Sayfalar

1 Haziran 2025 Pazar

 ERZURUM - YUKARISI BUZ, AŞAĞISI SOĞUK, ORTADA BEN ...

Erzurum ile 1994 yılında tanıştım. 31 yıl olmuş. Kendi kendimizi aramak için daima geçmişle hesaplaşmak zorundayız. Geçmişin izlerini takip edip bugüne taşımak. Mekanların ruhuna, hatıralarına, yaşanmışlıklarına dokunmak, geçmişin kaybolan güzelliklerine duyulan özlemle geleceğe duyulan merak arasında gidip gelmek. Zamanın ikiye bölündüğünü hissedebilmek. Bir yanda geçmiş bir yanda bugün... Erzurum için baharın habercisi leylekler, kışın habercisiyse, Tokat'tan gelen kestanecilermiş. Kış, buraya öyle ani gelir ki, yerliler, '' Erzurum'a kar yağmaz, kütle halinde düşer '' diyorlar. Bayburt'tan başlayıp, İspir yol kavşağında tamamladığım ve üç gün süren muhteşem yürüyüşten sonra dün akşam Erzurum'a ulaştım. Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan Öğretmenevine yerleştim.
Evliya Çelebi, Erzurum'a yaptığı seyahatle ilgili : '' Ben Erzurum'da 11 ay, 29 gün kaldım, yaz görmedim '' der. Sert iklimi ile ünlü Doğu Anadolu bölgesindeki Erzurum, deniz seviyesinden 1959 metre yükseklikte yer alıyor. Bu özelliği ile Anadolu'daki en yüksek yerleşim yeri olan Erzurum ayrıca dünyanın da en yüksek yerleşim yerlerinden... 
Erzurum Öğretmenevi'nde, yolun yorgunluğunu atmış ve dinlenmiş olarak güne erken başladım. Tarihi Erzurum Lisesi önünden yürüyerek Kongre Caddesi'ne yarım saatlik yürüyüşle ulaştım. Erzurumluların yaptığı gibi; kertilor (göğermiş peynir / küflü peynir),  kaymak ve Erzurum Ketesi aldım. En yakın çay ocağında demli Erzurum çayı ile çok güzel bir kahvaltı yaptım.
Erzurum Kongre Caddesi'nden Cumhuriyet Caddesi'ne ulaşan uzun cadde '' Peynirciler Çarşısı '' olarak biliniyor. Tarihi Erzurum Kongre Binası'nın hemen karşısındaki Hemşin Unlu Mamuller Fırını Erzurum kahvaltılarının vazgeçilmezi '' Erzurum Ketesi '' ni almak için tavsiye edilen yerlerin başında geliyor.

Birçok yörede, türlü şekillerde yapılan kete, Erzurum yöresinde genel olarak içsiz, sade şekilde hazırlanıyor. Doğal sütten elde edilen tereyağı ile hazırlanan Erzurum Ketesi, ağır olmayan bir hamur işi. Hamurunda; ceviz, yumurta, sıvı yağ, tereyağı, süt, su, maya, tuz, toz şeker, un bulunan Erzurum içli ketesi ağızda dağılan sıcak haliyle yemelere doyulamayacak bir lezzet.


Fırının içindeki mis gibi tereyağlı unlu Mamullerin kokusu çok davetkar...
Peynirli, Patatesli, Kıymalı kete çeşitlerini de sıcak olarak bulmak mümkün.
Hemşin Fırını'nın hemen yanı başındaki '' Çizmelioğlu Süt Ürünleri '' nde, yöresel süt ve şarküteri ürünleri bulunuyor. 
 
Göğermiş peynirin (kertilor) daha az göğermiş bölümünden aldım...


Çok iyi bir kahvaltı yaptığıma göre artık, Cumhuriyet tarihimizde büyük öneme sahip '' Erzurum Kongre Binası '' nı ziyaret etme zamanı geldi.
Mustafa Kemal Atatürk ve kurmaylarının izlerini taşıyan kent,12 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında bu binada Erzurum Kongresine ev sahipliği yapıyor.
Erzurum Resim ve Heykel Müzesi binası, Erzurum Kongresi'nin toplandığı ilk bina. 1864 yılında Mıgırdiç Sanasaryan tarafından yaptırılan bina, Sanasaryan Koleji (Ermeni Kız Yatılı Okulu) olarak eğitim vermiş.
Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Erzurum Kongresi'nin toplandığı ve müze olarak kullanılan bina, sergilenen eserlerle '' Milli Mücadele '' döneminin 106 yıldır izlerini yansıtıyor.
Milli Mücadele hareketinin dönüm noktalarından olan ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı Erzurum Kongresi, ulusal egemenliğin koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine karar verilen ilk kongre olması ve Milli Mücadele'nin rotasının çizilmesi açısından büyük önem taşıyor. Düşman işgalindeki vatan toprağını kurtarmak için bağımsızlığa giden zorlu yolu Erzurum'dan sürdüren Atatürk ve silah arkadaşları, bu kongre sayesinde ülkenin bağımsızlığa giden yolu açıyorlar.

Doğu vilayetlerinden Erzurum, Sivas, Van, Bitlis, Diyarbakır ve Elazığ'a yönelik Ermeni tehlikesi ve kurulmak istenen Ermenistan'a tepki ile Trabzon vilayetinde de Trabzon, Rize, Gümüşhane, Ordu, Giresun'da Rum Pontus iddialarına karşı tedbir için toplanan Erzurum Kongresi, bölgesel bir kongre olmasına rağmen bütün yurdu ilgilendiren nitelikler taşıyor.

Erzurum Kongresi, hiçbir baskı ve yönlendirme olmadan Türk milletinin kendi hür iradesiyle almış olduğu milli bir kararın hayata geçirilmesiyle Türk milletinin var olduğu ve var olmaya devam edeceğinin en önemli göstergesi olmuş.

Türk milletinin var olma mücadelesindeki ilk refleksini ve kararlılığını gösterdiği tarihi kongrede alınan '' Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz. '' kararı ile Milli Mücadele yolunda büyük bir aşama kaydedildi.

Erzurum Kongresi'nin kapanışındaki konuşmasında '' Tarih, bu kongremizi şüphesiz ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir. '' diyen Atatürk, bundan 106 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı Kongre'nin önemine dikkat çekiyor.

Atatürk, '' Milletimizin kurtuluş umuduyla çırpındığı en heyecanlı bir zamanda, fedakar sayın heyetimiz her türlü zahmete katlanarak Erzurum'da toplandı. Duygulu, asil bir ruh ve çok güçlü bir inançla vatan ve milletimizin kurtuluşuyla ilgili köklü kararlar aldı. Özellikle bütün dünyaya karşı milletimizin varlık ve birliğini gösterdi. '' sözleriyle kongrenin önemine vurgu yaptı.


Atatürk, Erzurum'a geldikten sonra askerlikten istifa ediyor, kendisine Erzurumluların sahip çıktığı kongrede Milli Mücadele'nin liderliğini yapıyor.
Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar ile; Misak-ı Milli'ye ve TBMM'nin açılışına kadar giden süreç belirlendiği gibi aynı zamanda Milli Mücadele'nin lider kadrosu da oluşuyor.

O günler Erzurum'un, tarihin en zorlu dönemi. Erzurum'un yarısı yakılmış yıkılmış ve harabeler arasında bir kongre yapılıyor. Bu kongre en zor sıkıntıları yaşamış olan insanların yaptığı bir kongre... Öncesinde Rus işgali ve Ermeni mezalimini yaşayan bir kent, harabe halinde olmasına rağmen böyle bir kongreyi yapıyor. Yani Erzurum en zor gününde en büyük görevi yapmış.
Bu kongre aslında Milli Mücadele'nin yerellikten ulusallığa geçişini simgeleyen ve bunun için en önemli kararların alındığı bir geçiş kongresi. Çünkü Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar daha sonra Sivas Kongresi'nde bütün yurda yayılıyor.
Envanterinde 248 tablo, 47 hat, 11 özgün baskı, 6 heykel, 10 seramik olmak üzere 322 eser barındıran müze çok ilgi görüyor. Sabah açılış saatlerinde müzeyi çok rahat ve detaylı gezdim. Gezimi bitirip çıkarken çok sayıda tur otobüsü ve okul gezisi gurupları müzeye giriş yapıyorlardı.

Öğlen oldu. Erzurum lezzetleri denince '' Çağ Kebap '' ön sıralarda geliyor. Tavsiye edilen ilk üç mekandan birisi de : '' Şenyurt Çağ Kebap ''. Kongre Binası'na yaklaşık 500 metre mesafede.
Erzurum'un Şenyurt ilçesinde başlayan lezzet yolculukları, 15 yıl önce Erzurum'da açtıkları mekanlar ile devam ediyor.
Kuzunun but ve kaburga bölümlerinden hazırlanan kebap enfes lezzette...
Şişler, kebabın sıcak yenebilmesi için birer birer geliyor. Siz tamam diyene kadar...
Her lezzet yerinde, yöresinde daha güzel. Şenyurt'un çağ kebabını yedikten sonra benim yorumum : '' Bu çağ kebabı ise bizim bu adla başka yerlerde yediklerimiz yaprak dönermiş... '' şeklinde oldu.
Çağ şişe geçirildikten sonra diğer yüzü ızgara yapılmış halde de servis ediliyor. Tercih tamamen size kalmış. Izgara yapılmamış (iç kısmı nispeten çiğ kalmış) haline '' Tatari '' deniyor. Erzurumlular daha çok tatari halini tercih ediyorlar.
Şenyurt da Erzurum'un yöresel tatlısı '' Kadayıf Dolması '' ile pekmezli kadayıf ve sütlaç da çok başarılı.

Şenyurt dan damağımda unutulmaz tatlar ile çok mutlu ayrılıyorum... Hazır lezzetlerden söz açılmışken; önceki akşam uzun yürüyüşüm sonrası Erzurum'a gelip, Öğretmenevine yerleştikten sonra akşam tattığım lezzetleri de anlatayım.
Cumhuriyet caddesinde üç yol ağzında olan '' Meşhur Çorbacı Yeşilkent '' e geldim.
İki katlı lokanta oldukça hoş bir dekorasyona sahip.
Karşılama, ilgi ve ağırlama çok iyi. Kelle paça çorbası tercih ettim.
Çorba bol taneli, terbiyeli ve kendine özgü lezzetiyle çok lezzetliydi.
Yörenin en ünlü çorbası '' Ayran aşı '' da bulunuyor. Lokantadaki çorba çeşitleri mevsimsel ürünlere göre değişiyormuş. 
Ayrıca öğle saatlerinde '' Hınıs kuru fasulyesi ve pilavı '' da çıkıyormuş.
Erzurum da sadece çorba servis eden güzel bir mekan tanımış olmak mutlu etti.
Günün son lezzeti için, bir Erzurum klasiği olan '' Kadayıf Dolması '' nın en iyi adreslerinden '' Muammer Usta '' nın Cumhuriyet Caddesi'ndeki şubesindeyim.

Tereyağında oracıkta hazırlanan ve sıcak servis edilen Kadayıf dolmasının hazırlanışını izledim.
İçi bol cevizli kadayıf dolması harika. Yarım porsiyon kadayıf dolması ve pekmezli baklava istiyorum. Çay ile beraber mutlu anlar yaşıyorum.

Tereyağı, pancar şekeri, kaliteli ve bol malzeme ile hazırlanan diğer tatlılarda nefis görünüyor.


Burada bulunduğum sürede Erzurumluların '' Muammer Usta '' çok rağbet ettiklerini görüyorum.
Kongre caddesinden Cumhuriyet Caddesine doğru yürümeye devam ettim.
Erzurum'da, Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı Rüstem Paşa tarafından 1561 yılında yaptırılan ve ticaret yollarının merkezinde bulunan Taşhan (Rüstem Paşa Bedesteni), asırlardır yörenin ticaret merkezi olma özelliğini sürdürüyor.

Doğu ve batı yönünde sivri kemerli ve tonozlu iki kapıdan girilen avlunun çevresinde 32 oda bulunuyor.

Üst katta ise koridor çevresinde sıralanmış basık tonozlu odalar bulunuyor. Kervansaray, günümüzde Oltu taşı esnafının imalat ve satış yeri olarak hizmet veriyor. Alt katı gezdikten sonra üst kata çıktım. Vitrinini beğendiğim '' Özen İş Kuyumculuk '' a geldim. Hem Oltu taşı ile ilgili bilgi almak hem de hediyelik Oltu taşı takılar almak istiyorum. Kuyumcu ve mekanın sahibi '' Fahri Keleş '' ile tanışıyorum. Fahri Bey, nezih bir insan. Çay ikram etti. Oturduğumuz yerden sohbet ederken, Oltu taşı ve takılar ile ilgili önemli bilgiler verdi. 


Erzurum'un yeraltı zenginliklerinden biri olan Oltu Taşı, Oltu ilçesinin sınırları içindeki 300 den fazla ocaktan çıkarılıyor. Çıkarılması zor, rezervi az ancak işlenmesi kolay. Fosilleşmiş Ardıç ağacı kalıntısı olan Oltu Taşı, sayısız eşyada ve takıda yer alıyor.
Oltu Taşı topraktan çıktığında çok yumuşak olmasına rağmen, hava ile temas ettiğinde sertleşiyor. Genellikle siyah ve kahverengi renkte olan Oltu Taşı, kullanıldıkça daha da parlıyor. Oltu Taşını elimizin içine alıp nefesimizle buharlaştırdığımızda buharı çekip üzeri nemleniyormuş.
Sürtünme ile elektrikleniyor, küçük kağıt parçacıklarını kendine çekiyor ve bıçakla hafifçe kazındığında kahverengi toz çıkarıyor. Tüm bu özellikleri Oltu Taşının taklitlerinden ayırt edilmesine yarıyor.

Oltu Taşı işletmeciliği günümüzden 200 yıl önce başlamış, Cumhuriyet Dönemi'nde önem kazanmış. Oltu Taşı işletmeciliği ayrı bir hüner ve ustalık gerektiriyor. Taşlar küçük bir keserle kütük üzerinde kırılıyor ve yabancı maddelerden temizleniyor. Bu işlem sırasında oldukça fazla fire veriliyor. Öyle ki, 1 kilo Oltu Taşından ancak 7 tespih yapacak kadar hammadde kalıyor. 
Oltu Taşından tespihin yanı sıra kolye, gerdanlık, yüzük taşı, fincan takımı, pipo, sigara ağızlığı, küpe, kol düğmesi, rozet, kravat iğnesi ve yaka iğneleri yapılabiliyor.
Erzurum gezinizde Taşhan (Rüstem Paşa Bedesteni) mutlaka programınızda olsun. Taşhan'ın 2. katında Fahri Bey sizi çok iyi karşılayacaktır ve Oltu Taşı'nı anlatacak ve en güzel örneklerini gösterecektir...
Erzurum