı üstünden Eğirdir Sivrisi etabına girdikten az sonra yağan karın başlangıçta dahi yarım metre olduğunu farkettim.Yoğun karlı yüzeyde bazı bölümler rüzgarın etkisi ile donmuştu.Ama donmamış bölümlerde bir ayağım yukarıda bir ayağım kara yarım metre batmış halde ilerlemeye başladım..Burada hedik olsaydı kolay olurdu.Karın üstünde kalabilirdim.Ancak bu durumdan keyif alarak devam ettim. Sadece biraz zorlu ve uzun bir yürüyüş olacaktı..
Tozluklarımı almadığım için kara gömülen ayaklarıma ve botlarımın içine kar dolması uzun sürmedi.
Ayrıca derin kara batan ayaklarımda nispeten sert olan katmandan dolayı ince sızılar duymaya başladım. Tozluk almadığım için sıyrılan paçalarımdan dolayı sert kar katmanı bacağımı çizmeye başladı. İnce sızılar ve keyif..
Ve güneş göründü..
Hava çok soğuk..Boyuna gelmeden önce soğuk hava katmanının içine girdim.Bu anda balaklavayı aradım..Açıkta olan tek yer yüzüm.Soğuk rüzgar ile birleşince yüzümde hissizlik başladı ama yine devam ettim.
Güneş ışıkları ile birlikte bu defa ayrı bir güzellik sahne aldı.Buz dünyası ve yansımalar..
Başlangıçtan itibaren çok farklı olan yürüyüş sanki başka bir dünyada devam ediyordu.Kristal yansımalar dünyası aldığım keyfi iyice arttırdı.Sık sık durarak anın tadını çıkardım.
Boyundan sonra daha dik bir etap başlar.Buradan sonra kar kalınlığı daha da arttı.
Kara batıp çıkmalar; bel hizama kadar geldi.Eğiminde etkisi ile geriye de kayarak ve adeta karda yüzmeye başladım.. Kendi kendime gülüyorum..
Zor bulunur bir deneyim oluyor.Normal şartlarda 15 dk sürecek bir yürüyüş var.
Zirve görünmüyor.Ama 250 metre kadar kaldığını biliyorum.
İlerlemek imkansız hale geldi.1 metreye yakın kar kalınlığı var.Adım atmıyorum,Kar üstünde yüzmeye çalışıyorum..Ve her kulaçta artık aynı yerdeyim..
Dönme kararını verdim nihayet..Karda kayarak dönüşe geçiyorum.
Gece karanlığında yürüdüğüm yerlerden ayak izlerimi takip ederek iniyorum..
Beyazlıklar maviliklere karıştı..
1600 metrelerde Prostanna Antik Kenti yakınından geçiyorum.
Eğirdir Gölü, inişte hep gözlerimin önünde.
Arkamı döndüğümde,Eğirdir Gölü'nün kışını zirvesinden izleyemediğim bu defa zirvesine izin vermeyen Sivridağ..
Yine Köy mezarlığının üstünden Akpınar Köyü'nün girişine geldim.Buradan seyir terasından Eğirdir Gölü'ne bakabilmek için köy içinde ilerleyerek Akpınar Seyir Terası'na ulaştım.
Seyir terasından gölün kışına tanıklık ettim..
Daha sonra Akpınar Köyü'nden Eğirdir'e doğru Eğirdir ve Göl karşımda inişe geçtim.
Eğirdir Gölü kıyısına geldiğimde klasikleşen Ada yürüyüşümü de yapmadan Eğirdir'den ayrılmak istemedim.Isparta'dan İzmir'e dönüş otobüsüm 15.30 da.Yeterli zaman var..
Karşımda Barla Dağı.
Eğirdir'e her zamanki gibi doyum olmadı..
Eğirdir Otogara geldim.Artık Isparta'ya gitme zamanı.
Isparta dolmuşu saatini beklerken buradan güzel gölü seyretmeye devam ettim.
Eğirdir Sivrisi'nin altından geçerek Isparta'ya doğru yola çıktık.
Eğirdir-Isparta arası yaklaşık 40 km.Yol 45 dk sürüyor.
Eğirdir'den Isparta Otogar diye bindiğim dolmuş,Isparta Köy ve İlçe garajına gitti.
Yolculuğun sonlarına doğru unutamayacağım bir anım daha oldu..
Köy garajında indikten sonra Şehirlerarası Otobüs terminaline gitmek için taksi bakarken motosikletiyle geçen bir genç durdu. 'Nereye gidiyorsunuz?' diye sordu.Otogara gitmek istediğimi söyleyince, 'Bende o tarafa gidiyorum,atlayın sizi bırakayım' dedi.Ben ve sırt çantam motosikletin arkasında çokta uzak olmayan Otogara doğru yola çıktık.
Yolda sohbet ettik.Kendisinin Sütçüler İlçe'sinden olduğunu öğrendim.
Tam benlik bir final oldu..
Isparta Otogar'ına geldiğimde İzmir otobüsünün hareketine 1 saat vardı.
Bekleme salonunda koltuğa oturdum.
Hemen yakınımda kalorifer petekleri ve sıcak ortam.Botlarımın içinde ıslanmış çoraplarımı yedekleriyle değiştirmek ve botlarımı kurutmak için zamanım var.Botların tüten dumanı ve sıcak ortamda çok tatlı yorgunlukla ve zorlu ama her anından büyük keyif aldığım aktivitenin verdiği hazla geçen zamandan sonra otobüs hareket vakti geldi.
Koltuğum ön sırada.Yol hallerini seyrederek İzmir'e giderim diye düşünüyordum.
Ancak Isparta'nın az çıkışında uykuya teslim oldum.
Aralarda gözümü açtım.İzmir'e nasıl geldik anlamadım.
Eğirdir Sivrisi'ne aynı dönemde,yine benzer zor şartlarda bu defa daha hazırlıklı olarak çıkarak göremediğim manzarayı ve orada zaman geçirmeyi ve o anları da bloğumda sizlerle paylaşmayı çok istiyorum.
Hani derler ya: 'Kapatacak bir hesabımız var..'
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder