BURGAZADA SEVGİLİM ...
'' Bir gün doğup büyüdüğüm topraklardan ayrılmak zorunda kalsaydım, vatan diye en çok yüreğim sızlayarak özleyeceğim yer Burgazada olurdu. Benim için Burgaz vatandır. Ben daha küçücük bir çocukken, ailece aşık olduk ona. Önce babam, sonra her birimiz tek tek kendimizce... Ve hiç bitmedi bu aşk.
Taşını toprağını, kumunu çakılını, ağacını çalısını, börtüsünü böceğini sevdim onun. Ki hiç zor değil... Bir tek gün kalmak yeter.
Ben büyüdükçe, onun da değişmesini izledim. Burgaz, eski Burgaz değil artık. Değişen dünyaya ayak uyduruyor. Hala onu her gören sevdalanıyor ama... Ah siz onu eskiden görmeliydiniz. Havasını solumalıydınız. Bir şey vardı onda, insanı sarıp sarmalayan, huzur veren ve de eşitleyen. ''
1950 li yılların başında daha küçük bir çocukken yaz aylarının başlarında Burgazada'ya ailesi ile gelip, kiraladıkları evde Burgazada'da bir yaz geçiren '' Bercuhi Berberyan ( Tatiana ) '' ve ailesi için Burgazada artık tutku derecesinde sevdikleri adaları olmuş..
Bercuhi Berberyan'ın '' Burgazada Sevgilim ... '' kitabının daha önsözündeki ifadeleri beni kitabın içine alıverdi... Benim de çok sevdiğim Burgazada ile ilgili bu giriş sözlerinin etkisi, kitabın her bölümünde ve her sayfasında devam etti. Kitabı elimden düşürmeden kısa sürede okudum ve hatta bitmesine üzüldüm..
Hayranı olduğum Burgazada'nın; yakın tarihi, mekanları, insanları, adanın eski insanlarının hoşgörülü ve sımsıcak yaşamları ile ilgili bir çok bilgiye sahip oldum. Burgazada ile bundan sonraki buluşmalarımda Bercuhi Berberyan'ın gözü ile de bakmaya çalışacağım...
Bercuhi Berberyan'ın Burgazada'sında etkileyici bir yolculuğa çıkabilmek için bu kitabı okumalısınız..
Önsözden devam ederek ve kitabın bazı bölümlerinden kısa alıntılar ile bu çok özel kitabı ve yaşam yolcuğunu sizler ile paylaşma gereği duydum..
'' ... Biz Burgazlı olduğumuz için sırf; mutlu bir çocukluk geçirdik. Yeni yetme Burgazlılar bu duyguyu bilmezler. Yaşıtlarım anladılar. Geriye dönüp baktığımızda bizi gülümsetmeyen tek bir anımız bile yok, biz eski adalıların. Olaylar, insanlar, ilişkiler, yaşananlar hep güzel, keyifli... Acılar bile yürek ısıtarak gülümseten...
Yıllar geçtikçe, çağa ayak uydurdukça ada, unutuluyor eski güzellikler ve anılardan siliniyor renkler. Biz o eski günleri yaşamış, geçişi izlemiş ve bu günü yaşamakta olanlar yani arada kalanlar, renkler hepten yok olmadan dünü güne bağlamaya çalışmalıyız. Gördüklerimizi, yaşadıklarımızı kaydetmeliyiz.
'' Haydi, bir ucundan da ben tutayım bari '' diyerek oturdum masamın başına. Adaya ilk ayak bastığım günden başladım. Anılarımı bir bir çıkardım belleğimin köşesinde bucağında saklandıkları yerlerden. Kimi sıralı ve düzenli geldi yerleşti satırlara, kimi rast gele fışkırdı zamansız. Özünde, özgür bıraktım hepsini. Süslemedim de ...
Bir anılar kitabı oluştu az buçuk tarih kokan, arka fonda Burgazada... Başkahramanı da babam oluverdi kendiliğinden. Tanıdığım en büyük Burgazada aşığı... Ölümüne kadar vazgeçmedi sevdasından. Zor oldu benim için, onun sağlığında keyifle başladığım kitabı ölümünden sonra hüzünle tamamlamak.